Vietnam başkenti Hanoi şehrine yerel saatle 11.30 da ulaşıyoruz. Gümrük işlemleri ve bagajların alımından sonra hava limanından dışarı çıkıyoruz. Bu arada organize tur paketi satın alanların tamamı 27 kişiden oluşmaktadır. Türkiye’nin değişik illerinden bir araya gelen arkadaşlarla ilerleyen günlerde çok iyi dostlukların kurulduğunu da ifade etmemde yarar var. Seyahat Acentası temsilcisi rehberimiz de görevini en iyi şekilde yapmanın gayreti içinde oldu.
Hava limanından çıkışta yerel rehber ve tur otobüsümüz bizi bekliyordu. Otele varmadan önce şehir turumuzu yapmaya başladık. Şehir merkezinde görülmesi gereken yerlerin başında ülkenin lideri Ho Chi Minh tapınağını gezmek vardı. Ancak, o gün Fransa Cumhurbaşkanının orda olması bize gezme fırsatı vermedi. Bu eksikliği Hanoi terk edeceğimiz günün sabahında yapabildik.
Hanoi şehrinin ortasında ülkenin en uzun, derin ve geniş yataklı nehir olan Khan geçmektedir. Hanoi şehri adını bu nehirden almaktadır. Ülkede ayrıca farklı küçük, büyük nehirlerde bulunmaktadır. Vietnam zaten suların ülkesi ünvanını da taşımaktadır. Vietnam’ın nüfusu 105 milyon olup, o coğrafyada Çin’den sonra en kalabalık ülkedir. Başkent Hanoi ise 20 milyon nüfusu ile büyük bir metropoldür.
Hanoi çevresi çok geniş tarım toprakları ile çevrilmiş, alabildiğine yeşil dokusuyla düz alanlardan oluşmaktadır. Tarım topraklarını devasa büyük ve ağır yapılaşmaya açmadıkları gibi, yerleşim alanlarının belirlenmesi ve yakınındaki tarım alanlarında hala ziraat yapılmaktadır. Bu görüntü çevre kirliliği yapmadığı gibi korumacılığın önemini de göstermektedir. Muz bahçeleri, pirinç tarlaları, sebze bahçelerinden senede iki defa ürün aldıklarını söylediler.
Şehirdeki binaların çoğunun dar ön cepleri ve kibrit kutusu gibi üst üste inşa edilmesi dikkatimi çekti. Rehber hanıma sorduğumda aldığım cevabın toprak vergisinin yükseklinden olduğunu belirtti. Yani geniş ön cepheli ve yüksek katlı binalar yapabilmeniz için bu yüksek vergilere katlanmanız gerekiyor.
Vietnam 1859 yılında Fransızlar tarafından işgal ediliyor. Fransızlar ilk gelişlerinde misyonerlik faaliyetleriyle yerel halkı Hristiyanlık dinine davet etme çabalarında bulunuyorlar ve de belirli bir başarıyı yakalıyorlar. Lider Ho Chi Minh Fransızları 1954 yılında gönderiyor. Böylece, Vietnam özgürlüğüne kavuşuyor.
Tabii ki Fransızlar, şehircilik, mimarlık ve füzyon mutfak konularında Vietnamlılara önemli katkı ve bilgiler bırakıyorlar. Bugün yerel Vietnam mutfağı yanında füzyon mutfak uygulamalarını da görmek mümkündür. Aşağıda yerel bazı yemeklerden örnekler görmektesiniz. Aslında Vietnam mutfağı ağırlıklı olarak haşlama pişirme metotları ile ve çoğunlukta Pho dedikleri, haşlanmış su içinde sebzeler, nudul, beyaz et ya da kırmızı etten oluşmaktadır. Hafif ve besleyici özelliği olan yiyeceklerinin yanında yürüyen, ya da kımıldayan her türlü canlı hayvanları yiyen bir toplum olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Sokak lezzetleri adı altında hijyen kurallarından tamamen yoksun olarak sokaklarda pişirme, ilkel yıkama usülleri ile hazırladıkları yiyecekleri tezgahlarından halka satan ve de halkın da yoğun ilgi gösterdiği görüntüler bizleri çok ilgilendirmese de onları seyir etmek ve de yorum yapmak durumunda kaldık. Vietnam’ı yazmaya devam edeceğim.