Dert Bir İken Bin Olur mu?

Antalya, Türkiye’nin turizm başkenti.

Nüfusu 2024 tahminiyle 2,7 milyon olan şehir, yılın büyük bölümünde hareketli bir havayolu trafiği yaşıyor. Özellikle yaz aylarında yoğunluk zirveye ulaşıyor.

Tatil sezonunda Antalya Havalimanı'nda günde ortalama 1100-1200 uçak iniş ve kalkış yapıyor. Bu da neredeyse dakikada bir uçuş anlamına geliyor. Yıl sonu itibarıyla 40 milyon yolcuya hizmet verilmesi bekleniyor ki bu rakam, şehrin turizm potansiyelinin açık bir göstergesi.

Havalimanının genişleme çalışmaları hızla sürüyor; 80 milyon yolcu kapasitesine ulaşılması ve 107 uçaklık apronun 176’ya çıkarılması hedefleniyor.

Tek havalimanı!

Antalya’nın turizm yükünü tek başına taşımakta yeterli olmayabilir.

Ve ne kadar stratejik olabilir?

Tek havalimanı hem operasyonel anlamda riskler hem de şiddetli hava koşulları gibi durumlarda ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalabilir.

Olası risk ve durumlar için Antalya Havalimanına alternatif havalimanlarımız var.

İlk akla gelenler arasında, Antalya’ya yaklaşık 180 km mesafede bulunan Gazipaşa Havalimanı ve 125 km uzaklıkta yer alan Isparta Süleyman Demirel Havalimanı. Ancak bu havalimanları, Manavgat, Belek ve Antalya bölgesindeki otellere uzak olmaları ve trafik yoğunluğu gibi dezavantajlar nedeniyle yeterince ideal değildir. Bunun yanı sıra, Denizli Çardak Havalimanı (Antalya’ya 250 km) ve Dalaman Havalimanı (Antalya’ya yaklaşık 240 km) da mesafeleri nedeniyle tam anlamıyla bir alternatif olarak değerlendirilememektedir.

Geçtiğimiz günlerde şiddetli rüzgar ve olumsuz hava koşulları nedeniyle Antalya Havalimanı’nda uçuş trafiği durduruldu.

Tatil sezonunun dışında yaşanmasına rağmen uçakların başka havalimanlarına yönlendirilmesine ve yolcuların mağduriyetine yol açtı. Çukurova ve Dalaman’a iniş yapmak zorunda kalan iç hat yolcuları sabaha karşı otobüslerle Antalya’ya taşındı.

Üstüne Rusya’nın Soçi Havalimanı’ndan kalkan bir uçağın inişi sırasında motorunda yangın çıkması gibi acil durumlarda hızlı müdahale yapılsa da bu tür olayların yoğun trafiğe sahip bir havalimanında yaratacağı riskler göz ardı edilemez.

Dünyanın birçok havalimanında olduğu gibi, gerekli ve yeterli bakımı yapılmamış uçakların her havalimanına inişine izin verilmemektedir. Bu durum, Antalya Havalimanı için de geçerli olup, bu tür uçakların inişi kesinlikle önlenmelidir.

Avrupa'daki büyük şehirler, birden fazla havalimanı ile operasyonel sıkıntıların üstesinden geliyor. Londra, Paris ve Amsterdam gibi merkezler, havalimanı ağlarını stratejik olarak kullanarak hem yolcu hem de hava trafiğini yönetiyor.

Londra: Heathrow, uzun mesafeli ve premium uçuşlara odaklanırken; Gatwick, tatil destinasyonlarına uçuş düzenliyor. Stansted ve Luton ise düşük maliyetli havayollarına hizmet veriyor.

Paris: Charles de Gaulle, uluslararası hub olarak faaliyet gösterirken Orly, bölgesel uçuşları ve düşük maliyetli taşımacılığı destekliyor.

Amsterdam: Schiphol, ana havalimanı olarak kullanılıyor. Eindhoven ve Rotterdam ise daha düşük yoğunluklu uçuşlar için alternatif sağlıyor.

Bu model, yalnızca yolcu memnuniyetini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda bölgesel kalkınmaya ve yerel ekonomiye de katkı sağlıyor. Alternatif havalimanları, kriz durumlarında yedek görev üstlenerek hava trafiği yönetiminde esneklik sunuyor.

Antalya, turizm açısından bölgesel bir merkez olarak büyümeye devam ediyor.

Bu bağlamda, Manavgat bölgesine yapılacak bir havalimanı hem bölgesel kalkınmayı destekleyebilir hem de mevcut hava trafiğini önemli ölçüde rahatlatabilir.

Antalya Havalimanı, uzun mesafeli ve premium uçuşlara odaklanabilirken, Manavgat charter uçuşları ve iç hat seferlerini üstlenebilir.

Olumsuz hava koşulları veya acil durumlarda alternatif Manavgat Havalimanı, operasyonel süreklilik sağlayabilir.

Antalya-Belek-Manavgat-Alanya-Gazipaşa hattındaki yoğun hareketlilik, yeni bir havalimanıyla daha verimli bir şekilde yönetilebilir.

Alternatif havalimanı stratejisinin yanı sıra, Antalya-Manavgat-Gazipaşa hattına entegre bir hızlı tren sistemi kurulması, havalimanları arası, şehir içi ve bölgesel ulaşımı kolaylaştırabilir. Bu ulaşım sistemi, yolcu transfer sürelerini kısaltırken trafik sıkışıklığını azaltarak çevresel sürdürülebilirliğe de katkı sağlayacaktır.

Yolcu memnuniyetinden zaman tasarrufuna kadar geniş bir yelpazede fayda sağlayacak bu adım, Antalya'nın dünya turizmindeki yerini güçlendirecektir.