Bir destinasyonda yaşanan turizm hareketliliği arttıkça, o destinasyondaki turizm etkilerini yönetmek daha önemli hale gelir. Turistik destinasyonların bir ömrü vardır ve belirli bir zamandan sonra turistik çekiciliklerini kaybedebilir.
Birçok konaklama tesisimizin bünyesinde veya otellere yakın bölgelerde çok sayıda birbirine benzer hediyelik eşyalarla dolu dükkanları görmüşsünüzdür.
Deri giyim, çanta, lokum, magnet, plastik oyuncak, imitasyon tekstil ürünleri, nazar boncuğu, kahve ve kahve takımı… sıralamasıyla birbirine benzeyen ve hemen hemen aynı fiyatlarla satılan hediyelik eşyalar.
Kökenlerinin çoğu yurtdışı.
Ancak, özgün yerel el sanatları ürünleri gittikçe azalmakta.
Destinasyonda yer alan hediyelik eşya işletmeleri bölgeyi temsil etme yeteneğine sahip olan, bölgenin gelenek, görenek ve kültürünü yansıtan hediyelik eşya ürünlerinden oldukça uzakta.
Mesela, Funda (Süpürge) otundan yapılan geleneksel süpürgenin satıldığını, bizzat kadınlarımızın el emeği göz nuru el işi örgü, yazma ve tülbentlerin ne kadar az satışa sunulduğuna hasret kaldık.
Hediyelik eşya satışı, turistlere gizli bir ihracat şeklidir. Bu, ülke imajını etkiler; yani bireylerin, ülke hakkındaki izlenimleri, duyguları, düşünceleri ve çağrışımları üzerinde etkili olur. Ayrıca, ülke itibarını artırarak ek bir kazanç sağlar.
Elbette işin zorlukları mevcut.
Özgün el sanatları ürünlerinin ve hediyelik turistik eşyalarının gidilen yöreden alma zorunluluğunu, hediyelik eşyanın benzersizliğini, kaliteli işçiliğini, estetiğini, kullanımını, kültürel ve tarihsel bütünlüğünü oluşturduğumuz vakit turizmden daha çok kazanacağımız açıktır.
İthal hediyelik eşyalarla devam eden bir turizmde, yerel kültüre ait olmayan tasarımlar ve motiflerin yaygınlaşması, yerel kültürel değerlerin unutulmasına ve dışlanmasına neden olabilecektir.
Yerel el işçiliği ve sanatın önemini azaltabilir. Bu durumda, yerel el sanatlarının ve geleneksel ürünlerin üreticileri talep kaybı yaşayabilir ve bu geleneğin gelecek nesillere aktarılması tehlikeye girebilir.
Yerel ürünlerin dış pazarlara satışını zorlaştırabilir, yerel kimliğin ve kültürün zayıflamasına neden olabilir.
Yerel ekonomi ve kültürün sürdürülebilirliğini etkileyebilir ve yerel toplulukların kalkınma çabalarını olumsuz yönde etkileyebilir.
Ayrıca, uzun mesafelerden taşınan ürünlerin nakliye sürecinde enerji ve kaynak tüketimlerinin yanı sıra ambalajları da göz ardı edilmemelidir; zira bu sürecin diğer dezavantajları arasında yer almaktadır.