Elbette bu bir Murphy kanunu değil ama Turizmde işler kötü gider ve oteller boş kalırsa ortak demeç; “Aman Türk turistimiz şöyle iyidir, böyle iyidir”. Ama işler iyi giderse, kimse yerli turistin yüzüne bakmaz!
Haklı da otelci. Adamlar 2 sezon tek müşteri bulamazken, hatta kapılarını bile açamazken, birileri de çıkıp, al sana para, zararını kapat dedi mi? Hayır! Gel vergini erteleyelim, faizsiz kredi verelim dedi mi? Hayır!
Böyledir bu işler.
Var mı bir çözümü? Bugünkü şartlarla, yani kısa dönemde hayır. Sizin de oteliniz olsa, çok yüksek talep alırsanız, fiyatı yükseltirsiniz. Bu durumda yüksek fiyatları ödeyemeyen yerli turist açıkta kalır.
Uzun vadede çözüm var mı?
VAR…!
KAMU KAMPLARI ÖZELLEŞTİRİLSİN.
Bizim halen Türkiye’nin en müstesna bölgelerinde yaklaşık 400.000 yatak kapasiteli “Kamu Kamplarımız” var. Sovyetler birliğindeki Dacha’lar örnek alınarak kurulan kamu kampları, dinlenme tesisleri, eğitim kampları bunlar. İşçiler için yapılmış ancak gerçekte ücretini halkın ödediği ve yüksek sezonda sadece üst düzey yöneticilerin, ailece günde 100-150 TL karşılığında tatil yaptığı “Oteller” bunlar. Yani beyaz yakalıların. İşçiler ise, eğer kura çıkarsa ancak Mayıs veya Eylül ayında tatil yaparlar.
Oysa bugün kamudan maaş alan memur ve işçiler, özel sektör işçisinden daha fazla maaş ve haklara sahiptirler.
ÇÖZÜM?
İŞÇİYE, MEMURA TATİL ÇEKİ VERİLSİN.
Kamu kampları istisnasız özelleştirilsin. Satıştan elde edilen milyarlarca dolar gelirle bu otellerde ve seyahat acentalarında kullanılmak üzere kamu işçilerine, her yıl bir maaş tutarında tatil çeki verilsin. İşte o zaman tatil işçiler için ulaşılmaz olmaktan çıkar. Bu uygulamadan hem işçi-memur, hem otel- esnaf hem de turizmden beslenen 52 sektör faydalanır.