Pandemi sonrası toparlanmanın ardından, 2024'te uluslararası seyahatlerin 2019 seviyelerini aşarak yeni rekorlar kırması bekleniyor. 2023 yılı boyunca dünya genelinde seyahat kısıtlamalarının gevşemesi, artan uçuş bağlantıları ve biriken seyahat talebi, sektörde tam bir toparlanma süreci başlattı. Orta Doğu, görece en hızlı toparlanan bölge olarak öne çıkarken, Avrupa ve Afrika güçlü performans gösterdi; Güney Asya ise yavaş ama istikrarlı bir iyileşme kaydediyor
Ekonomik etki açısından bakıldığında, Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi (WTTC), 2023'teki seyahat harcamalarının önemli ölçüde arttığını, 2024'te ise rekor seviyelere ulaşmasının beklendiğini duyurdu. Ancak, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin gibi bazı büyük turizm pazarlarında uluslararası harcamalar hala pandemi öncesi seviyelere ulaşabilmiş değil. Bu durumu, bazı bölgelerde hala devam eden seyahat kısıtlamalarına ve vize süreçlerindeki yavaşlıklara bağlıyorlar
Bu turizm patlaması, ekonomik canlanma ve istihdam olanaklarını artırırken sürdürülebilir turizm için de zorluklar doğuruyor. Turizmdeki hızlı büyüme, popüler destinasyonlarda aşırı turizmi önleyebilmek için altyapı ve çevresel önlemler alınmasını zorunlu hale getiriyor. WTTC, turizm sektörünün önümüzdeki on yıl içinde büyümeye devam edeceğini, 2034 yılına kadar 16 trilyon dolarlık bir ekonomik katkı yaratacağını ve küresel iş gücünün %12,2'sini istihdam edeceğini öngörüyor. Bu büyümenin yönetiminde hükümetlerin ve sektörün sürdürülebilir yaklaşımlar geliştirip geliştiremesi bir zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor.
2024 yılında Türkiye, turizm sektöründe büyük hedeflerle yoluna devam ediyor ve dünya turizm sahnesinde önemli bir konumda. Bu yılın sonunda 60 milyon turist ve 60 milyar dolar gelir hedeflenirken, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy geçen hafta yaptığı toplantıda açıkladığı son veriler ışığında ziyaretçi sayısını 61 milyon olarak revize ettiklerini duyurdu. Bakanlığın daha önce açıkladığı 2028 yılındaki 100 milyon dolar ve 100 milyon turist hedefini gerçekleştirebilmek için klasik turizm enstrümanlarının yanında kültür, sağlık, kongre ve gastronomi gibi katma değeri yüksek alanlarda gelirleri artırmaya yönelik çalışmalar yapılması gerekmektedir. Bu hedefler doğrultusunda, turizmi sadece yaz sezonuna bağımlı olmaktan çıkarmak ve yılın her dönemine yaymak, sürdürülebilir büyüme için öncelikli bir strateji olarak öne çıkıyor
Ancak Türkiye’nin, uzun mesafeli kış destinasyonlarında henüz yeterince rekabetçi olmadığı belirtiliyor. Akdeniz çanağındaki rakipler, kış sezonunda bile turist çekebilmek için güçlü kampanyalar düzenlerken, Türkiye'nin bu pazarda daha güçlü bir şekilde yer alması için Antalya gibi önemli destinasyonlara yönelik yatırımlar ve kampanyaların artırılması gerekmektedir.
Ek olarak, sektörde enflasyon ve kur dalgalanmalarından kaynaklanan maliyet artışları da turizm işletmeleri için büyük bir baskı unsuru oluşturuyor. Döviz gelirlerinin enflasyona paralel olarak artmaması, otel ve turizm hizmetleri sunan işletmelerin kar marjlarını daraltırken, sektör profesyonellerinin gelecek ile ilgili yaptıkları tahminlerde işlerini zorlaştırmaktadır.
Türkiye'nin mevcut turizm performansı ve ileriye yönelik projeksiyonları dikkate alındığında, sektörde küresel rekabetin yoğunlaştığı ve Türkiye'nin sürdürülebilir, katma değer odaklı bir stratejiyle konumunu sağlamlaştırması gerektiği ortaya çıkıyor. Kültür ve gastronomi turizmi gibi alanlarda yeni projelerle bu ivmenin devam ettirilmesi, ülke ekonomisi ve yerel istihdam üzerinde olumlu bir etki yaratacak gibi görünüyor.
2024'te Türkiye turizm sektöründe dikkat çeken bir diğer konu, personel eksikliğidir. Özellikle yüksek sezonda yaşanan bu sıkıntı, otel ve turizm işletmelerinde hizmet kalitesini doğrudan etkilemektedir. Sektördeki düşük ücret politikaları, iş güvencesi eksiklikleri ve uzun çalışma saatleri, deneyimli ve kalifiye personelin turizmden uzaklaşmasına yol açmaktadır. Bu durum, işletmelerin yeni personel bulma ve mevcut çalışanları elde tutma konusunda zorluk yaşamasına neden olmaktadır. Küresel büyümeye paralel olarak gelişen turizm sektöründeki ihtiyaç duyulan personel konusundaki bu durum tüm paydaşla tarafından ele alınıp ivedilikle çözülmelidir.