Turizm sektörü ithalatı olmayan bacasız sanayi
Hizmet üretiyor döviz kazandırıyor
Kazandığı paranın yüzde 95'i ülkemize kalıyor.
İstihdama, üretime, dostluğa,barışa, ekonomiye büyük katkısı olan turizm sektörü ayrıca 54 sektöründe ayakta kalmasını sağlıyor.
Özal döneminde bağımsız olarak bir Turizm Bakanlığı vardı.
Bu bakanlığın görevi sadece turizmin gelişmesi ve turizmcilerin önünü açması için çalışmalar yapmaktı.
Büyük turizm hamlesi de işte bu dönemde gerçekleşti.
Çünkü turizmciler karşılaştıkları zorlukları Turizm Bakanlığı'na bildiriyordu. Özal'ında büyük desteğini alan Turizm Bakanlığı da sorunları bir bir çözerek turizmcinin önünü açtı.
Ancak maalesef daha sonra Turizm Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı oldu. Bu bakanlık zaman zaman kültürü ön plana aldı, turizmi ikinci plana itti.
Her tarafı tarih ve kültür hazinesi ile kaplı bu ülkede mutlaka kültüre de büyük önem verilmeli.
Ancak unutulmamalıdır ki Turizm bu ülkeye kazandırıyor. Ülkenin cari açığının kapatılmasına büyük katkı sağlıyor.
Her yıl yüzbinlerce insana iş veriyor. Yarattığı katma değerle de diğer sektörlerin ayakta kalmasını sağlıyor.
Zaten son yıllarda bu bakanlık adeta yok hükmündeydi.
Bakanlar kendi bakanlığın sorunları yerine diğer sorunlarla uğraştılar. Adeta Kültür ve Turizm Bakanlığı gereksiz bir bakanlık gibi göründü.
Bakanlık ancak krizlerde gelen tepkiler üzerine bir şeyler yapma gereği gördü.
Turizm sektörünü günah sektörü gibi görüp böyle yaklaşılması sektörün büyümesine engel oluyor.
Unutulmamalıdır ki turistlerin yüzde 90'ı yabancı.
Gelen yabancı turist içki içmek, eğlenmek, özgür bir ortamda günlerini geçirmek istiyor.
Ancak eğitim veren kurumlarda içki servisinin nasıl olacağını öğretmezsen, içilen içkilere aşırı zam yaparak merdiven altı tüketime zorlarsan ''Ben turizmciyi koruyorum'' diyemezsin.
Turizm sektörünün en çok gider kalemlerinden biri içki maliyetleridir.
Bu nedenle sektörde tüketilen içkilerde KDV, ÖTV gibi vergilerin oranlarının düşürülmesi isteğine hükümetin kulağı hep tıkalı kalıyor.
Bu nedenle de bazı tesisler merdiven altı içki üretime yöneliyor.Bu da istenilmeyen olaylara neden olabiliyor.
Turizm sektörü son yıllarda üvey evlat muamelesi görüyor.
Sektör için göstermelik bazı işler yapılıyor ama hiç biri sektörü kurtarmaya yönelik değil.
En büyük turizm destinasyonu olan Antalya bar bar bağırıyor.
''Kış turizmin gelişmesi için THY direkt seferler koysun'' diye.
Bir çok uçağı kış aylarında havaalanlarında bom boş beklemesine rağmen THY bu konuda bir adım atmıyor.
Unutulmamalıdır ki turizmi 12 aya yayamazsak turizmin sorunlarını hiç bir zaman çözemeyiz. Bu da taşımacılık olmazsa olmaz.
Kalifiye personel bir bir sektörden uzaklaşıyor.
Turizm sektörünün beslediği 54 sektörde kan ağlıyor.
Turist sayısı bu yıl rekor kırıyor. Bu doğru ama gelen gelire baktığımızda daha az turistin geldiği dönemde elde edilen gelirin çok altında bir gelir elde ediliyor.
Bu nedenle de turizmci artan turist sayılarına rağmen sevinemiyor. Sevinemezde. Çünkü tur operatörleri turistleri fiyat odaklı Türkiye'ye getirebiliyor.
Bazen zararına bazen de çok cüzi bir karla Türkiye'ye turist taşıyorlar.
Türkiye turizmi 12 aya yayar, sadece deniz, kum, güneşi değil kültürel ve tarihsel zenginliklerimizi de turizm ürünü olarak kullanırsa tekrar eski güzel günlere dönülebilir.
Türkiye’nin cari açığı var. Bu açık giderek büyüyor. Turizm kan kaybettiği sürece de o açık daha da büyüyor.
Cari açığın kapatılmasına bu kadar büyük katkı sağlayan bu sektöre artık gereken önem verilmeli.
Turizme üvey evlat muamelesi yapılmamalı.
Bu da bağımsız ve güçlü bir Turizm Bakanlığı'nın olması, bu bakanlığın sektörün sorunlarını çözebilmesi ile mümkündür.
Aksi bir davranış kendi ayağımıza kurşun sıkmak demektir...