Ekonomik boyutunun yanında Korona’nın hemen hemen her sektörde önemli değişikliklere yol açacağı ve yeni yaratılan ürünlerin korona gözetilerek hayata geçirileceği tahmin ediliyordu. Ben de buna dair son makalemde ‘yeni ürünler şart’ demiştim. Süreç bu yöne doğru hızla ilerliyor. Ayak uydurup erken davrananlar sektördeki paylarını artıracak, ‘eski, klasik yöntemlerle ‘ ilerlemeye çalışanlar sürekli tökezleyecekler.
İspanya hükümeti ‘Balaer 2030 Ajandası’ adı altında aldığı radikal ve önemli bir değişikliği kamuoyu ile paylaştı. Buna göre artık turizm ‘doğaya, turistlere ve yerel halka daha saygılı ve kalıcı ‘ olacak şekilde sürdürülebilir bir hale getirilecek. Özellikle son yıllarda rahatsız edici boyutlara ulaşan parti turizmi dizginlenerek kontrol edilebilir bir boyuta taşınıyor.
İspanya turizm bakanının açıklamasına göre İlk olarak Her Şey Dahil içeriğindeki alkollü içecekler sadece öğle ve akşam yemeklerinde olmak üzere maksimum 3 adet olarak alınabilecek. Bunun yanı sıra günün belli saatlerinde Show ve fiyat aksiyonlarıyla cazip hale getirilen ‘Happy Hour’ etkinlikleri tamamen yasaklanacak ve uymayan işletmelere 600.000 € kadar ceza kesilebilecek.
TURİSTLERE DE KISITLAMALAR GELİYOR
2030 Balaer ajandasına göre balkondan balkona geçen, balkondan havuza atlayan turistlere de kesin yaptırımlar geliyor. Bu tarz davranışların kesinlikle yasaklandığı bildiriye göre , aksini uygulayan turistlere 60.000 € kadar ceza kesilebilecek.
Kongre etkinlikleri, Konferanslar ve en 20 kişiden oluşan Düğün merasimleri bu uygulamadan muaf tutulacak. Uygulama bütün Ada için değil, özellikle bu vakaların yaşandığı Playa de Palma, S'Arenal, Magaluf, "West End" San Antoni de Portmany ve Ibiza ‘da geçerli olacak.
Parti adası olarak özellikle genç Alman ve İngiliz turistlerin uğrak yeri olan Balerman kavramı bu yasaklarla birlikte tarihe karışacak. Uygulama şimdilik 5 yılı kapsıyor.
İspanya bence şimdiden klasik Avrupalı turistlere gözü dikerek, özellikle Mayorka’nın üzerine yapışan, kaba, saygısız, bencil, kaotik turizm imajını bir an önce silmek istiyor. Bunun içinde korona süreci bu radikal değişikliği yapabilmek için uygun ortamı yarattı. Yoksa yaklaşık 6000 bar, 4000 restaurantı olan adada bu hamleyi yapmak çok kolay olmayacaktı.
MAYORKA-ANTALYA REKABETİ ARTIYOR
Zamanlamaya da dikkat çekmek istiyorum. Dünya Turizm Örgütü geçen hafta Madrid’de toplanarak hem başkanlık seçimini yeniledi, hem korona gölgesinde daha doğaya duyarlı, daha etik , daha uzun sürdürülebilir turizmin yolların konuştu. Ve bu karar toplantının hemen ardından kamuoyu ile paylaşıldı.
İspanya’nın bu kararının altında yıllardır Antalya’ya kaptırdığı ve geri kazanmak için çok bedel ödediği Alman ve İngiliz turisti kapmak olabilir mi? Zira bir zamanlar rakipsiz olan, 15-16 milyon civarında turist alan Mayorka son yıllarda sert düşüşler yaşarken, bir yandan uyguladığı turizm tarzı ile çok yoğun tepkiler alıyor, yerel halk ‘ turist istemiyoruz’ kampanyaları ile adanın merkezinde yürüyüşler düzenliyordu.
Korona sürecinde sürekli tökezleyen ve tıbbi konuda büyük sıkıntılar yaşayan ve dolayısı ile turizm bölgelerini belli aralıklarla kapatan Mayorka adası 2020 yılında Antalya’dan daha az turisti ağırlayabildi.
İspanya’nın ve dünya turizminin en önemli merkezlerinden Mayorka adasında daha başka değişiklikler olması muhtemel. 1000 € luk tatile 60.000 € ödeyecek turist henüz dünyaya gelmedi. Ben, önümüzdeki yıllarda bu portföyün Yunan adalarına kayabileceğini ve yeni turist arayışındaki Mayorka ile Antalya rekabetinin kızışacağını düşünüyorum.
Şimdi top bizde yeni ve kalıcı ürünler sahneye sürerek atağa geçebiliriz. En büyük kozumuz çocuklar ve yaşlılar olacak….