FTI’nin İflasının Ardından Türkiye Turizmi: Zorluklar ve Fırsatlar

2024 yılının ortalarına doğru FTI, uzun zamandır beklenen kararı alıp iflasını açıkladı. Türkiye turizmi bu durumdan ilk etap da ciddi şekilde etkilendi, ancak zaman geçtikçe durumlar sakinleş ti ve su an hayat “normale “ döndü. Alman tur operatörünün iptallerinin ardından, devletin sigorta fonundan yeniden rezervasyon yapabilen turistlerin oranı sadece yüzde 25 oldu. Bu, rakamlarla ifade edersek, yaklaşık 175.000 Türkiye rezervasyonunun yalnızca dörtte biri, yani 43.750'si yeniden Türkiye'ye rezervasyon yaptı.

Ancak burada dikkat çekici bir durum var: Oteller, bu iptallerden sonra turistleri aynı fiyata geri almadı, aksine fiyatları artırdı. Bu yüzden müşteriler şu anda başka ülkeleri tercih ediyor ya da tatile gitmiyor. Çoğu otellerin iflas kararın dan sonra var olan FTI rezervasyonlarını iptal edip, müşterinin yeniden ve güncel fiyatlara rezervasyon yapmasını bekledi, ancak beklenen öyle olmadı, çünkü müşterinin alış fiyatı ile su an sunulan fiyat arasında fark çok fazlaydı. Haliyle müşteri önce biraz bekledi ve fiyat farkından dolayı başka ülkelere gitmeye karar verdi. Şimdilerde otelcilerin ; “Keşke iptal eden müşterileri, fiyatları artırmak yerine ilk baştaki fiyattan alsaydım.” Sözlerini duyar gibi oluyorum.

Özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında verilen indirimli fiyatlar, neredeyse ilk başta yapılan rezervasyon fiyatlarıyla aynı seviyede. Oteller, FTI’nın iptal olan 400.000 yolcusunun tekrar Türkiye’ye geleceği yönünde bir algıya sahipti. Ancak maalesef bu pek gerçekçi değil. Sebebi ise otel fiyatlarının yüksek olması.

Bu dönemde bir diğer sorun ise Antalya'da hava kontrolörleri ve yer hizmetlerinin iş yavaşlatma eylemleridir. Uçaklar havada 1 saatten fazla dolaşıp iniyor, kalkışta ise en az 2 saat gecikmeli kalkıyorlar. Yüksek sezona girdiğimiz bu günlerde bu tür eylemler turizmi olumsuz etkilemekte. Her ne kadar turizm için olumsuz bir eylem olsa da, çalışanların duruma verdikleri özveri ve yoğun çaba takdir edilesi.

Otellerin fiyat politikalarını kısa vadeli kazançlar üzerine kurmaları, uzun vadeli müşteri memnuniyeti ve sadakati sağlamıyor. İlk EB döneminde %30 zam yapan oteller, bu durumu indirimlerle telafi etmeye çalışsa da, sonuçta uzun vadeli müşteri memnuniyeti sağlanamıyor.

Özetle, otellerin ve tur operatörlerinin daha stratejik ve uzun vadeli planlar yapmaları şart. Türkiye, tarihi ve doğal güzellikleriyle eşsiz bir turizm destinasyonu. Ancak, bu potansiyeli tam anlamıyla kullanmak ve sürdürülebilir bir turizm ekonomisi oluşturmak için fiyat politikalarında ve müşteri ilişkilerinde daha dikkatli olunmalı.

Unutmayalım ki, turizm sektörü sadece anlık kazançlar üzerine değil, uzun vadeli stratejiler ve müşteri memnuniyeti üzerine inşa edilmelidir.