Omicron, Türkiye'de baskın koronavirüs varyantı haline geldi ve Omicron dalgasının yükselme aşamasındayız. Önümüzdeki günlerde daha da yükselecek! Ülkemizde ve dünyada hemen hemen her ülkenin yeni rekorları ülkelerin endişelerini derinleştiriyor.
Hoş Geldin Sürü Bağışıklığı! Ülkemizde alınan son kararlar ile “Sürü Bağışıklığı” na giden yol açılmıştır. Bu saatten sonra ülkemizde herhangi bir kısıtlama önleminin olmayacağını anlıyoruz. Alınan kararı çok kısa özetleyecek olursak; Koronavirüsten şüphelendiniz ve belirtileriniz var. PCR testi vereceksiniz ve test sonucunuz pozitif çıkarsa 7 gün kendinizi izole edip izolasyon sonunda test yapılmasına gerek kalmadan normal hayatınıza devam edeceksiniz.
Ayrıca, tamamlanmış aşı ve hatırlatıcı doz aşısını olan ve son üç ay içerisinde hastalığı geçiren temaslılar izolasyona alınmayacak. Pozitif bir vakanın 7 günlük izolasyon süresi sonunda Omicron hafif seyirli diye negatif PCR testi şartı istenmeksizin normal hayata döndürülmesi, özellikle kırılgan gruplar (aşısızlar, yaşlılar, kronik hastalığı olanlar vb.) için çok büyük bir tehlike olacağını düşünüyorum.
Omicronlu Sömestr Tatili! Omicronun bulaşıcılığının yüksek olduğunu biliyoruz. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Covid-19'un hızla yayılan Omicron varyantının Delta varyantına göre "daha az şiddetli" olmasına rağmen özellikle aşı yaptırmayanları "hastanelik etmeye ve öldürmeye" devam ettiği uyarısında bulunmuştu.
21 Ocak - 7 Şubat arasını kapsayan sömestr tatili salgını ülkemizde farklı coğrafyalara, özellikle konaklama tesislerine taşıyacaktır. Yani insan hareketliliğine bağlı artışı göreceğiz.
Daha önceki yazılarımda belirttiğim “Kalabalık grup yönetimi iyi uygulanmalıdır.”
Öyleyse bazı tedbirleri almalıyız. Şu anda hizmet veren ve sömestr tatilinde hizmet verecek konaklama tesisleri özellikleçalışanların tam aşılanmasını ve hatırlatma dozlarının yapılmasını sağlamalıdır. Bu konuda üst seviyede takip yapan işletmelerimiz olduğunu biliyorum. Gelecek misafirlerden de tam aşılı ve hatırlatma dozu yapılmış veya son üç ay içerisinde hastalığı geçirmiş olduğu bilgilerinin sorulması ve teyit edilmesi yerinde olacaktır.
İşletmelerde aşılamalar sıkı takip edilmeli, güvenli kadro ile çalışma sağlanmalı, işletmelerde özellikle yoğun misafir sayısının olduğu tarih ve saatlerde tam ve hatırlatma dozu aşılanmış çalışanların iş başında olmaları sağlanmalıdır.
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı ABD Başkanı Prof. Dr. Mehmet AKTEKİN hocamın yazdığı üzere; kitlesel bağışıklama programlarını yönetmek daha da güçleşecek ve karmaşıklaşacak. Bu karmaşa içinde salgını sonlandırmayı amaçlayan bir toplumsal mücadeleyi sürdürmek ve sürü bağışıklığını sağlayıp sürekliliğini sağlamak çok güç olacak.
Bireysel korunma, bireysel bağışıklığı yüksek tutma ve bireylerin aşı dozlarını zamanında alması salgının seyrinde belirleyici olacak. Şu an bireysel korunma önlemleri ne yazık ki salgınla mücadeleye hizmet etmekten çok uzakta olduğunu görüyoruz.