FUTBOLUN SİYASET İLE İMTİHANI

Selamlar Sevgili Dostlar,

Son 1 yıl da 2 seçime girdik, çok şükür 2’side bir şekilde bitti, artık 4 sene rahat oluruz inşallah diyeceğim ama bizim sağımız solumuz belli olmaz hepinizin çok iyi bildiği gibi.

Bunun yanında bir de son dönemde ki Futbol gerginliği çıktı başımıza, her sene 1 takım şampiyon olur ve konu kapanırdı. Fakat bu sene iş çok başka yerlere evrildi, tabiri caizse gerim gerim gerildik.

Siyasetin Futbolun bu kadar içinde olmasını doğru bulmuyorum, aynı şekilde Futbolun da Siyaset ile bu kadar içli dışlı olması doğru değil, Peki bu noktaya nasıl geldik, dilimiz döndüğünce anlatalım.

Futbolun siyasetle ilişkisi oldukça karmaşık ve çok yönlü bir konudur. Futbol, toplumsal bir etkinlik olduğundan dolayı siyasi olaylarla sık sık etkileşime girer. İşte futbolun siyasetle ilişkisini etkileyen bazı faktörler:

Milliyetçilik ve Ulusal Kimlik: Futbol, milliyetçilik duygularını güçlendiren bir platformdur. Ulusal takımların başarısı, bir ülkenin gururunu ve birliğini artırabilir. Bu nedenle, devletler bazen ulusal takımların başarısını siyasi bir araç olarak kullanabilirler.

Propaganda Aracı: Siyasi liderler ve rejimler, futbol maçlarını propaganda aracı olarak kullanabilirler. Örneğin, ulusal takımın başarısı, siyasi liderliği desteklemek veya halkı birleştirmek için kullanılabilir.

Uluslararası İlişkiler: Futbol, ülkeler arasındaki ilişkileri etkileyebilir. Ulusal takımlar arasındaki maçlar, diplomatik ilişkilerin gelişiminde veya gerilimlerin azalmasında bir rol oynayabilir.

Toplumsal Hareketler: Futbol, bazen toplumsal hareketlerin bir parçası haline gelebilir. Örneğin, taraftar grupları veya futbolcular, sosyal adalet veya insan hakları gibi konuları gündeme getirebilir ve bu konularda farkındalık yaratmak için futbol platformunu kullanabilirler.

Ekonomi: Futbol endüstrisi, bir ülkenin ekonomisine büyük katkı sağlayabilir. Bu nedenle, futbolun ekonomik etkileri politik kararları etkileyebilir.

Ancak, futbolun siyasetle ilişkisi her zaman olumlu değildir. Bazı durumlarda, siyasi müdahaleler veya baskılar, futbolun tarafsızlığını veya Fair Play'i tehlikeye atabilir. Bu nedenle, futbolun siyasetle ilişkisi genellikle tartışmalı ve karmaşıktır.

Bundan seneler önce de vardı.

Yakın geçmişte, dönemin başbakanı Mesut Yılmaz TV programında Galatasaray’ı şampiyon yapacağız der. Açıklamadan sonraki ilk maçta Fenerbahçe tribünleri "Sandıkta Görüşürüz Mesut Bey" pankartını açar ve Mesut Yılmaz'ın siyasi hayatı biter. Bir daha seçilemez! O günden sonra Siyasiler Futbol konusunda nerde durması gerektiklerini bilirler.

Yine MHP Partisi Genel Başkanı Sn. Devlet Bahçeli Beşiktaş Kulübü üyeliğinden istifa etmişti, sebebi Beşiktaş tribünlerinden yükselen Hükümet İstifa sloganları, Aynı şekilde Sn. Cumhurbaşkanının da Fenerbahçe üyeliğinden ayrıldığını görüyoruz.

Bundan bir süre önce Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek, Ak Partinin İBB Başkan Adayı Murat Kurum hakkında "Şahsi kanaatim, Sayın Bakanın İstanbul için bir şans olduğudur" ifadesini kullandı, bana göre oldukça talihsiz bir açıklamaydı. Galatasaray Spor Kulübü devamında da iktidara yakınlığını koruyor çünkü mevcut yönetiminin duruşu böyle, peki Galatasaray’a gönül vermiş milyonlarca taraftar aynı şekilde mi düşünüyordur, İşte orası tartışılır.

Son dönemde Federasyon Seçimleri hepinizin bildiği gibi Sn. Cumhurbaşkanın seçtiği ve yönlendirdiği biçimde tek aday ile oldu, Mevcut Başkan Mehmet Büyükekşi çok tartışıldı ve göreve geldikten sonra ilk problemini Beşiktaş ile yaşadı.

Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Genel Kurulu’nda konuşmasını yaparken TFF’nin patronu Mehmet Büyükekşi’yi hedef aldığı sırada “Biz depremle ilgili maç yaparken yanımızda olmadınız. Ama şampiyonun olduğu gün 1 saatten fazla orada vakit harcadınız. Helali hoş olsun. Ama biz de sizi beklerdik” demişti. Bu sırada Büyükekşi’nin “Daha çok beklersiniz” şeklindeki ifadesi kameralara yansımıştı. 

Sonrasında yaşananlar çorap söküğü gibiydi, çünkü Beşiktaş gibi büyük bir camiayı karşınıza aldığınızda sonuçları maalesef yıkıcı oluyor.

Mehmet Büyükekşi Beşiktaş maçını izlemeye geldiğinde Stadyum dolusu küfürler edilerek yollandı, giderken salladığı parmak günlerce konuşuldu, ok yaydan artık çıkmıştı, devamında sahada hakem dövülmesi, sahadan takım çekilmesi, Süper Kupa da yaşanan Arabistan rezaleti ve Fenerbahçe’nin Urfa’da ki finalde U19 ile çıkması ve sahadan çekilmesi.

Seçim kararı da alındı ama Galatasaray dışında herkes bir an önce bu TFF yönetiminin derhal görevinin sona ermesini istiyor, Galatasaray’ın niye temkinli olduğunu sanırım anlatmama gerek yok.

Bu noktada Fenerbahçe de son yıllarda özellikle 3 Temmuz sürecinden bu yana başta Fetö ile olmak üzere ciddi bir varlık mücadelesi verdi ve bu noktada başarılı olduğu da kesin.

Peki Beşiktaş’ın Çiçeği burnunda yeni Başkanı Hasan Arat’ın gezi davasında tutuklu bulunan ve tahliye olan Çarşı grubu üyelerinin bütün duruşmalarına gittiğini biliyor muydunuz? 

Örnekler bitmez maalesef Türkiye de Futbol Siyasetsiz, Siyaset ise Futbolsuz kalamıyor.

En kısa sürede Futbolda sadece Futbol konuşuruz ki böylelikle Geçen hafta oynananŞampiyonlar Ligi çeyrek final maçları gibi üst düzey Futbol ile aramızda 50 yıl fark kalmaz.

Sevgiler.