Değerli okurlarım 27 şubat 2023 Pazartesi sabah 6.30 da otelden ayrıldık. Bugünkü gezimiz Uruguay ülkesine olacak. Buenos Aires ile Uruguay’ın sahil şehri olan Colonia Del Sacramento arası hızlı feribotlarla bir saat onbeş dakika kadar. Uruguay Güney Atlantik Okyanusuna kıyısı olan ve Brezilya ile Arjantin arasında bulunan 3 milyon nüfuslu küçük bir ülke. Uruguay, İspanyol ve Portekizli sömürgecilerin kavgasında sürekli el değiştirmiş ve 1750 yılında İspanyollar, 1777 de Portekizliler ele geçirmiş sonra tekrar İspanyollar, tekrar Portekizliler derken Uruguay 1814 yılında bağımsızlığını kazanmıştır.
Uruguay’ın başkenti Montevideo şehridir. Bu her iki şehir de tıpkı Buenos Aires gibi Rio de la Plata(gümüş nehir) nehrinin ağzının iki yakasında kurulmuştur. Nehir ağızı denince öyle aklınıza küçük bir su gelmemelidir. Yukarda da belirttiğim gibi 1000 kişi kapasiteli hızlı feribotla gidilen, genişliği 250 km. kadar olan bir nehir yatağından bahsediyoruz.
Limana geldiğimizde (Buquebus) adlı gemi firmasının kontuarına gittik. Burda bir başka ülkeye gittiğimiz için pasaport kontrolundan geçerek gemiye biniyorsunuz. Aynı işlemi Uruguay tarafında da yaşıyorsunuz. Şansımızdan o günlerin ülkede yaz tatili olması nedeniyle hem okulların hem de üniversitelerin tatilde olması, limandaki yoğunluğun az olduğunu söylediler. Güney Amerika ülkelerinde Aralık, Ocak ve Şubat ayları yaz mevsimi ayları olmaktadır. Mar, Nisan,Mayıs ayları ise sonbahar mevsimine karşılık geliyor. Diğer aylar da diğer mevsimleri içeriyor. Ancak, yine de diğer mevsimlerin de sert geçmediğini, ılıman okyanus ikliminin hakim olduğunu söylediler.
Uruguay sahilinde Sacramento şehrine feribot yanaştı ve binlerce insan sahile indiler. Bizde indik. Bu şehir; tarihi şehir duvarları, taş sokakları, taş evleri, renkli köy evleri ve sarı sokak lambalarıyla keyifle dolaşılabilecek küçük ve o kadar da şirin görülmektedir. Şehrin tarihi dokusunun olduğu sokaklarında İspanyollar yağmur suyu ve atık suyunun gidişini kolaylaştırmak adına yolun orta kısmını yükselterek bombeli yapmışlar ve suların yol kenarlarından akmasını sağlamışlardır. Portekizliler ise tam tersini yaparak, yolun orta kısmına akışı verecek şekilde düzenlemişlerdir
1990 yılından bu yana Unesco Dünya Mirası listesine alınan bu şehir Kolonyal mimarinin en güzel örneklerinden biri olarak korunuyor. Şehrin modern yüzüne baktığınızda, sahil yolu üzerine sıralanmış özellikle Arjantinli zenginlerin villalarını ve yalı evlerini görüyorsunuz. Çünkü, Arjantin’den buraya ulaşmak çok kolay ve sakin, sessiz, dingin bir şehir olması en önemli cazibe merkezi olma özelliği veriyor.
Şehrin nüfusunun 25000 dolayında olduğunu öğrenince yukardaki kanıya varmak da kolaylaşıyor. 3 milyon nüfuslu Uruguay’da 30 milyon büyük baş hayvanın yaşadığını söylediklerinde doğrusu şaşırdım. Hata bizim tosuncuğun uzun süre bu ülkede kaldığını söylediler.
Öğlen yemeği için tarihi dokunun bulunduğu şirin bir restorana gittik. Hayvancılığın bu kadar zengin olduğu bir ülkede tabii ki et ağırlıklı siparişimiz oldu. Bonfile et yemeğimi inan yemede zorlandım. Et bir anlama kösele gibi bir şeydi. Mutfak sınıfta kaldı. Tüm diğer arkadaşlarımızda hem yemek kalitesinden hem de servisten memnun kalmadık ve şikayetimizi hem rehbere hem de restoran yöneticisine bildirdik. Umarım gereğini yaparlar.
Akşam dönüş vakti geldi ve bizler yine hızlı dev feribotla Buenos Aires’e geri döndük. Yarın artık ülkeye dönüş hazırlıklarımız başlayacak.