Gordion Antik Kentinin, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nden Dünya Mirası Listesi'ne giden uzun yolculuğun ardından mutlu sona kavuştuk. Dünya Miras Listesinde 20. varlığımız olarak kayıtlara geçti.
İlk 19’u ise sırasıyla; Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası (Sivas) 1985, İstanbul'un Tarihi Alanları (İstanbul) 1985, Göreme Millî Parkı ve Kapadokya (Nevşehir) 1985 (Karma Miras Alanı), Hattuşa: Hitit Başkenti (Çorum) 1986, Nemrut Dağı (Adıyaman) 1987, Hierapolis-Pamukkale (Denizli) 1988 (Karma Miras Alanı), Xanthos-Letoon (Antalya-Muğla) 1988, Safranbolu Şehri (Karabük) 1994, Truva Arkeolojik Alanı (Çanakkale) 1998, Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi (Edirne) 2011, Çatalhöyük Neolitik Alanı (Konya) 2012, Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu (Bursa) 2014, Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı (İzmir) 2014, Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı (Diyarbakır) 2015, Efes (İzmir) 2015, Ani Arkeolojik Alanı (Kars) 2016, Aphrodisias (Aydın) 2017, Göbekli Tepe (Şanlıurfa) 2018 ve Arslantepe Höyüğü (Malatya) 2021’idi.
Dünya Miras Listesindeki 20 eserimizin hepsi birbirinden kıymetli ancak Göreme Millî Parkı- Kapadokya ve Hierapolis-Pamukkale karma miras alanları olmasından dolayı daha da kıymetli.
Halen geçici listede bekleyen eserlerimiz var.
UNESCO, üstün evrensel değere sahip olduğunu onayladığı kültürel, doğal ve karma miras alanlarını dünya miras listesine alıyor. 2023 yılı itibarıyla bu listede toplamda 1173 eser/yer almaktadır. İtalya 58, Çin 56 ve Almanya 51 eser ve yerle ilk üçte yer alıyor.
Dünya Miras Listesine girebilmek kolay bir iş değil, UNESCO’nun ciddi değerlendirme süreçleri var. 1985 Yılında Dünya Miras Listesine giren ilk eserimizden son eserin dahil olmasına kadar yoğun çaba ve gayret var. Bu çaba ve gayretler artarak devam ediyor.
Bir ülke, dünya mirası olarak kabul edeceği alanları korumak istiyorsa öncelikle 1972 yılında imzaya açılmış olan Dünya Miras Sözleşmesi’ni imzalaması gerekiyor. Uluslararası anlaşmayı imzalamakla kendi topraklarındaki üstün evrensel niteliğe sahip alanları koruyacağını ve kendi rızaları ile gönüllü olarak bu programın parçası olmak istediklerini beyan ediyorlar.
İmza aşamasından sonra üye ülke, kendi ülkesinde koruduğu eser ve yerleri aday gösteriyor. Ülkemde bu eser ve yerleri üstün derecede koruyor, eser ve yerlerin tüm dünya için bir anlam taşıdığını düşünüyor ve bunu tüm dünya ülkeleriyle paylaşmak istiyorum talebini ilan ediyor.
Katılımcı, şeffaf ve paydaşların tümünün dâhil olduğu adaylık dosyasının hazırlaması sonrasında UNESCO’ya başvuruluyor. Başvuru çeşitli danışma kurulları tarafından gözden geçiriliyor.
Değerlendirmede, UNESCO’nun belirlediği kriterleri karşılama koşulu var. Alanın bütünlüğünün ve özgünlüğünün mevcut olması, koruma durumunu üst düzeyde sağlamış olma koşulları var. Değerlendirmede, aday yerin üstün evrensel niteliği taşıyıp taşımadığını ve gelecekte korunmasına ilişkin belli tehditler olup olmadığı incelenerek bir rapor hazırlanıyor.
Rapor, üye ülkeler tarafından tartışıldıktan sonra danışma kurulları eser ve yerlerin listeye alınıp alınmaması, kararın gelecek senelere ertelenmesi veya ertelenmemesini, aday yerin listeye hiç alınamayacak düzeyde olduğuna ya da bir daha hiç görüşülmemesi kararlarını alabiliyor. Eser, eğer yüksek nitelikte ise doğrudan kabul edilip Dünya Miras Listesi’ne girebiliyor.
Zor, zahmetli ve dikkatle takip edilmesi gereken bir iş. Emeği geçenleri tebrik ediyorum. Darısı geçici listedeki diğer eserlerimizin başına.
UNESCO Dünya Miras Listesine, yeni katılan Gordion ve Anadolu’da yer alan diğer tümülüslerin önemini bir kez daha hatırlatmakta yarar var.
Ayrıca, Gordion Antik Kenti’nde uzmanlık derecesinde marangozluk işleri, dünyanın en eski ahşap binası, en eski taş mozaikleri, en iyi korunmuş ahşap mobilyaları ve tekstil eserleri mevcut.
Frig kralı Midas’ın şehri.
Kral Midas’ın, büyük kulaklara sahip olduğu ve dokunduğu nesneleri altına dönüştürdüğü yönünde efsanesi olması nedeniyle tarihte oldukça ilgi çeken bir lider.
İyi tanıtım ile, efsane, macera, gizem ve tarih eklemeleriyle Mısır piramitlerinden daha çok ilgi çekeceğini düşünüyorum.
İkinci bir Kapadokya neden olmasın?