Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki hiç kimse bir sonraki günün ne getireceğini tahmin edemiyor.
Covid-19 salgını tüm hayatımızı alt üst etti. Bir çok meslek dalı bu dönemde adeta yok oldu. Turizm sektörünün de bir kısmı 20 aya yakın süredir hiç bir faaliyet gösteremedi. Bir çok işletme tek kuruş kazanamadı. Bu işletmelerde çalışanlarda aynı şekilde 20 aydır evine para götüremedi. Bu kişiler bir de Kısa Çalışma Ödeneğinden ve işsizlik maaşından da yararlanamadılar.
Sezon başından beri turizm sektörününün geleceği ile ilgili yazılar yazıp duruyoruz. Ama şu bir gerçek. Söylenenenler umut etmekten öte bir yere gitmiyor. Çünkü pandemi dönemi uzadıkça uzuyor. Ne zaman kontrol altına alınacağı da belirsiz. Çünkü virüs sürekli mutasyona uğruyor.
Turizm işletmeleri de bu nedenle ne yapacağını şaşırmış durumda. Allahtan Kısa Çalışma ödeneği Haziran ayının sonuna kadar uzadı da işletmelerde çalışanlar 3 ay daha evine ekmek götürebilecek.
Kısa Çalışma ödeneği uzatılmadan önce açık olan bir çok otel kapılarını kapatmaya başlamıştı. Ayrıca açılmayı düşünen otellere açılışlarını Bayrama veya haziran ayına ötelemişlerdi. Belki Kısa Çalışma ödeneği yeniden verilmeye başlamasıyla oteller açık kalabilir.
Ama şu bir gerçek. Türk turizmi Ukrayna ve iç pazara bağımlı hale geldi. Avrupa'dan tek tük gelişler var. Bunun tek nedeni ile Türkiye'deki vaka sayılarının çok yüksek oluşu.
Vaka ve buna bağlı ölüm sayıları düşmedikçe de Avrupa ve Rusya'dan turist beklemek hayalden öteye gitmez. Biz turizm sektöründe gerekli tedbirleri alıyoruz. Turizm çalışanları aşılanıyor. Otellerde, havaalanlarında, servislerde ve turistin temas edebileceği her yerde gerekli tedbirler alındı ve alınmaya devam ediyor.
Bu güzel. Ama ya turist gönderen ülkelerde durum nasıl?
Turist gönderen ülkelerde, özellikle Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde de durum pek parlak değil. Onlarda da pandeminin seyri kestirilemiyor. Her geçen yeni günde yeni sorunlarla karşılaşıyorlar.
Aşılama işi Avrupa'da çok hızlı sürmüyor. Tam aşılanmanın bu yıl içinde tamamlanması dahi beklenmiyor. Bir de Avrupa'da aşılanmak istemeyen bir kesim var. Almanya'nın yıl sonuna kadar tahmini olarak yüzde 70'inin aşılanabileceği belirtiliyor. Kalan yüzde 30'u gelecek yıl aşılanabilecek. Ama bir yıl geçtikten sonra aşı olanların yeniden aşılanmaları gerebileceği ifade ediliyor. yani aşı işi tam bir arapsaçı.
Avrupa aşı pasaportunu tartışıyor ama aşılanan kesimin ne kadarı tatile çıkabilecek. Tatile çıkacakların ekonomik durumları elverecek mi? Çünkü insanlar bir yıldır daha az kazanıyorlar. Yani her yıl bütçelerinden ayırdıkları parayı pandemi döneminde kesintiler yüzünden kazanamadılar.
Herkesin beklentisi haziran ayı ile birlikte turizmin canlanması. Bana göre de Haziran ayında turizm canlanacak ama bu Haziran ayının sonlarına doğru başlar. Tabi bizde aşılanma düzeyi yükselir ve vaka sayıları azalırsa.
İnsanlar tatile aç hale geldi. Tatile çıkmaya alışık insanlar pandemi döneminde de giderlerini kısarak tatile bir miktar para ayırdılar. Bu nedenle yaz aylrında bu kişiler tatile çıkacaklar. Hatta Temmuz ayı ile Eylül ayı arasında, okulların tatil olduğu dönemde tatil yörelerinde bir yığılma bile yaşanabilir.
2-3 aylık dönemde yığılmalar yaşanırsa turzmcinin de iş yükü çok artacak. Ama Türk turizmcisi bunun altından rahatlıkla kalkabilir. Çünkü oteller, acenteler ve diğer yerler her an turizm başlayacakmış gibi hazırlar. Personel ise zaten boşta. Başka sektörlere kayma durumları söz konusu bile değil. Yeterki iş olsun hemen işe başlamaya hazırlar.
Ama yeterki turizm hareketliliği başlasın, her şey normale dönsün.
Ancak şu anda ne işletmeler ne de devletler önünü göremiyorlar. Umut tamamen pandeminin kontrol altına alınması ile doğru orantılı.
Bekleyip göreceğiz. Ama her durumda da 2021 yılı 2020 yılı turizminden iyi gececektir.