Emin DEMİR
Türkiye'de turizm hareketleri ağırlıklı olarak online yayınlanan turizm gazetelerinden takip ediliyor. Turizm ile ilgili bilgi almak isteyen turizmciler ve ilgililer her an yenilenen online turizm portallarına bakıyorlar.
Sadece Türkiye'de değil. Avrupa, Rusya ve diğer ülkelerde bulunan Türk ve yabancı turizmcilerde ilk bilgileri bu portallardan almakta. Nereden mi biliyorsun derseniz. Öneğin benim portalımda okuyucuların yüzde 15'i kadar yurt dışından. En çok okuyucu ABD'den. Almanya, Rusya gibi ülkelerden. Bu ülkelerden çok sayıda okuyucu oluyor. Eğer yurt dışını ilgilendiren bir haber veya köşe yazısı olursa ya telefon ediliyor ya da mail atılıyor ve gelişmeleri öğrenmek istiyorlar.
Yani kısacası Türkiye'de yayınlanan 10 cıvarındaki turizm haber portalı turizm sektörünün sesi ve kulağı durumunda. Bu portallar yüzbinlerce kişi tarafından her gün takip edilmekteler. Bunun Türkiye'de yazılı basının okuma durumu göz önüne alındığında ne kadar önemli olduğu anlaşılıyor.
Sektör yayınları sadece turizmde değil, ekonomide, sağlıkta, sporda her alanda var. Bu yayınlara başta bulunduğu bakanlık olmak üzere sektörler ilgi gösterir ve onları hem bilgi hem de ekonomik desteklerler.
Gelgelelim turizm sektöründe durum maalesef böyle değil. Online turizm haber portallarına ne bakanlık ne de sektör gerektiği gibi ilgi göstermemektedir. Bu portalların önemini kavrayabilen sektördeki bir elin parmağı kadar kişi ancak bilgi ve ekonomik destekte bulunuyor.
Bakanlık ise adeta bu yayınları yok sayıyor. Turizmin içinden gelen, turizmi her yönü ile iyi bilen bir bakan olmasına rağmen turizm online haber portalları bakanlık tarafından adeta dışlanıyor.
Turizm sektöründe gerek otelci, gerek acenteci ve tur operatörü, gerek havacı, gerekse ulaştırmacı mutlaka her gün online turizm haber portallarından birine girerek gelişmeleri öğreniyorlar. Eğer kendileri ile ilgili olumsuz bir yazı olduğunda hemen arayarak neden böyle yazıldı? Turizme zarar veriyorsunuz? Bu tür yazıları yazmayın? diyebilmekteler.
Ama unuttukları bir şey var. Bu haber portallarında çalışanların hepsi turizme zarar vermemek için ellerinden gelen her gayreti gösteriyor. Hatta bir çok turizmciden daha fazla turizme sahip çıkıyor. Çünkü işimiz haberdir. Haberden de büyük paralar kazanmak değil sadece geçim mümkün.
Gelgelelim Kültür ve Turizm Bakanlığına...
Kültür ve Turizm Bakanlığı maalesef turizmin nabzını tutan, turizm sektöründen başka bir şeyi düşünmeyen online turizm portallarına uzak duruyor. Hiç bir konuda destek çıkmıyor dersem yeridir.
Halbuki yüzbinlerce kişiye ulaşan bu portallar her geçen gün güçlenmekte ve daha fazla kişiye ulaşmaktadır. Ama bakanlık bunlara ulaşamamakta veya ulaşmak istememektedir.
Dün Antalya'da pandemide yaşanan gelişmeler ve alınan önlemler konusunda büyükelçilerle ve yabancı basınla toplantı yapıldı ve Antalya çevresi gezdirildi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı yurt dışından gazetecileri bu toplantıya getirdi. Türkiye'deki gazetecileri ise kendisi belirledi ve onları uçaklarla Antalya'ya getirdi. Bu toplantıya Antalya basını davet edilmedi. Antalya basın açısından Türkiye'de çok güçlü bir olmasına rağmen yok sayıldı.
Bir de turizm ile ilgili çok önemli bir toplantı yapılıyor. Turizmin sesini duyuran, an ve an takip edilen online turizm haber portalları yine yok sayıldı ve hiç kimse davet edilmedi. Bizim işimiz turizm. Biz böylesine bir toplantıya gidip haber yapamıyorsak bunda bir yanlışlık var demektir. Bu yanlışlık bizden kaynaklanmıyorsa o zaman bu yanlışı bakanlık yapıyor demektir.
Kendi sektör basınına sahip çıkmayan herhalde dünyadaki tek bakanlık Kültür ve Turizm Bakanlığıdır. Çünkü diğer bakanlıklar kendi sektörü ile ilgi yayın yapan tüm basını öncelikle çağırır ve bilgilendirir. Kural budur. Herhalde Kültür ve Turizm Bakanlığı bunun farkında değil.
Antalya'da yapılan toplantıda yabancı gazeteciler getirildi. Bu yabancı gazetecilerin bir kısmını Bentour CEO'su Deniz Uğur getirdi. Onlarla o ilgilendi. Toplantı oluyor. Toplantıya bakanlığın akredite ettiği gazeteciler, otelciler ve bazı kişiler giriyor ama gelgelelim yabancı gazetecileri getiren ve onları ağırlayan Deniz Uğur toplantıya alınmıyor. İsviçre ve Almanya'da yetişen ve böyle bir durumla bugüne kadar karşılaşmayan Uğur şaşkına dönüyor. Çünkü başka ülkede olsa el üzerinde tutulurdu. Ama bizim bakanlık turizm basınını olduğu gibi bazı önemli isimleri de devre dışı bırakıyor.
Bütün bunlardan bakan Mehmet Ersoy'un haberi var mı? bilmiyorum. Varsa ve bunlar yapılıyorsa gerçekten çok kötü. Eğer yoksa buna neden olanları bulup işi düzeltmek bakana kalıyor.
Pandemi döneminde sessiz kalan, krizi turist gönderen ülkelere anlatamayan bakanlık umarım bundan sonra turizm gazetecilerine karşı daha duyarlı olur.