Dünya büyük ve korkunç bir deneyim yaşıyor. Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını ve salgının önlenmesi için alınan tedbirlerle birlikte, iş hayatımızda kısa ve uzun vadeli etkileri olabilecek birtakım değişiklikler gözlenmeye başlandı.
Salgın sonrası iş hayatındaki yeni normal; esnek çalışma ve uzaktan çalışma uygulamalarının salgının önlenmesi için alınan tedbirlerle arttığı, bugüne kadar bu düzeni deneyimlememiş çalışanlar ve şirketler tecrübe ederek sürecin normale dönmesi sonrasında da uygulamaya devam edilmesi değerlendiriliyor.
Bu noktada yaptığımız işin niteliğin uzaktan çalışmaya elverişli olması önemli. Özellikle turizm sektöründe olduğu gibi fiziksel çalışma koşulunun gerektiği alanlar değerlendirildiğinde, uzaktan çalışmanın her meslek grubu için uygun olmadığı açıktır.
Üç aydan fazla bir dönemden sonra büyük bir kısmımız ofis ortamlarına geri döndük. Bu süreçte adapte olamayanların sayısı az değil! Umutsuzluk ve korku arasında gidip gelen çalışanlarımızın bir kısmı “işe gidip gelirken hastalığa yakalanır mıyım” “hastalık kapar mıyım” “yakalanırsam birisine bulaştırırsam” kaygısı yaşıyor.
Kaygı ve stres te işyerinde performansını etkiliyor.
Salgının başladığı günler kadar zorlayıcı bu değişim günlerinde yapmamamız gereken kendimizi salgın haberlerine maruz bırakmamak! Dijital ortam ve sosyal medyadan gözümüzü alamıyoruz! İnsana kendini konunun içinde hissettiriyor, bu yüzden bile uzak kalamıyoruz. Kontrolsüzce dalarsak bunun sonu iyi değil! Bir bataklıkta gibi hissedebiliyoruz. Gün içinde belirlediğimiz saatlerde güvenilir kaynaklardan bilgi almak stresimizi makul seviyede tutmamıza yardımcı olacaktır.
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak diyoruz. Başka bir zaman dilimi gibi hissettiğimiz büyük bir şey yaşıyoruz. Bütün alışkanlıklarımızdan vazgeçmek zorunda kaldık! Hep bir ağızdan “sokağa çıkma yasağı” ister hale geldik. Gönülden bir yasak istemek kabus gibi. Kimsenin sokağa çıkmasını gerektirmeyecek koşulları talep etmek esas olan! Bireysel olarak değişmek, toplumsal olarak değiştik demek olmuyor. Aynı kalmak mümkün değil. Değişeceğiz. Ama bunun ne yöne olduğunu biz ve taleplerimiz belirleyecek.
Ne yazık ki “artık sarılıp öpüşebiliriz, eski hayatımıza geri döndük” gibi bir durum olmayacak! En azından kısa vadede Ohh bitti artık diyemeyeceğiz! Hepimiz uzun masaları, sevdiklerimizle birlikte yeme içme, mutlu mesut halleri özledik.
KONTROLSUZLÜĞÜ ARIYORUZ.
Yürürken düşünmeden nefes almayı özledik. Sokaktan simit alıp, gözümüze kestirdiğimiz bir bankta oturup, yemeyi özledik. Kontrollü hareket etme halleri yorgun düşürüyor insanı.
Güzel günleri beklemeyen var mı aramızda? Önemli olan güzel günleri beklerken umutsuzluğa düşmeyip, ne olursa olsun gülümseyebilmek.
Güzel ve Sağlıklı Günler,