MEMLEKETİMDEN MANZARALAR(4) PROF.DR. AHMET AKTAŞ

Değerli dostlar, Tunceli ziyaretimizin ardından Munzur sıra dağlarının muhteşem manzarası karşımızda olmak kaydıyla dereler ve tepeler aşarak Çemişkezek ilçesine vardık. Şehir merkezinde kısa bir tur atarak yol üstünde bulunan benzin istasyonundan benzin alıp, kısa bir dinlenme ve ardından Erzurum’a ulaştık. Konaklama olarak da Atatürk Üniversitesinin şehir merkezinde bulunan konuk evine yerleştik.

Dadaşlar diyarı Erzurum şehir merkezi ziyaretimize başladık. Selçuklu ve Osmanlı eserleri ve  tarihi kalesini birer birer gezdik. Doğunun incisi Erzurum’u herkesin muhakkak gezmesi ve görmesi gerekir. Ulu Cami, tarihi hanlar, medreseler ve restore edilmiş konaklarla bezenmiş tarihi şehir merkezi sizi tarihin derinliklerine götürüyor.

Tarihi dokunun yanında modern şehircilik anlayışıyla inşa edilmiş Cumhuriyet caddesi ve iki taraflı alış veriş olanaklarıyla ve  yoğun insan trafiğiyle hareketli yaşam dikkatinizi çekiyor.

Erzurum’a gidip de Palandöken kayak merkezine gitmemek olur mu? İlk günümüzde öncelikle ziyaret ettiğimiz Palandöken, alt yapısı ve üst yapısı ile gerçekten donanımlı bir kayak merkezi olma özelliğini ve hakkını almıştır.

Birinci günümüz akşamında gezilerimizi tamamladıktan sonra akşam yemeği olarak olmazsa olmaz Erzurum cağ kebabı yemeliydik. Bir Erzurumlu dadaşa,”en iyi cağ kebabı” nerede yenir dediğimizde bizi tarihi gümüşçüler çarşısı karşısında bulunan “ye gör” restoranına yönlendirdi. Çok ilginç bir durumla karşılaştık. Bu restoranın sahibinin de adı ve soyadı Ahmet Aktaş imiş. Gülüştük,şakalaştık.

İkinci günümüzde Erzurum şehir merkezine yüz km. uzaklıkta bir doğa harikası olan Tortum Şelalesine gittik. Tortum gölü ve Tortum şelalesi tek kelime ile etkileyici, büyüleyici görüntüsüyle muhakkak gezilmesi gereken destinasyonlardan birisidir, diyebiliriz. 

Tortum şelalesi dönüşü akşam saatlerinde yeniden Erzurum şehir merkezine geldik. Akşam yemeği için tesadüfi bir restorana girdik. Restoranın sahibi Ümit usta idi. Bu kadar candan, misafirperver, sohbeti tatlı, yardımsever kişiliğiyle bizi kendisine bağladı. Karşılıklı telefonlarımızı verdik ve her türlü haberleşmeyi eksik etmeme sözü ile keyifli bir akşam geçirdik. Kısa süre içinde tanıdığı bir misafirine(müşteri) hesap almamak adına cömertliğine zorla da olsa hayır diyebildik. Cömertliğinden kurtulamadık. Çünkü, sabah kahvaltı ısrarına hayır diyemedik ve sabah kahvaltısında yeniden birlikte olduk. Allah yolunu açık etsin.

Yarın yola çıkıyoruz. Yolumuz uzun olacak. Bayburt, Gümüşhane, Zigana Tüneli ve Trabzon’a gideceğiz. Görüşmek dileklerimizle…..