14 günden beri Türkiye gerçekten asrın olayı ile karşı karşıya kaldı. Ciddi anlamda milletçe büyük bir sınavdan geçiyoruz. Hepimiz ele ele verdik. Herkes kendi imkanları ölçüsünde elinde geleni yapıyor. Çok büyük acılar yaşandı ve yaşamaya da devam ediyor.
Bu bizim için çok ders alınması gereken bir nokta. Deprem ile bölgedeki binalarımızın depreme dayanıklılığı konusu bir kere daha ortaya çıktı. Bu konular çok konuşuluyordu. Ama ne derler “Bir nüsebet bin nasihattan iyidir” . Peki bu mu olmalıydı?. Tabi ki, cevabı hayır. Esasında yazılacak o kadar çok şey var ki, defalarca söylendi yazıldı.
Konumuz fay hattında kalan binalarımızın ne kadar güvenli olduğu. Televizyonlarda özellikle okullar, hastaneler ve kamu kurumları binaları konuşulurken, otellerimizin durumları hiç gündeme getirilmedi. Tam sezon büyük beklentilerle başlayacakken. Sadece Antalya değil İstanbul, Ankara, Denizli, Muğla ve İzmir gibi turizm için önem gösteren illerimizdeki otellerimizi de ciddi anlamda ilgilendiriyor.
Fay hattı Antalya’da Demre’den de geçiyor. İzmir’de Seferihisar ve Tire’den. Muğla’da Menteş ve Milas’tan. Aydın’da özellikle Kuşadası ve Köşk. Denizli’de Babadağ, Çardak ve Çameli ilçelerinden. Bu bölgeleri bilenler işin ne kadar önemli olduğunu ve turizm bölgelerine yakınlıkları dikkatlerini çekmiştir.
Bu haritaları basın boy boy paylaşıldı. Prof. Dr. Celal Şengör konuşmalarında olası İstanbul depreminin bilimsel çalışmasının 1999 yılı öncesi yapıldığını söyledi. Bu çalışmaya göre 36 yıl içinde depremin olacağı tespit edilmiş. Yıl 2023 ve geriye yaklaşık 10 yıl kaldı. Bu yapılan bilimsel çalışmaya göre. İstanbul’daki binalarda özellikle otellere öncelik verilmesi gerekmektedir. Gerekli testlerin yapılarak binaların depreme dayanıklılığı konusunun netleştirilmesi büyük bir önem kazanmaktadır.
Takdir edilmedir ki, turizm ülkemizin vazgeçilmez gelişen sektörlerinden biridir. Covid 19 zamanı nasılsa güvenli otel sertifikası konusunda Turizm Bakanlığımız öne çıkarak çalışma yaptırdıysa; aynı şekilde deprem ile ilgili bakanlığımızın önderliğinde bir proje başlatılabilir. Bu çalışma Mühendisler Odası ve Mimarlar Odası ile beraber başlatılabilir.
Adıyaman İsias oteli yıkıldı. Adıyaman'da KKTC'den gelen ortaokul voleybol takımı öğrencilerine mezar olduğu gibi, 100 kişi hayatını kaybetti. Malatya'da iki büyük otel yıkıldı. Malatya’da bulunan Avşar Otel, deprem sırasında yerle bir oldu. Hatay Reyhanlı'da Alice otel yıkıldı.
Bu arada Kasımpaşa futbol takımı Kahramanmaraş’ta maçtan sonra otelde kalma fikrini değiştirip İstanbul’a geri dönmüşler. Hayatımız bu kadar pamuk ipliğine bağlı olmamalı.
HER ZAMAN SÖYLENEN GİBİ DEPREM DEĞİL BİNALAR ADAM ÖLDÜRÜR.
Turizm bakanlığımızın zaman kaybetmeden bir eylem planı içinde başlaması gerekmektedir. Özellikle Türkiye’ye tur programı yapanlar bu haberlerden sonra ne kadar kendilerini depreme karşı güvenli hissedecekler. Bu güveni bizim yabancı operatörlere bir şekilde sağlamamız gerekmektedir. Bu turizmimizin geleceği açısından çok ciddi bir adım olacaktır.
Yapılacak testlerin sonunda güçlendirilmesi gerekenler hemen ivedilikle çalışmalara başlamalıdır. Yıkılması gerekenler yıkılarak yerine yeniden inşa edilmelidir. Tabi bu o kadar kolay değil ekonomik açıdan. Bununla ilgili bakanlığımız gereken desteği vermelidir. Gerekirse AB ile bir proje çalışması başlatılabilir.
Kısacası devletimiz turizmcilerimize de bir kaynak ayırarak kesinlikle bir çalışma yapılmalıdır. Turizmimiz adına bizlerde AB yetkilileri ile görüşmelere devletimiz ile beraber başlayabiliriz. Bizde zamanımızı ve birikimimizi ortaya koymaya hazırız.
Basit bir çözüm önerisi olarak TUI ile görüşülüp anlaştığı otellere Pre Finansman sağlayarak göndereceği müşterilerini de güvence altına almış olacaktır. Buna benzer bir çok çözüm önerisi olabilir.
Şimdi hepimizin birlik olma zamanı. Bu yüzden yaralarımızı hızla sararak bir önce eylem planı hazırlayalım. Umarım bu yazım bir başlangıca vesile olur. Bundan sonra güzel günler görmek umuduyla sağlıcakla kalın.