Korhan Alşan

Turizm. Salgın. Savaş. Barış. Umut. Gelecek

Korhan Alşan

Dünya şüphesiz son derece trajik ve derin bir kriz ile karşı karşıya. Akla gelmeyen başa geldi ve maalesef tarihleri bir, halkları bir, dost iki ülke savaş halinde. Savaşın en ağır bedelini, her zamanki gibi önce çocuklar ve kadınlar, sonrasında gelecek nesiller ödüyor. Temennim en kısa sürede ateşkesin sağlanması ve insanların bir an evvel yaralarını sarmaya başlaması.

Turizm tam manası ile bir “Barış Sektörü” dür. Onlarca ülkeden gelen farklı insanların aynı çatı altında güven, huzur ve keyif ile vakit geçirdikleri, kültür paylaşımında bulundukları, dostluklarını çoğaltabildikleri olağan üstü bir ekosistem. Eminim ki barışa ulaştığımız günlerin sonrasında tüm Dünyada “Turizm Sektörü” bu önemli görevini daha da pekiştirecek bir rol üstlenecektir.

Salgın bütün sektör sistematiğinde ağır hasarlar bıraktı. Bunun kısmen telafi edilmesi umudu ile beklenen sezon, mevcut savaş hali ile turizmcilerin olabilecek en kötü senaryo ile karşılaşmaları riskini doğurdu. Maliyetler uçtu, gelir beklentileri dip yaptı. Bundan sonraki yakın döneme dair denklemler oldukça karmaşık, tahmin yapmak zor.

Operatörlerin uçuş kapasitelerini kısmen de olsa korumaları tüm sistemin devamlılığı bakımından zaruri. Havacılık sektörüne uygulanacak ambargoların olası etkilerinin piyasaya ve turizme nasıl yansıyacağı dikkatle irdelenmeli. Bu konuda olası riskler için şimdiden çözüm arayışları konuşuluyor, çözümler araştırılıyor. Tüm sektör açısından alternatif pazarlara daha fazla ağırlık verileceği görülüyor. Özellikle İç Pazara yine büyük iş düşecek. Avrupa Pazarı, Ortadoğu Pazarı, Baltık ve Balkan Pazarları bu süreçte önemini arttıracak. İngiltere pazarı Türkiye’deki en iyi yıllarından birini yaşayabilir.

Barışın sağlanması ve suların durulması ile birlikte Türkiye Turizmi mutlaka yeniden canlanacak ve çok hızlı toparlayacak. Bu konuda hiçbir şüphe duyulmamalı ve sektöre zarar verecek erken hamlelerden itina ile kaçınılmalı. Turizm iş dünyasındaki ticari ilişkilerde bütüncül bir yapı var. Deneyimlenen tüm ağır kriz hallerinde, paydaşlar birbirlerini anlayabildiler, olabildiğince birbirlerine destek olabildiler ve süreci bir şekilde yönetebildiler. Aynısı olacaktır. Köklü sektör bu ağır krizi de atlatmayı başaracaktır.

Bu kadar önem arz eden ve krizlere direncini pekiştirmiş bir sektörün Devlet eli ile daha fazla desteklenmesi şart görünüyor. Desteklerin karşılığının fazlası ile ekonomiye geri döndüğü bilinen bir durum. Sektör rüştünü ispatladı ve reel veriler kayıtlarda. Sektörün ekonomiye olan katkısı tartışılmaz bir realite.

Artan enerji maliyetlerine mutlaka teşviklerin verilmesi, kış döneminde açık olan işletmelere istihdam teşvik paketlerinin sağlanması, uçak katkı payı uygulamalarının yeniden gündeme alınması, alternatif finansal destek paketlerinin sektörün hizmetine sunulması son derece önemlidir. Bu konuda “Finans Kuruluşlarının” sektöre uzun vadeli, düşük faizli ek kredi olanakları sağlaması turizmde ülkesel olarak gelecekte varılmak istenilen küresel pozisyon bakımından son derece stratejiktir ve mühimdir. Turistik işletmelerinin varlık değerleri, işletme becerileri ve talep yaratma seviyeleri ile doğru orantılıdır. Düzgün işletilmeyen veya atıl duruma düşen bir tesisin ne yatırımcısına, ne kredi sağlayıcısına, ne de ülke ekonomisine katkı sağlamadığını hep tecrübe ettik, günün sonunda herkes kaybeden oldu. Dolayısı ile Acentesinden Operatörüne, Otelcisinden Tur Organizatörüne, tüm Turizmcilerin bu süreçte olabilecek en geniş kapsamda desteklenmeleri şart. Bugün oluşacak hasarların bedelini gelecekte daha ağır şekilde ödemememiz için sektörün bu zorlu süreçte ayakta kalması gerekiyor. Yakın gelecekte düzlüğe çıkacağımız noktada sektörün bütün kuvveti, düzeni ve intizamı ile hazır olması kritik öneme sahip.

En kısa sürede savaşın son bulması, acıların bir an evvel dinmesi dileklerimle.