Uzun zamandır kaleme almak istediğim bir konuydu. Sayın Cumhurbaşkanımızın bugün Yunanistan’ a yapacağı ziyaret sebebi ile de artık yazmalıyım dedim.
Her zaman suyun karşı yakası diye adlandırdığımız, Osmanlı İmparatorluğunun birkaç yüzyıl himayesinde barındırdığı, yüzyıllarca Türklere ev sahipliği yapan, 1922 de yaklaşık yedi yüz bin kişinin ana vatana geri geldiği kadim topraklar nam-ı diğer ‘’Yunanistan’’. Zamanında milyonlarca Rum tebaasının yaşadığı Anadolu ve yüzbinlerce Türk’ün yaşadığı ve hala da yaşamaya devam ettiği Yunanistan. Onların bize bıraktıkları ve/veya bizim onlara bıraktığımız zengin kültürel miraslar ile daha fazlası…
Günümüzde aslında değişen çok fazla bir durum da yok, sadece artık herkes kendi topraklarında yaşıyor ama atalarından gelen hatıralar, anıları yerinde yaşamak, kalamarı, ahtapotu mavi-beyaz atmosferinde yemek, sirtaki yapmak için yazın yaklaşık 1 milyonun üzerinde Türk vatandaşı Yunanistan’a tatile gidiyor. Tatil dönüşü ise ‘’mükemmel bir tatil geçirdik, evimizde gibiydik, çok güzel ağırlandık, aslında Yunanlılar Türkleri çok seviyor’’ gibi geri dönüşler belirtilmekte ve paylaşımlar yapılmaktadır.
Aynı şekilde Yunanlı turistler de atalarının kültürel miraslarını görmek ve Türk gibi yaşamak için genelde İstanbul’a geliyorlar.
Bugün okuduğum bir haberde Sayın Miçotakis Avrupa Birliği ile görüşerek Türkiye’ye yakın adalarda ziyarette Türk turistler için kolaylık sağlanması ve bir haftalık vize verilmesinin kolaylaştırılmasını talep etmiş vaziyettedir. Görülüyor ki Türk turistler bu adaların vazgeçilmez geçim kaynağı ve istenildiğinde her şey kolaylaşabilmektedir.
Ben de geçen sene ailem ile birlikte Atina’ya bir aile dostumuzu ziyarete gittik ve fazlasıyla eğlendik, güzel hatıralarla ger döndük. Ancak bu tatil süresince bir şey dikkatimi çekti. Yunanlılar ağırlıkla İstanbul’u ziyaret ediyorlarmış, diğer Anadolu şehirleri ve hatta Antalya’yı da ziyaret etmek istediklerini ancak Antalya ya direkt uçuş olmadığından dolayı seyahatin zahmetli ve uzun sürdüğünü ve bu nedenle bu bahsedilen bölgelere özellikle de Antalya’ya gelemediklerini açıkça belirttiler.
Eğer yaz aylarında Yunan adalarına bir milyondan fazla Türk turist ziyaret ediyorsa -ki bu turistler harcama kapasitesi olan gelir düzeyi yüksek grupta yer alıyordur- neden biz de aynısını Yunan turistlere yap(a)mıyoruz? Aslen inanıyorum ki birçok acente bu konuda çalışmalar yapmıştır. Nitekim birçoğu genelde İstanbul turları düzenlemektedir. Oysa Antalya’nın da Yunan Turistlere kültürel, eğlence, en iyi konaklama ve eğlence olarak en iyisini sunacağından çok eminim. Neticede şunu belirtmeliyim ki hiçbir Yunanlı turist tüm tatili her şey dahil 5 yıldızlı otelde, dışarı çıkmadan geçirmek istemez, onlara Antalya’yı bizim gibi yaşayacakları paketler sunmak gerekmektedir ancak sonuçta kazanan yine biz olacağız.
Unutmayalım ki bizim onları merak ettiğimiz ve topraklara özlem duyduğumuz kadar onlar da bizlerle aynı hisleri taşıyorlar. Sonuçta hepimiz benzer kültüre sahip suyun iki yakasındaki insanlarız...