Aşırı sıcaklar ve ani yağışların yaşandığı bu temmuz ayında nefes almakta zorlanıyoruz. İklim değişikliği, ya da daha doğru bir tanımla iklim krizi, korkularımızı ve endişelerimizi gündemimize taşıyor.
Gerçek şu ki, iklim ısındıkça kuraklık ve seller daha sık olacak. Bu durum, daha sıcak ve daha yağışlı havaların yanı sıra, kontrol edilmesi güç orman yangınlarının artacağı anlamına geliyor. Daha az yiyecek, daha az et, süt, yumurta üretimi; verimsiz ve kısa ömürlü hayvancılık, azalan deniz ürünleri ve azalan bitkisel üretimle birlikte, sayısız yeni hastalıklar kapıda.
Kısacası, iklim krizi ile dokuz ayın çarşambası bir araya geliyor.
Sıcak geçen kış mevsiminde yaşamlarının devamlılığını sağlama noktasında olumlu etkilenmesi ve sıcaklık artışlarının devam etmesiyle, önemli hastalık taşıyıcıları olan sivrisinekler her yerde yaşamaya başlayacak.
Bilim insanları, yüksek sıcaklık veya uzun süren yağışların sıtma ve dang humması taşıyan sivrisineklerin artmasına neden olduğu uyarısında bulunuyor.
Sivrisinekler, dang virüsünü kendileri veya viremik olan insanlararacılığıyla birçok kişiye bulaştırabilirler.
Komşu ülkelerde salgınlar artış göstermektedir ve biz de bu coğrafyada zor durumdayız. İran'da son yıllarda dang humması artmaktadır. İran Mazandaran bölgesindeki yüksek seyahat ve ticaret, dang humması salgınını tetiklemiştir. Portekiz'in Madeira adasında sivrisinek popülasyonu, feribot trafiği veya bitki ve çiçek ticareti yoluyla Portekiz'e tekrar tekrar giriş yapmaktadır.
Türkiye'de 2013 yılından itibaren yurt dışı kaynaklı dang ateşi vakaları bildirilmiştir.
Peki neden artıyor?
- Göçler, nüfus artışı, plansız şehirleşme, altyapının yetersiz olması,
- Uçak yolculuklarının artması,
- Etkili sivrisinek kontrolü yapılmaması,
- Halk sağlığı altyapısının bozulması,
Sivrisineklerden insanlara yayılan ilgili dört virüsten herhangi birinin neden olduğu viral bir hastalıktır. Aedes aegypti (Sarı Humma sivrisineği) ve Aedes albopictus (Asya Kaplan sivrisineği) sivrisinekleri dang hummasını taşımaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), her yıl 50-100 milyon dang enfeksiyonunun meydana geldiğini tahmin etmektedir. Şu anda, DSÖ Afrika Bölgeleri, Amerika, Doğu Akdeniz, Güneydoğu Asya ve Batı Pasifik'te 100'den fazla ülkede endemiktir. Amerika, Güneydoğu Asya ve Batı Pasifik bölgeleri en ciddi şekilde etkilenen bölgelerdir. Asya, küresel hastalık yükünün yaklaşık %70'ini temsil etmektedir. Avrupa, Doğu Akdeniz ve Güney Amerika'da dang humması yeni alanlara yayılmaktadır.
İklim krizi ile mücadele, halk sağlığını koruma ve hastalıkların yayılmasını önleme konusunda stratejik ve bütünleşmiş bir yaklaşım gerektirir.
Turizm sektöründe de hastalık taşıyan vektörlerin kontrol altına alınması için önlemler alınmalıdır. Turizm ve halk sağlığı, birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Turizm alanları ve konaklama tesisleri hastalık taşıyan organizmaların popülasyonlarını azaltmayı veya kontrol altına almayı amaçlayan stratejiler ve tedbirler geliştirmelidir.
Vektör kontrol önlemleri, vakaların erken tespiti, zamanında gözetim, daha fazla araştırma ve bilinçlendirme faaliyetleri ile kişisel koruyucu önlemler çok önemlidir.
Sivrisinek yoğunluğunu azaltmak temel amaçtır.
- Durgun su içeren kaynaklar boşaltılmalı,
- Tesislerin içinde/çevresinde durgun su olan açık kaplar boşaltılmalı,
- Çiçek tabakları, saksılar, kullanılmış lastikler, ağaç delikleri ve kaya rekreasyon havuzları, su depoları, varilleri, kuyular ve su tankları kapatılmalı,
- Pencere ve kapılarda perde/sineklik gibi koruyucular kullanılmalı,
- Salgın durumunda larva ve yetişkin sivrisinek popülasyonlarını kontrol etmeyi amaçlayan önlemler uygulanmalı,
- Etkin ve uzman bir ilaçlama firmasıyla çevreye zarar vermeyen kimyasallar kullanılmalıdır.