BENİ KATEGORİZE ETME KARDEŞİM!

Son dönemler de sıkça rastladığımız bir sorun, herkes birbirine yön vermeye çalışıyor, nasıl düşünmesi gerektiğini salık etmeye çalışıyor, bunu çoğu zaman farkında olmadan yapıyoruz, peki bu karşı tarafa nasıl geçiyor veya nasıl hissettiriyor hadi başlayalım o zaman.

Sosyal medya da çokça oluyor bu, hani işimizle alakalı kısımdan başlayalım istedim, yani herkes kendi çöplüğünde ötsün değil mi?

Linkedln; en çok burada oluyor, kadın arkadaşlardan biri bir fotoğraf atıyor, hooop başlıyor derin mevzulu tartışmalar, vay efendim sen bu fotoyu nasıl atarsın, burası instagram mı, saygın bir iş platformu bu, işte linkedln şöyle kullanılmalı böyle kullanılmalı, sanırsın programı o yazmış herkes onun dediği şekilde kullanmalıymış filan falan.

Facebook; zaten orda boomerlar var, flash tv modunda takılmaca.

Tiktok; Tüm deliler ve arsızlar bir araya toplanmış, bana göre değil.

İnstagram; Gittiği tatilden pozlar paylaşırken o tatile sponsor olan döşü kıllı halis muhlis yurdum erkeğini de paylaşsana güzel bacım, ne güzel olurdu dimi. Olmaz çünkü sebebini biliyorsunuz.

Bir şey itiraf edeyim bir dönem bende öyleydim, yargılardım, nasıl böyle bir ahmaklık yaparlar derdim, sonra baktım ki siz ne derseniz deyin, siz ne söylerseniz söyleyin, insanlar istediği gibi yaşıyor, konuşuyor, giyiniyor, hareket ediyor, davranıyor. Yani ne olursa olsun kimse sizin istediğiniz gibi kategorize olmuyor.

Paylaşımlarda da bu var isteyen güncel haberleri paylaşır, isteyen evinin mutfağını, isteyen yeni aldığı ayakkabısını, isteyen de sevdiği takımı.

Kime ne ki…

Sonuç: Bırakalım da herkes dilediği gibi yaşasın, sadece bizim özgürlük alanımıza girmedikleri sürece her şey ok’dir bence.

Son toplantıdan da örnek verelim, Aktob’un bu ayki toplantısına Turizm Bakanımız da teşrif etti ve bana göre son dönemlerin en verimli toplantısı oldu bu. Başkanımız Kaan Bey ile ilgili daha önce detaylı bir analiz yaptığım için tekrara düşmeyeyim ama o yine bildiğiniz gibi doludizgin gidiyor.

Katılım gerçekten güzeldi, Trendy Grubuna da göstermiş oldukları harika ev sahipliğinden dolayı çok teşekkür ederiz.

Aynı gün hava 40 derece, poyraz var tabiri caizse Antalya yanıyor, Salon klimalı her şey mükemmel ve sorunsuz. Full koyu renk takım elbise giyinenler var hala, hem de kravat ile ya canım kardeşlerim, abilerim sıcaktan kalp krizi geçirip ölmek mi istiyorsunuz bu nedir, Antalya sıcağına göre mi bu takım elbiseler.

Bakın nasıl kategorize ettim, işte tam olarak da böyle oluyor.

Bırakalım da sıcaktan bunalsınlar mı, Antalya da yöneticilerin yaz dönemi protokolün olduğu yerlerde bile daha ince ve daha sade gömlekler tercih etmesinden yanayım.

Sevgiler olsun…