Bir yıldır amansız bir şavaşın içinde dünya. 3 milyonun üzerinde insanın öldüğü ve 150 milyon üzerinde insanı içine çeken ve hala da çekmeye devam eden korona kabusu istisnasız her ülkeyi etkiledi.
Her ülke kendi imkan ve metodlarıyla mücadele veriyor. Bugün itibarı ile İsveç gibi sıfır ölüm sıfır vaka başarısına ulaşanlar olduğu gibi , Hindistan gibi günlük 350.000 vaka, 3500 ölüm örnekleri mevcut. Diğer ülkelerdeki gelişmelere duyarsız kalmak mümkün değil, zira Dünya bu salgından ancak bütün ülkeler kurtulduğu zaman kurtulabilecek.
Bu bağlamda dün İsveç ve Moderna aşıları ekonomisi zayıf ülkelere aşı gönderme kararı aldılar. Bu desteklerin önümüzdeki aylarda daha da artacağını düşünüyorum.
John hopkins enstitüsünün güncel verilerini bugün itibarı ile derledim, küsuratları attım ve bir bakışta bütün ülkeleri görebilmek için önemli dataları bir tabloda topladım. Tabloya bakıp yakın bir dönemde 'nereye gidilebiliriz ?' ve 'nereden bize insanlar gelebilir?' diye bir göz gezdirdim.
Şimdilik doğru dürüst ne gidilecek bir yer var, ne de bu tabloya bakıp kapılarımızı sonuna kadar açıp buyur edeceğimiz ülke var.
Turizmin yaşama tutunabilmesi için şartların zorlanarak en küçük bir umut ışığının bile değerlendirilmesi gerektiğine tamamen katılıyorum.
Ancak , nereye gidersek gidelim ve ülkemize nereden ziyaretçi gelirle gelsin iki yöntemden birinin mutlaka yerine getirilmesinin rizikoyu en aza indireceğine ve turizme uzun vadede katkı sağlayacağına inanıyorum;
-ya iki doz aşı yapılmış olmalı,
-ya seyahat öncesi negatif pcr testi alınmış olmalı
bunların ikisinin de olmadığı bir seyahat, kısa vadede bir hareketlilik oluşturmakla birlikte, telafisi zor sonuçlar doğurabilir.
Öncelikler sağlık, ekonomi ,turizm sıralamasında olmalıdır, tersi mümkün değil.