Turizmde gerek ziyaretçi sayısı ve gerekse gelir anlamında rekor seviyelerde kapatmaya doğru gidiyoruz.
Herhangi bir aksilik ile karşılaşmaz isek, önceki yıla göre ziyaretçi sayılarında Rusya’da %20, Almanya’da %10 ve genel toplamda en az %10’luk bir artış ile 2019 yılının tamamlanmasını bekliyoruz.
Artık ziyaretçi sayıları için 50 milyonlu rakamları telaffuz etmeye başladık. Yine bu sayıların gerçekleşmesi halinde önceki yıl 30 milyar ABD dolarına yakın gerçekleşen gelirinde, en az %10 artışla 33 milyar ABD Dolarına ulaşması bekleniyor.
Şimdiden bu rekor artışlardan bahsedilmeye başlanmasından dolayı kamuoyunda turizm sektöründe karlılık tarafında da önemli artışların olacağı beklentisi hâkim şu anda. Durum gerçekten öyle mi? Bu soruya kur ve enflasyona baktığımızda ne yazık ki evet deme şansımızın olmadığını görüyoruz.
Hatırlanacağı üzere geçen yıl Rahip krizi nedeniyle ağustos ayı başında kurlarda ciddi artışlar meydana gelmişti.
2018 yılının Ağustos, Eylül ve Ekim ayları Euro Türk Lirası kurunda 8 TL’ye yakın seviyelere gelinmiş, bu üç ayda kurun yüksek seviyede seyretmesi nedeniyle özellikle kurları hedge etmeyen başta turizmciler olmak üzere ihracatçılar karlılık anlamında ciddi bir avantajla karşılaşmışlardı.
Özellikle turizmin en yoğun yaşandığı ve döviz girişlerinin en fazla olduğu bu aylardaki gelirler, şirketlerin mali tablolarına beklenenden çok daha fazla olumlu yansımıştı. Birçok otel, tur operatörü ve havayolu firması önceki yıllardaki kayıplarını neredeyse telafi edecek karlılıklara ulaşma şansını yakaladı.
Kur artışının turizm sezonunun en yoğun olduğu aylarda bir tepe şeklinde geliştiğini net bir şekilde grafik üzerinde görmekteyiz. Böyle bir durumun sezonun en yüksek zamanlarına denk gelmesinin turizm sektörü için büyük bir şans olduğunu net bir şekilde ifade edebilirim. Tabi grafikte gördünüz bu tepe diğer başka birçok sektör ve şirketlere de çok ciddi zarar verdi ve bazılarının sonunu getirdi.
Turizm yönünden bu şanslı dönemden hangi şirket ne kadar faydalandı tam olarak söylemem mümkün değil ama sektörün genelinde 2018 yılı sağlanan karlar işletmelerin geçmiş dönemdeki kayıplarının önemli bir kısmını telafi etme imkanını sağladı.
Geçen yıl belki de birçok şirket için karlılıklar yönünden rekorlar kırıldı. Ama bu yıl ziyaretçi sayısı ve gelir yönünden rekor beklerken karlılık tarafı için aynı şeyi söylememiz oldukça zor.
Geçen yılki kur artışlarından dolayı piyasada yapılan zamlar izleyen aylarda kendisini enflasyon artışı olarak gösterdi.
Turizm sektörünün girdi maliyetlerini de oldukça yukarıya taşıdı. Kurlar sonradan geriye gitse bile maliyetler yerinde saydı ve enflasyonda gerileme gerçekleşmedi. Başka bir ifade ile kurların düşüşü ile birlikte satış geliri azalırken, maliyetlerde artış yaşanmış oldu. Dolayısı ile geçen yıl turizm sektörü için şans olan kur artışları, bu yıl yarattığı maliyet artışı ile ne yazık ki olumsuz bir durum yarattı.
Sektörün karlılığının geçen yılın altında kalacağını söylersek yanılmış olmayız. Sonuç olarak rekorlar var ama her şey güllük gülistanlık değil ne yazık ki.