Birçok soru işaretiyle Mpox'un yayılımı tehlikeli bir şekilde artmaya devam ediyor.
Dünyada Ocak 2022’den 31 Temmuz 2024 tarihine kadar doğrulanmış vaka sayısı toplamda 192.997’ye ulaşmış durumda, ölüm sayısı ise 223.
Vaka bildiren ülke sayısı 121 iken, Haziran 2024 rakamlarına göre 934 doğrulanmış yeni vaka var.
31 Ağustos 2024 itibariyle, Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Mpox aşılarının tedariki için acil bir ihale açtığını duyurdu.
Üretim kapasitesini artırmayı hedefliyorlar. Üretimin önemli bir kısmı İngiltere ve Kanada tarafından alınmış durumda.
Ülkemizde ise sanki bu virüs bize hiç ulaşmayacak, bulaşmayacakmış gibi bir hava var.
Muhtemelen "teğet geçecek" havası var.
İnşallah, maşallah... bize bir şey olmaz... havası var.
An itibariyle ülkemizde ne bir aşı ne de etkili bir ilaç var.
1980 öncesinde çiçek aşısı olanlar, bu aşıya karşı kısmen korunuyor. %40-50 diyende var, %85 diyende. Kötü bir oran değil!
Ancak bizim farklı dertlerimizle baktığımızda durum hiç de iç açıcı değil. Ülkemize illegal göçler ve sağlık sistemimizin kırılgan yapısı, Türkiye’yi bu hastalık karşısında riskli hale getiriyor.
Dünyada Mpox ile mücadelede iyi hazırlanan ülkeler var: Kenya, Pakistan ve Filipinler gibi.
Bu ülkeler, Mpox ile mücadelede uyanık ve proaktif kalmayı hedefliyorlar. Gözetim sistemlerini, laboratuvar test kapasitelerini ve teknik yetkinliklerini artırarak, bu kaynakları etkin bir şekilde konuşlandırmayı ve geliştirmeyi amaçlıyorlar. Toplum katılımını güçlendirmeyi ve kritik karşı önlemlerin kullanılabilirliğini sağlamayı hedefliyorlar.
Mpox benzeri semptomları olan kişiler için tıbbi yönlendirmeleri artırıyor, insanların enfeksiyonları önleme ve kontrol altına almasına yardımcı olmak amacıyla hijyen kitleri tedarik ediyorlar. Havalimanlarındaki tarama önlemlerini de önemli ölçüde yoğunlaştırdılar. Özellikle, Afrika, Amerika ve Körfez ülkeleri gibi salgının bilinen bölgelerinden gelen yolcuları yakın gözlem altında tutuyorlar.
Ülkemize tekrar baktığımızda, karşımıza farklı durumlar ve bazı önemli sorunlar çıkıyor.
Önceden kayıt altında çalışan profesyonel seks işçileri, artık yer altına inmiş durumda.
Kayıtsız HIV pozitif (AIDS) bireyler var.
Daha geniş bir perspektiften bakıldığında, salgınları yönetmede isteksiz bir tutum sergilediğimizi görüyoruz.
Oysa, risk gruplarının aşılanması büyük önem taşıyor.
Sağlık çalışanları, seks işçileri, bu kişilerle temas edenler ve partnerleri, HIV’li gruplar, cinsel hastalık tespit edilmiş bireyler ve vaka bildirilen bölgelere görevli olarak giden kişiler (havayolu çalışanları, askerler, tüccarlar vb.) mutlaka aşılanmalıdır.
Risk gruplarının aşılanması, bu grupların tespiti ve kayıt altına alınması konusunda daha proaktif ve kararlı adımlar atılmalıdır.