Artık her hafta bir otelin icraya düştüğü haberini vermekten hem utanıyorum hem üzülüyorum.
Herşey güllük gülistanlık görülüyor. Çünkü bize anlatılanlar böyle.
Her ay, her hafta, hatta her gün bir turist rekor haberini yazıyoruz.
Hem Bakanlık, hem de Antalya, Muğla gibi turizmin en etkili olduğu destinasyonların valilikleri rekor turist haberlerini paylaşıyorlar.
Antalya tarihinde hiç olmadığı kadar turist ağırladı. 16 milyona yakın yabancı turist Antalya'ya geldi.
Dile kolay. 16 milyon turist sadece tatile geliyor. Yiyor, içiyor, güneşleniyor, otelin tüm imkanlarından yararlanıyorlar ve gidiyorlar.
Bakanlık verilerine baktığımızda da turistlerin bıraktığı para bir önceki yıldan daha fazla.
Ancak birde madalyonun öbür tartafına bakmak lazım.
Dövizin artış hızı, enflasyon, içerdeki maliyetler arasındaki makas hep turizmcinin aleyhine açıldı.
Döviz artışı çok fazla olmadı. Buna karşı elektrik maliyeti yüzde 100'e yakın. En büyük maliyeti getiren personel giderleri yüzde 30, yiyecek ve içecek yüzde 40, diğer girdilerin maliyetleri de çok yüksek arttı.
Ancak dövizin turizmcinin lehine artışı yüzde 5'i geçmedi.
Yani turizmcinin elde ettiği gelir ile giderler arasındaki makas açıldıkça açılıyor.
Ama turizmci açılan bu makası kapatmak için gerektiği kadar zam yapamıyor. Gerektiği kadar zam yapsa turist gelmiyor. Çünkü yapılan araştırmada turistlerin büyük çoğunluğu fiyata geldiği görülüyor.
Turizmde yaşanan enflasyon gerçekte yüzde 50 cıvarında. Ancak Türkiye'deki resmi enflasyon yıllık bazda yüzde 11.84 oranında.
Yaşanan ve açıklanan enflasyon arasındaki büyük makas farkı turizmciyi maalesef çok zor durumlara düşürüyor.
Bunun sonucunda da iflaslar, hacizler peşpeşe geliyor.
2019 yılında biz yaklaşık 100 otelin icraya düştüğünü yazdık. Tabi bu rakam bizim bilebildiğimiz rakam. Gerçekte kaç otelin icraya düştüğünü maalesef bilemiyoruz ama çok daha fazla olduğu kesin.
İşte bu iflaslar, icraya düşmeler hep turizmcinin aleyhine açılan makas yüzünden gerçekleşiyor.
Tabi birde bu iflas eden ya da icraya düşen otellerin geçmişten gelen borçlarınında etkisi çok büyük.
Turizmci gelir gider hesabını tam olarak yapamayınca, hesaplarını tutturamayınca, bankalardan aldığı krediyi ödeyemeyince maalesef işinden oluyor. Turizmci bu durumda ya iflasını açıklıyor ya da banka tarafından icraya verilerek işletmesine el konuluyor.
Dediğimiz gibi. Turist sayısı açısından sorun yok ama karlılık açısından sorun var.
Turizmcinin karlılığı her geçen yıl azalıyor. Artık eskisi gibi yüksek kar etme dönemi kapandı.
Hala eski karları hayal edenler, buna göre yatırımlarını işletenler hep hüsrana uğruyor.
Sadece turist sayısını artıkmak yetmiyor. Daha iyi fiyata satmak, gelir ile gider arasındaki makası kapatmak gerekiyor.
Derler ya sözle peynir gemisi yürümez diye.
Maalesef söylenenlerle yaşananlar birbirine uyumuyor.
Söylenenlere inanlar, gerçekleri göz ardı ettiklerinde de yanıldıklarını cepleri boşaldığında görüyorlar.
Umarım 2020 yılında yeni icralık oteller haberleri yapmayız diyorum ama bu pek mümkün görülmüyor. Daha bugün bir otelin daha icraya düştüğünü yazdık.
Kalın sağlıcakla...