Arife günü haber merkezlerine ve sosyal medyaya bir vahşet haberi düştü.
Sakarya - Sapanca da bir ormanlık alanda ayakları ve kuyruğu kesik halde bir yavru köpek bulunmuş ve ilk tedavisinin ardından daha büyük bir cerrahi müdahale gerektirdiği için acilen İstanbul’a gönderilmişti.
Dün ise daha da üzücü bir haber geldi.
Tüm çabalara rağmen yavrunun minik bedeni yapılan operasyonu kaldıramadı ve yaşamını yitirdi.
Bu kadar yoğun gündem olmasına rağmen bu üzücü haber tüm herkesi derinden etkiledi ve siyasetçisinden sıradan vatandaşına kadar bu olaya tepkilerini gösterdiler.
Eğitim düzeyinin artışına paralel insanların hayvanlara olan saygı ve düşkünlükleri artmıştır.
Bu sebeple çocukluk yıllarımızda bahçe de ev dışında bakılan bu hayvanlar sayıları artarak evlerimizin içinde beslenmeye başlanmıştır.
Bunun detaylı sebeplerini sosyologlar mutlaka araştıracaktır ama asıl benim değinmek istediğim yönü, hayvan sahibi bu insanlar tatil planlarını yaparlarken gerek hayvanlarını bırakacak yerlerinin olmaması gerekse ailenin ferdi saymaları sebebiyle birlikte tatil yapmak istemektedirler.
Günümüzde bildiğim kadarıyla Antalya’da evcil hayvan kabul eden otel sayısı yok denilecek kadar azdır.
Onlar da eğer The Marmara ve Avantgarte Resort oteli saymazsak genellikle butik otel veya pansiyon tabir ettiğimiz oda sayısı ve imkanları az olan tesislerdir.
Çok değil yakın bir zaman da hayvanları ile tatile çıkma arzusu otellerimize bir satış baskısı olarak kendini hissettirecek ve misafirler kendi hayvanları ile sanki evlerindeymişcesine tatillerini yapabileceklerdir.
Belki şimdilik misafir odalarının bir takım hasar ve koku kaygıları ile bu sevimli dostlara kapılarını açmak her ne kadar radikal bir karar gibi gözükse de en azından tatilde hayvanlarını nereye bırakacaklarını bilemeyen veya imkanı olmayan misafirler için tesisin belli bir yerinde modern imkanlarla donatılmış bir mekanda misafirlerin beraberinde getirdikleri evcil hayvanların veteriner kontrolünde konaklamalarının sağlanacağı mekanların hizmete girmesi çok uzak olmasa gerek.
Mesleğe ilk başladığımız dönemler de tesiste bulunan kedileri otel müdürlerimiz bahçe ekibine yakalatmakta ve bir yerde toplanan bu kediler tesise çok uzak bir noktaya araçlarla götürülerek salınmaktaydı.
Fakat bu uygulamanın aslında hiç bir işe yaramadığı gidenlerin yerine başka kedilerin hemen geldiği anlaşıldığından ve misafirlerin bu yakalama esnasında gösterdikleri tepkilerin büyüklüğü sebebiyle tesisler bu işlemden vazgeçmilerdir.
Bunun yerine “CAT HOUSE” adını verdikleri bir mekanda bu kedilerin muayene ve aşılarını da yaptırtarak bakma yoluna geçmişlerdir.
Bu sayede hem belli sayıda ve mekanda kedi kısıtlamasına gidilebilmiş, hem de misafirlerin gözünde hayvan dostu tesis imajı oluşturulabilmiştir.
Ayrıca bu sevimli kediler misafir çocuklarının eğlenmesi için de gönüllü animatör fonksiyonu da icra etmişlerdir.
Hatta bazı otellerin “mini zoo” adı altında tesisin uygun bir yerinde kendi imkanları ölçüsünde, tavuktan, tavşana, tavus kuşundan, midilli ye kadar hayvanları yine bu amaçlı misafirlerin beğenileri için besledikleri malumunuzdur.
Yine mesleğe ilk başladığımız yıllar da otelin çeşitli yerlerine ve özellikle balkonlarına yapılan kırlangıç yuvaları, bu sevimli kuşların dışkılarının etrafı pisletmesi sebebiyle bozdurulurdu.
Yıllar önce SKAL Antalya’dan değerli meslek büyüğüm Cüneyt Kuru ve sevgili dostum Emir Hepoğlu’nun önderliğinde yürütülen “KIRLANGIÇ PROJESİ” sayesinde bu kırlangıç yuvalarını bozmak yerine basit tedbirlerle bu kirliliğin önüne geçen tesislere “KIRLANGIÇ DOSTU” sertifikası vererek örnek bir proje başlatmışlardır.
Bu proje katılımcısı oteller her geçen gün artmaktadır.
Yapılan araştırmalar tatil için karar veren misafirlerin gerek çevreye gerekse hayvanlara olan hassasiyetlerinin artması sebebiyle, çevreye ve hayvanlara duyarlı tesislere daha fazla ödemeyi göze aldıklarını göstermektedir.
Bu sebeple yunus şovları, fayton ile gezinti, papağan, maymun, yılan vs hayvanlar ile fotoğraf çektirilmesine tepki göstermekte, bu hizmeti veren veya verilmesine aracılık eden işletmelere tepki göstermektedirler.
Bu konuda var olan pazardan hak ettiğimiz payı alabilmek için aynı otel yıldızlamasında olduğu gibi bakanlık onaylı “Hayvan dostu oteller” uygulaması başlatılmalıdır.
Belirlenecek kriterler sayesinde bu kriterleri yerine getiren tesislere yerine getirdiği kriterler ölçüsünde 3 yunus, 4 yunus gibi sertifikalar verilerek bunu satış pazarlama da kullanmalarına imkan sağlanmalıdır.
Hatta bu konuda gerek kamuyu, gerekse otelleri teşvik etmek amacıyla her yıl geleneksel olarak verilen SKALITE veya QM AWARD çerçevesinde ödüllere “HAYVAN DOSTU OTEL” kategorisi eklenebilir.
Veya en azından SKAL çerçevesinde başlatılan “KIRLANGIÇ DOSTU OTEL” projesi bir adım daha ileri taşınarak, “HAYVAN DOSTU OTEL SERTİFİKASYONU” şekline dönüştürülebilir ve bu çalışma bu yolda tutuşturulacak meşalenin bir kıvılcımı olabilir.