Üniversite ek yerleştirme sonuçlarının açıklandığı bugünler de ortaya çıkan tabloya göre “Turizm İşletmeciliği, Konaklama İşletmeciliği” ve “Seyahat İşletmeciliği” gibi bölümlere tercihler bir hayli düşmüş ve ek yerleştirme sonucunda bile çok ciddi boşluklar oluşmuştur.
Hatta bazı üniversiteler de bu bu bölümler hiç kimse tarafından tercih edilmediğinden kapanmayla karşı karşıyadır.
Buna karşılık “Gastronomi ve Mutfak Sanatları” bölümleri ise gerek medyadaki “Master Chef” yarışmaları gerekse, piyasa da gastronomi ile uğraşanların yükselen imajı (Nusret örneği) ve yüksek ücret elde etme gibi sebeplerden olsa gerek neredeyse tüm üniversiteler de tamamen dolmuştur.
Bu bölümlerin tercih edilmemesinin yanında düşük puan alan öğrenciler tarafından tercih ediliyor olması da mesleğimizin geleceği açısından ciddi tehditler içermektedir.
Geldiğimiz bu durum turizm eğitimini baştan aşağı yeniden ele almaya ve mevcut bölümlerin gerek ders programlarını, gerekse içeriklerini yenilikçi ve inovatif bir anlayışla yeniden ele almayı zorunlu kılmaktadır.
Mesleğe başladığım 1985’li yıllarda “otomasyonun neredeyse imkansız olduğu sektör” olarak tanımlanan turizm sektörü, yaşanan teknolojik değişimden nasibini alarak her geçen gün bu değişimlere ayak uydurmaya çalışmaktadır.
O yıllarda saatler süren ve çoğunlukla da hatalı olan gün raporu hazırlamak artık bir tuşla bir kaç saniye içinde %100 doğrulukla alınabilmektedir.
Rack sistemi ve folyo’lar ile manuel takip edilen rezervasyonlar, artık yaşanan sistemsel entegrasyonlar sonucu sisteme otomatik olarak düşmekte ve el değmeden muhasebeleştirilmektedir.
İnternetin ve akıllı telefonların yaygınlaşması her sektörü olduğu gibi turizm sektörünü de etkilemekte ve her geçen gün etkilemeye de devam etmektedir.
Yaşanan bu baş döndürücü değişime sektörün ayak uydurması ile ilgili olarak STK’ların ve işletmelerin bir takım ortak ve ferdi çabaları bulunmaktadır fakat dünya ile kıyasladığımızda kapatılması gereken fark her geçen gün artmaktadır.
Bu sebeple turizm eğitimi veren kurumlar, YÖK, Milli Eğitim Bakanlığı ve STK’lar bir araya gelerek üniversiteler de “Turizm Mühendisliği” bölümlerinin açılması sağlanmalıdır.
Peki ama neden “Turizm Mühendisliği”?
Bilim insanlarının ürettiği teorik bilgiyi tekniker ve teknisyenlerin uygulayabileceği pratik bilgiye dönüştüren kişi olarak tanımlayacağımız mühendislik eğitimi, olaylara sistematik olarak bakmayı, parçaları birleştirip bütünü görebilmeyi, neden sonuç ilişkilerini kurabilmeyi ve en önemlisi bakış açısını değiştirmeyi sağlar.
Arthur Mellen Wellington’a göre ise Mühendislik; “Beceriksiz birinin iki dolara kötü yaptığı bir şeyi bir dolara iyi yapma sanatıdır.”
Bu sebeple olsa gerek üniversitelerimiz de klasik “işletme” bölümlerinin yanında “İşletme (Endüstri) Mühendisliği” bölümleri açılmıştır.
Benzer bir durum sektörün dinamiği ve bağlantıda olduğu diğer sektörlerin fazlalığı sebebiyle “Turizm Eğitimi” için de zorunludur.
Bu amaçla bir araya gelecek olan uzmanların hazırlayacağı programla, sektörün ihtiyaç duyduğu teknik donanımın yanında, işletme yeteneklerinin de verildiği, yaşanan teknolojik değişime çalıştığı işletmeyi adapte etmekte öncü bir rol oynayacak “Turizm Mühendisleri”ni yetiştirecek ders programları hazırlanmalıdır.
Hatta ve özellikle “Değişim Mühendisliği - Reenginering” ve “Oyun Teorisi - Game Theory” gibi dersler de bu programlarda zorunlu ders olarak yer almalıdır.