Yıllar evvel katıldığım bir eğitim de Psikolog Nursel Telman hocam, günümüz modern yaşam koşullarının çok fazla stres içerdiğini ve eğer dağda bayırda tek başına yaşamıyorsak, bu stres ile başa çıkmamız gerektiğini söylüyordu.
Hatta verdiği bir örnekte şöyle diyordu; “Gündüz evin beyefendisi eşini arar, akşam yedi gibi eve geldiğimde hazır ol, yemeği dışarda birlikte yiyelim akşam için bir şey hazırlama der ve saat 18.50’de kapı çalar, bayan “ah eşim geldi diyerek kapıyı açar”, bakar ki; kapıcı gelmiş ve yenge akşam siparişi için gelmiştim bir ihtiyacınız varsa alayım der. Bunun üzerine yok teşekkür ederim der kapıyı kapatır. 18.55’de kapı yine çalar. Bu sefer gerçekten kocam geldi galiba der ve kapıyı açar. Bakar ki; hiç tanımadığı bir çift kapıda ve der ki; Hayri beylerin evi burası mı? O da; hayır bir alt kat yanlış gelmişsiniz der ve kapıyı kapatır yine hayal kırıklığıyla... Saat tam 19.00 kapı çalar bu sefer kesin eşim diyerek açar bakar ki; karşı komşunun oğlu annem bir fincan yoğurt istedi eğer siz de varsa diye soruyor. Yine hayal kırıklığı için de çocuğa yoğurdu verir ve kapıyı kapatır. Saat tam 19.05 te eşi gerçekten gelir ve kapıyı çalar. Kadının ilk tepkisi şu olur. “Nerede kaldın sen?”.
Çünkü her kapı çalışında beklenti içinde olması sebebiyle beklentisi karşılanmamış ve her karşılanmama da hayal kırıklığı artarak devam etmiştir. Dördüncü kez eşi geldiğinde de patlama noktasında olup ona tüm bu hayal kırıklığını yansıtmıştır. Oysa eşi telefonda da söylediği gibi 19.00 civarı eve geleceğini söylemiş ve 19.05 te evde olmuştur.
Bu gibi durumlar için Nursel hoca der ki; kişi herhangi bir iş yapacağı zaman minimum en az üç adet alternatif üretmeli yapmadan önce. Bu kapı açma da olabilir, telefona bakma da. Üç kez alternatif üretmeden açmamalı. Örneğin; bu çalan telefon muhtemelen annemdir, çünkü o hep bu saatlerde arar, Ya da ara sıra da olsa kız kardeşim de bu saatlerde arar veya en kötüsü belki de yanlış numaradır diye düşünüp açtığınızda göreceksiniz ki; hem stresiniz azalmış olacak, hem de beyin öyle mükemmel bir organ ki; ürettiğin bu 3 seçenek bir süre sonra %100’e varan doğru tahminlere doğru kendi kendine gelişiyor ve telefonunuz çalıyor ve siz diyorsunuz ki; “On yıldır görmediğim arkadaşım arıyor” ve açıyorsunuz ki o.
Son günler de görüştüğüm tüm meslektaşlarımda bu hayal kırıklığını çok fazla gözlemliyorum; Nisan sonuna kadar her şey yolunda giderken, hatta mayıs ta bile işler iyi kötü idare ederken, sektör de yaşanan son gelişmeler kimsenin hazırlıklı olmadığı şekilde gelişti ve özellikle iç pazar ve Avrupa pazarından istenilen satışlar sağlanamadı. Buna karşı alternatif ve tedbirleri olmayanlar da ne yapacaklarını şaşırdılar ve aksiyonlar yine ortalarda uçmaya başladı. Temmuz ayına gelinmesine rağmen %50 indirimlerden söz edilir oldu.
Bu sebeple değerli meslektaşlarımın ruh sağlığı için önerim yukarda da olduğu için en az 3 alternatif üretmeden hareket etmemeleri. Hatta kriz dönemlerinde yaptığımız “normal, iyimser ve kötümser” bütçe uygulamalarını bence tüm zamanlar da yapılmalı ve her türlü durum ve senaryo ’ya hazırlıklı olunmalıdır.
Böylelikle bu tür ani beklenmedik durumlar daha profesyonelce yönetilmiş ve minimum hasarla atlatılmış olur.
Yukarda sözünü ettiğim eğitimde de “hayatımızda ki bir çok seçenek ve alternatif içinde en doğru ve en hızlı nasıl karar verebiliriz” ile ilgili Nursel Hoca’nın çok ilginç bir egzersizi vardı. Eğer uygularsanız sonuçlarına siz bile şaşıracaksınız. Yer darlığı sebebiyle onu da gelecek hafta sizinle paylaşayım.
Kalın sağlıcakla...