Deprem felaketi tüm ülkenin düzenini alt üst etti. Depremden etkilenmeyen kişi sayısı yok denecek kadar az. Yapılan birçok yanlışa rağmen vatandaşların dayanışma azmi ile depremin yıkıcı etkisi biraz olsun hafifletildi.
Depremin ardından en büyük sorunların başında insanların barınması geldi. Kışın soğuğunda sokaklarda kalan depremzedeleri vatandaş evlerine alırken, KYK yurtlarını, otellerde otellerini açarak depremzedelere destek olmaya çalıştı.
Depremzedelerin konaklaması için eğitim feda edildi. Üniversiteler uzaktan eğitime geçti ama bundan hiç kimse memnun değil.
Otelciler üzerlerine düşeni yerine getirdi. Ölü sezonda otelciler otellerini depremzedeler için açtılar. Açık olan oteller dahi depremzedeleri kucakladı.
Ancak bu kucaklamanın ucu açık kaldı. Antalya’da turizm sezonu açılmak üzere. Çok az bir zaman kaldı. Kapalı olan otellerin bazıları kapılarını mart ayında açarken diğer kapalı olan otellerin hepsi Nisan ayında turistleri kabul etmeye başlıyordu.
Otellerinde depremzede bulunan otellerin durumu belirsizliğini hala koruyor. Depremzede varken turist nasıl gelecek? Turistler acı yaşayan insanların arasında tatil yapıp eğlenmek için gelmek istemiyor.
Her kafadan bir ses çıkıyor. Bazıları 15 Mart bazıları Mart ayı sonunda depremzedelerin otellerden çıkarılacağını söylüyor. Bazıları ise Nisan ayında da depremzedelerin kalacaklarını belirtiyorlar. Yani ucu açık bir sorun.
Otelci ne yapacağını şaşırmış durumda. Depremzedeyi otelinden çıkarsa olmuyor, çıkarmasa da olmuyor.
Bir depremzedenin bir otele günlük maliyetinin 14 Avro olduğu belirtiliyor. Yüzlerce depremzedeyi aylarca bakan otel işletmesi bu yükün altından nasıl kalkacak?
Devletin depremzedeyi ağırlayan otellere ne elektrik, ne su, ne personel, ne de vergiler konusunda yardımcı olmadığı ifade ediliyor. Otelciler bu konuda devletin desteğini bekliyor ama ne ses var ne de görüntü.
Türkiye turizmden bu yıl 50 Milyar Dolar gelir bekliyor. Depremzedelerin otellerde kalması durumunda bu gelirin olması çok zor.
Türkiye bu geliri bir kenara bırakabilecek bir durumda değil. Bu gelire ihtiyaç var. Ama turistinde depremzede ile aynı otelde tatil yapmayacağı aşikar.
Yani durum aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürse bıyık misali.
Otelci şaşkın. İki arada bir derede kalmış.
Antalya’ya 200 bine yakın depremzede çeşitli yollardan gelmiş. Gelişler ise durmuyor. Bu sayının 1 milyonu bulacağı da dillendiriliyor. Antalya bu yükü kaldıramaz.
Bazı kişiler Antalya’ya konteyner kent kurulması gerektiğini söylüyor. Bazıları ise konteyner kentlerin Antalya yerine deprem bölgelerine kurulmasının daha doğru olacağını ifade ediyor.
Antalya gibi turizmin başkenti olan bir merkezde konteyner kentlerin olması ne kadar doğru? Konteyner kentler Antalya’nın turizmine de imajına da büyük zarar verir. Doğru olan konteyner kentlerin deprem bölgelerine yapılması. Çünkü bu kentlerde konaklayanların işi, gücü, yakınları oralarda.
Bunun çözümü devlette. Devlet depremzedenin konaklama sorununu bir an önce çözmeli.