Zaman zaman ekonomi haberlerinde duyarız ratingi.
Özellikle ülkemize verilen rating notları kamuoyunda oldukça ses getirir ve tartışmalara yol açar. Açıklanan notların ardından kur, faiz ve borsa cephesinde hareketlenmeler olur.
Son dönemlerde de açıklanan notlar beklediğimiz gibi de gelmiyor. Umarım gelecek dönemlerde ülkemizin rating notu yatırım yapılabilir seviyeye tekrar gelir.
Amacım ülkemiz rating notunu tartışmaya açmak değil.
Bu yazımda da ben firmalar için rating konusunu gündeme getirmek istiyorum.
Rating notu, ülkeler için verilebildiği gibi firma ve finans kuruluşları için de verilebilmektedir.
Sezona yeni yeni girmeye başladığımız şu günlerde özellikle turizm sektöründe yer alan ve finansman ihtiyacı olan şirketlerimizin, başta bankalar olmak üzere finans kuruluşları ile olan ilişkileri çok önemli.
İşletmeler 2017 yılı sonu mali verilerini, faaliyetleri ile ilgili bilgi ve öngörülerini finans kurumları ile paylaştılar.
Bankalar işletmelere verdikleri/verecekleri kredilerin limiti ve/veya koşulları hakkında kararlarını veriyorlar ya da verdiler.
Sonuç itibariyle finans kurumları şirketlerin verilerini inceledikten sonra bir kredi değerliliği belirleyerek tahsis edeceği krediyi ve şartlarını netleştiriyor.
Kredi veren, kimi zaman kredi verilmesini ya da limitlerin arttırılmasını uygun görmeyebilir. Bu tamamen finans kurumunun kendi inisiyatifinde yürüyen bir süreçtir.
Genellikle işletmeler istenilen düzeyde kredi olanaklarına kavuşamazlar. Finans kurumlarının değerlendirmeleri, sundukları limit ve koşullar işletmeleri memnun etmez ve ihtiyaçlarını da yeterince karşılamaz.
Firmanın bakış açısı ve beklentisi ile finans kurumlarının bakış açısı ve değerlendirmeleri birbirinden çok farklıdır.
Ayrıca finans kurumu genellikle verdiği kredi değerliliğinin gerekçesini açıkça ve resmi olarak firmaya tebliğ de etmez.
Sözlü birtakım açıklamalar yapılır ancak firma sahipleri ve/veya üst düzey yöneticileri yine de çok ikna olmazlar.
Aslında kredi sonucunun nedenleri paylaşılsa, işletme yönetimleri de faaliyetlerini yürütürken karar süreçlerini, ilgili finansal konuları da dikkate alarak değerlendirme imkanına kavuşabilirler.
Finans kurumlarının geçmiş dönemlerdeki yapmış oldukları açıklayıcı değerlendirmeler şirketlerin finansal yönetimleri açısından çok yararlı olur.
Ancak ne yazık ki finans kuruluşları ile şirketler arasındaki ilişkiler bu şekilde yürümüyor.
İşletmelerin finans yöneticileri, olabildiğince de kredi değerlendirme sonuçlarını yorumlayarak izah etmeye çalışsalar da patron/üst yönetim nezdinde bu açıklamalar da objektif ve yeterli düzeyde bulunmuyor.
Elbette bu tür durumlar tüm firmalar için geçerli değil. Ancak sorun yaşamayan firma sayısının da az olduğunu düşünmüyorum.
İşte bu ve buna benzer sorunları olan firmalar için rating çözümün önemli parçalarından biri olarak karşımıza çıkıyor.
Rating nedir? Bir işletmenin borcunu ana para ve faiziyle birlikte geri ödeyebilme gücü ve kabiliyetini ölçen bir kredi derecelendirme veya risk ölçme yöntemidir.
Turizm işletmelerimiz finans kurumlarından yeterli düzeyde kredi imkânı sağlayamadıklarını düşünüyorlar ise konusunda yetkin bir kuruluşa rating çalışması yaptırabilirler.
Yapılan rating çalışması sonucu; gerçek risk derecelerini, nedenleri ile birlikte görme olanağına sahip olurlar.
Bu sayede işletme yönetimi belirlenen ratingin sonucuna göre kredi geri ödeme gücünü objektif olarak görebilir varsa sorun/lara karşı gerekli tedbirleri alma imkanına kavuşabilirler.
Rating, işletme sahipleri, yöneticileri, yatırımcılar, bankalar ve işletme ile çalışmak isteyen (gerektiğinde) firmalara yol gösteren önemli bir araçtır.
Eğer yaptırılan rating notu sonucu risk dereceniz, finansal kurumların değerlendirmelerinden daha olumlu sonuçlanır ise, işletme yönetiminin eline kredi talebini destekleyici önemli bir neden geçmiş olacaktır.
Elbette finans kurumları kendi değerlendirmelerini esas alacaklardır, ancak SPK tarafından yetki verilmiş rating kuruluşlarından birine yaptırmış olduğunuz olumlu çıkabilecek kredi derecelendirme çalışması elinizi güçlendirecektir.