Kültür ve Turizm Bakanlığı Turizm Geliştirme Ajansı'nın (TGA) en son yayınladığı ''Aşılıyız'' filminin tepkileri bir türlü dinmiyor.
Bakanlık böyle bir filmi hazırlarken herhalde Türk insanının kırılacağını hiç düşünmedi. Herhalde bu filmi hazırlayan bir kaç kişi. Çünkü daha fazla kişi işin içinde olsa mutlaka biri uyarırdı diye düşünüyorum.
Turistlere yönelik olarak hazırlanan ''Aşılandım'' filmi adeta ''Korkmadan gelin. otel Personelini ve sizlerin görebileceği kişileri aşıladık. Size onlardan zarar gelmez'' diyor.
Sanki turiste virüsü turizm çalışanları bulaştırıyormuş gibi bir algı ortaya çıktı. Halbuki hangi turist hangi personelle birlikte temas halinde oluyor. Otelde mi? denizde mi? havuzda mı? Yoksa yemek yerken mi çalışan turistle temas halinde oluyor.
Tatile gelen turist ya geldikleri kişilerle ya da diğer turistlerle iç içe oluyorlar. Onlarla birlikte yemek yeyip onlarla birlikte eğleniyorlar. Turizm çalışanları ile değil. yani virüs tehlikesi çalışandan gelmiyor.
Bakanlık bu film ile kendi kendine çelişti. Geçen yıl Güvenli Turizm Sertifikasını ortaya koyarak başarılı bir çalışmaya imza atmıştı. Bu sertifika ile turist ile turizm çalışanlarının teması zaten önlenmişti. Çalışanlar hem kendi hem de turistin sağlığı için gerekli önlemleri almıştı ve almaya da devam ediyor.
Ama bunlar görülmedi ve böylesine rendice edici bir filmi yarattılar.
Bu aslında sadece Türkiye'de değil tüm dünyada kötü bir algı oluşturdu. Kendi ülkesinin insanına güvenmeyen bir ülke olduk.
Şimdi biz 14 ülkeden gelenlerden ne test ne de aşı şartı istiyoruz. Turizmde ''Mevlana'' gibi olduk. Turiste ''İster virüslü ol istersen testsiz ol gel. Gel de nasıl istersen öyle gel'' demeye başladık.
Turiste zarar turizm çalışanından değil diğer turistlerden geliyor. Biz zaten turizm çalışanlarını aşıladık. Çalışanların virüs bulaştırma riski artık daha düşük.
Ama turiste virüsü diğer turistlerin bulaştırma riski çok yüksek. Neden derseniz. Artık ülkeye testsiz ve aşısız turistleri kabul etmeye başladık. Gelen kişilerde koronavirüs var mı yok mu bilemiyoruz. Mutlaka içlerinde virüslü olanlarda çıkacaktır.
Peki bu virüslü kişiler diğer turistlere veya çalışanalra virüsü bulaştırırsa ne olacak? Bu kişiler ülkelerine döndüklerinde ''Türkiye'den virüs kaptık'' deyip yaygarayı koparmayacak mı? Bundan sonra sorunsuz devam etmesini istediğimiz turizm sıkıntıya girmez mi? Bir kaç turist daha gelsin diye neden böyle bir riske girildi.
20 dolarlık testi yaptırmamak için böyle bir riske girilir mi? Rakiplerimiz İspanya ve Yunanistan aşısı ve testi olmayan turistleri kabul etmiyor. Buna rağmen turistler akın akın gitmeye başladı.
Türkiye aşısı ve testi olmayan turistleri kabul ediyor da daha fazla mı turist geliyor? Türkiye en kısa sürede bu yanlıştan dönmeli ve aşısız ve testsiz turisti kabul etmemeli. Test parası çok geliyorsa gerekirse bunu ülke olarak biz karşılayalım. Zaten aşılanan kişilerin sayısı artmaya başladı. Bir kaç ay içinde teste de çok ihtiyac duyulacağını sanmıyorum.
Gelelim turizm çalışanlarının durumuna.
Turizm çalışanları bakanlığın son tanıtım filmi ile iyice bunalıma girdi. nasıl girmesin. 1.5 yıldır zaten doğru dürüt para kazanamıyorlar. Bazılarının evine tek kuruş girmemiş. Bir de bu filmle sanki virüs yayan kişiler imajına sahip oldular.
Ülke olarak turizm çalışanlarını aşılamadık mı? Aşıladık ve aşılamaya da devam ediyoruz. Yani bu kişilerin virüssüz olmaları diğerlerine göre daha olanaklı.
Bakanlık çalışanların turistlere virüs bulaştırabileceğini düşünüyor da turistin çalışanlara virüs bulaştırabilceğini düşünmüyor mu?
Turizm çalışanı turisten virüs kapabilir. Kendisi aşılı olduğu için bunu hissetmeyebilir ama evine gittiğinde ailesine bu virüsü yayabilir. Onlarda başkalarına. Koronavirüste bu şekilde hızla yayılmıyor mu zaten.
Evet ülke olarak turiste ihtiyacımız var. Turizm sektörü çok zor durumda. Turistin gelmesi gerek. Ama kısa vadeli düşüncelerle uzun vadeli kazanımlarımızı yok etmeyelim.
Yani turist mi personelden personel mi turistten korunmalı? Siz karar verin.
Turizmci Cengiz Yılmaz vefat etti 
Otelciler, POYD’un yemeğinde bir araya geldiler 
Kaan Kavaloğlu, ''Avro kurunun düşük olması turizmcinin canını acıtıyor'' 
İstanbul’un lüks segment otelleri Özbekistan ve Kazakistan’da tanıtılacak 
Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alptekin Sökmen, kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti 
Jet Fadıl’ın devasa projesi Caprice Gold satışa çıkarıldı 
Gözlek Termal Tesisi için imzalar atıldı 
Corendon Airlines, pilot yetiştirme projesi ile geleceğin kaptan pilotlarını arıyor 
MP HOTELS‘İN KONKORDATOSU 1 YIL UZATILDI 
Galata Kulesi'ne yurtdışından getirilen kültürel mirasa ait görseller yansıtıldı 
Dijital Sürdürülebilirlik: Teknolojinin Geleceği İçin Yeni Bir Yaklaşım 13.09.2024 Dr. MEHMET BAHAR