KÖROĞLU DESTANI MEMLEKETİMDEN MANZARALAR PROF.DR. AHMET AKTAŞ

16. yüzyıl ve Bolu beyi çok güvendiği Seyisi olan Yusuf’a “ çok hünerli ve  değerli bir at bul” talimatını verir.  Seyis Yusuf uzun süre beyin isteğine göre at arar. Büyüdüklerinde istenen niteliklere sahip olacağına inandığı iki küçük tay bulur ve bunları satın alır. Bolu beyi bu zayıf tayları görünce çok kızar ve Seyis Yusuf’un gözlerine mil çektirir ve işten kovar. Evine dönem Yusuf oğlu Ruşen Ali’ye talimat verir ve tayları babasının istekleri doğrultusunda büyütür.

Babası kör olduğu için köroğlu adıyla anılmaya başlayan Ruşen Ali atları yetiştirir ve taylardan biri mükemmel bir at haline gelir ve Kırat adı verilir. Kırat da destan kahramanı Köroğlu kadar ün kazanır. Seyis Yusuf Bolu beyinden intikam almak için gözlerini açacak ve onu güçlü kılacak üç sihirli köpüğü içmek üzere oğlu ile birlikte pınara gider. Ancak, Köroğlu babasına getirmesi gereken bu köpükleri kendisi içer ve yiğitlik, şairlik ve sonsuz güç özelliklerini kazanır. Baba kaderine razı olur ve ancak oğlundan ne pahasına olursa olsun Bolu beyinden öcünü almasını ister

Köroğlu Çamlıbel’e yerleşir. Çevresine yiğitler toplar ve babasının intikamını alır. Hayatını fakirlere ve çaresizlere yardım ederek geçirir. Halk arasında veciz sözü olan ”Selam olsun Bolu beyine” kulaktan kulağa yayılır ve intikam almaya geliyorum Bolu beyi anlamında kullanır.  Yıllar sonra tüfek icat edilince halk tarafından çok söylenen “tüfek icat oldu mertlik bozuldu” deyişleri yayılmaya başlamıştır.

Köroğlu destanının yanında çağımıza damgasını vurmuş, Bolu’da efsaneleşmiş bir başka kişi de İzzet Baysal’dır. Kendisinden bahsetmeden yazıma son vermek istemedim. Tüm ömrünü ve servetini Bolu için harcamış, hayırsever, vizyon sahibi bir insan. Bolu Abant İzzet Baysal üniversitesinin kurucusu ve hamisi olan İzzet Baysal kurduğu vakıf sayesinde hem üniversitenin gelişimini sürekli hale getirmiş hem de öğrencilerin hamisi olmuştur. Bolu’da her yerde, her sokakta, kafanızı kaldırdığınızda gördüğünüz tüm eserlerde onun misyonu ve vizyonunu görmeniz mümkündür.

Gezimizin son durağı doğal güzelliğiyle insanları büyüleyen, doğal sit alanı olarak korunan ve kullanılan Gölcük tabiat parkı oldu. Aşağıda resimde görülen mekan, filmlere konu olmuş ve şu an da devlet konuk evi olarak kullanılan binadır.