Siyah Beyaz televizyonu bilen bir nesilden gelen kişi olarak zaman zaman televizyon haberlerini izliyorum. Ekranda körfez ve Bosna savaşlarında olduğu gibi Rusya-Ukrayna ve İsrail-Filistin savaşını izlettiriyorlar. Tabi ki görmemizi istedikleri veya izin verdikleri kadar.
Bombalama görüntüleri, yangınlar, yıkılmış evler, ölen ve yaralı insanlar…
Peşi sıra haberde Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen ve 12 Aralık’a kadar sürecek iklim değişikliğinin nasıl sınırlandırılabileceği ve gelecekte ne yapılması gerektiği konular üzerine konuşulan COP28 zirvesi ve iklim krizi haberleri.
Savaşların tarafları, silah satıcıları, alıcıları, Küresel Karbon Projesi (GCP) verilerine göre, dünya genelinde toplam karbon salınımının yarısından biraz fazla üreten üç ülke hepsi zirvede. Aslında sorunları benzer: Yüksek nüfusları, yükselen ekonomi olma istekleri, enerji, petrol, gaz, kömür ve diğer hammadde talep artışlarına çözüm bulmak. Tüm bunları yaparken sera gazı emisyon artışlarına da çözüm bulmak.
Çoğunlukla sera gazı emisyon artışlarında sivillerin ve sığırların sera gazı emisyonu muhasebeleri üretimleri gündeme getiriliyor, konuşuluyor.
Buna karşın askeri kaynaklı emisyonlar ya çok az ya da hiç konuşulmuyor. Sınırlama, azaltma veya bildirim konuşulmuyor.
Askeri Postal Karbon İzi (The Carbon Boot Print of the Military) diye bir tanımlama var. Yurt içinde ve yurt dışında askeri operasyonlar silahlar, gemiler, uçaklar, tanklar, toplar, bombalar, askeri üstlerin, karakolların kurulması, askeri ekipmanların üretimi, enerji kullanımı, gıda tüketimi, atıklar, kullanılan fosil yakıtları, kömürü, petrolü, doğalgazı… düşünebiliyor musunuz?
İnternete hızlıca baktığımızda bizlere zamanında bolca izlettirilen halı bombardımanı yapan bir B-52 Sratofortress’in (Amerikalı Boeing şirketi tarafından üretilmiş uzun menzilli stratejik bombardıman uçağıdır) bir saatte tükettiği yakıtın, ortalama bir otomobil sürücüsünün 7 yılda tüketebildiği bilgisi var.
Operasyonlarına, bombalardan insani yardımlara ve hidrokarbon yakıtlara kadar her şeyi tedarik etmek için kapsamlı bir küresel konteyner gemisi, kamyonlar ve kargo uçakları ağına sahip ABD ordusunun karbon ayak izinin en yüksek olduğunu söyleyebiliriz.
Binlerce ton emisyon, başta karbondioksit, metan olmak üzere tonlarca kirli gaz…
Bu arada çoğu askeri üslerini, deniz seviyesinin yükselmesi ve iklim değişikliği gibi etkilere karşı hazırlıyorlar.
Savaşların çevresel etkisi çok büyük. Çatışmalar esnasında topraklar, sular, doğal kaynaklar yoğun şekilde kirleniyor, ormanlar ve yeşillikler ya stratejik olarak kesiliyor ya da bombalanma esnasında yanıyor. Çevreyi ve canlı yaşamını korumakla yükümlü tüm sistemler ve kanalizasyon, filtreleme, temiz enerji üretimi gibi altyapılar milli savunma nedeniyle devre dışı bırakıldığı veya arka plana itildiği için sonu belli olmayan sistemik bir çöküşe yol açıyor.
Üstüne üstlük nükleer santraller açısından yoğun bir bölgede çatışan ülkeler varsa durum daha ciddi daimi bir radyasyon tehdidi söz konusu.
Ancak suçlu bambaşka alanda ilan edilmiş durumda. Suçlu sığırlar!
Çok özenle seçilmiş cümleli raporlar ve bilgiler var.
Hem geğirdiklerinde hem de gaz çıkardıklarında karbondioksit molekülünden yaklaşık 25 kat daha zararlı metan molekülleri atmosfere salıyorlar. Aslında inekler gezegende doğal sayılarında olsa bunun küresel ısınmaya hiçbir tesiri olmaz. Ne var ki, insanoğlunun "çiftlik hayvanı" olarak belirlediği türlerden biri olması nedeniyle dünyada devamlı 2 milyara yakın inek bulunuyor.
Davranış değişikliği, gıda israfını ve kaybını azaltmak, hayvancılık yönetimini iyileştirmek ve sağlıklı diyetlerin (vejetaryen veya daha düşük et ve süt içeriğine sahip) benimsenmesi, önümüzdeki birkaç on yılda metan emisyonlarını yılda 65-80 milyon ton azaltabilir.
Devam ediyor, gidiyor…
Çözüm önerilerini yazanlar da var. İneklerin burun deliklerini kapatan bir maske formu geliştiren, metanı filtreleyip karbondioksite dönüştüren bir maske. İnek yemine kırmızı deniz yosunu eklemeyi çalışanlar var.
Daha yeni yeni mısırla beslenen sığır etlerini tercih etmeye başlamışken deniz yosunu ile beslenen sığır etini nasıl yiyeceğiz?
Peki, savaşları ve sonucunda üretilen emisyonlar için aynı cümleleri kurabiliyor musun? Raporu yazabiliyor ve yayınlayabiliyor musun?