AKTOB'un geleneksel Temmuz ayı buluşmasının konuğu Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy oldu.
Mehmet Ersoy, turizmcilere yönelik bir konuşma yaptı. Bakan konuşmada mümkün olduğunca açık yürekli olmaya özen gösterdi. Bakanın söylediklerine bir bakmak lazım.
Bakan Ersoy, acentecilerin "Tanıtım ve pazarlama bizim işimiz" söylemini eleştirdi.
Ersoy, “Eğer siz bir yere gelmek istiyorsanız arzdan, talebe gitmemiz gerekiyor. Maliyet odaklı turizmden, gelir odaklı turizmine geçiş yapmamız gerekiyor'' diye açıklamada bulundu.
Türkiye Turizm Geliştirme Ajansı’nın doğmasındaki ana sebebin markalaşma olduğunun altını çizen Ersoy, “Markalaşmak için, yoğun sürdürülebilir tanıtım yapmanız gerekiyor. Hem yoğun bir tanıtım yapacaksınız, hem de bunu devamlı şekilde sürdürebilir olması lazım'' diye konuştu.
Bakan, Turizm Ajansının yönetim kurulunun ve diğer dallarının oluşumu hakkında da bilgi verdi. Turizm Ajansı'nın yönetiminde Bakanlıktan 4 kişinin, TÜRSAB ve diğer bölgelerdeki otelcilerden de birer temsilcinin yer alacağını anlatttı.
Bakana göre Turizm ajansı sayesinde turizmcinin geliri artacak. Bugüne kadar turizmin gelişmesi için bazı işletmelerin tanıtıma katkı koyduğunu ama bazı işletmelerin ise yapılan tanıtımlara hiç katkı koymadan bu tanıtımlardan yararlanıyor. Turizm Ajansına her işletme pay vereceği için tanıtıma her turizmci katkı koyacak.
Anlaşıldığı kadarıyla yapılacaklar hakkında son kararı Turizm Ajansının yönetimi karar verecek.
Bakan bunları anlattıkta sonra da turizmcilerin görüşlerini dinledi. Genelde gelişmelerden memnun olmayan turizmcilerin büyük çoğunluğu sesini çıkarmazken TÜROFED Başkanı Osman Ayık, sadece tanıtım yapmakla fiyatın artmayacağını, buna paralel sorunlarında çözülmesini istedi.
Bakan Ersoy'un ''Turizmciler birbirleri ile anlaşamıyor'' sözüne karşı konuşan Ayık, ''TÜROFED otelcilerin yüzde 80'ini temsil ediyor. Bizim anlaşamama gibi bir konumuz yok. Siz bunu ortadan kaldıracaksınız. Biz kendi alanımızda yüzde 80'ininin desteğini alıyoruz. Seçim yapmaktan kimse kaçmaz. Sivil inisiyatifler ne kadar güçlü olursa siz orada daha rahat olacaksınız'' dedi.
Ayık, ''Dinamik bir planlama olmalı. Ürün yapısında iyileştirme yapılmalı. Kapasite artışı kontrol altına alınmalı. Kontrol dışı kapasite artışını bakanlık durdurmalı. Kıyı kanunu yeniden ele alınarak düzenlenmeli. Alt yapı ve yaşam alanlarındaki sorunlar çözülmeli. Yani paralel sorunlar çözülmeden sadece Turizm ajansı ile bu iş olmaz. Bir çok sorunlar çözülmeden sadece turizm ajansının kurulması ile fiyat artışı sağlanamaz'' diyerek Bakan Ersoy'un turizmdeki sorunları bir an çözmesini istedi.
Ayık, ayrıca Turizm Geliştirme ve Tanıtma Ajansı yönetiminin oluşmasında otelcilerin yok sayıldığını, ajansın neden kamu ihale kanununa tabi olmadığını belirterek ileride sorunlar yaşanabileceğini ifade etti.
Bu konuda bir kaç cılız ses çıktı. SAYD Başkanı Hamit Kuk'ta acentelerin yok sayıldığını söyledi. Kısa ve öz. Bakan özellikle turizm ajansı konusunda turizmciyi fazla ikna edemedi ama sesini çıkaranların sayısı da yok denecek kadar az oldu. Dışarıda ajansı eleştiri bombardımanına tutan turizmci bakan karşısında suskun kaldı.
Gerçekten Osman Ayık'a hak vermek gerekiyor. Turizmin çok sayıda sorunu var. Turizm eğer bugün kan kaybediyorsa bir çok sorunun hala çözülmemesindendir. Sadece Turizm Geliştirme ve Tanıtma Ajansı'nın kurulması ile fiyatlar artmaz. Belki daha etkin bir tanıtım olacaktır ama bu yeterli değildir.
Bakan, bu ajansta 150 Milyon Doların toplanacağını, bakanlığında her yıl harcadığı toplam 30 Milyon Doların ajansa aktarılacağını, yani bu ajansın 180 Milyon Dolarlık bir kaynağının olacağını belirtmişti.
Peki bu kaynak doğru yerlere harcanacak mı? Bakan yönetim kurulunda kendisi ile birlikte 3 kişininde olacağını, geri kalan 8 kişinin ise sivil toplum kuruluşlarından olacağını ifade etmişti. Bakana göre bu ajansı sivil toplum kuruluşları idare edecek.
Gerçekten böylemi olacak? Bana göre olmaz. Bakanın görüşüne karşı çıkan turizmci sayısı yok denecek kadar az. Yani bakanlık bir şeye karar verdimi bu kararın karşısına çıkacak kişiler kim olacak? Bu para gerçekten turizmin tanıtımı ve markalaşma için harcanacaksa müthiş olur. O zaman turizmin imajı da günden güne iyiye gider. Yurt dışında oluşturulmak istenen hava bu ajans tarafından dağıtılır.
Ama bu paranın doğru harcanacağından kuşkum var. Çünkü daha önceleri bir çok kötü örnekler gördük. Ama yine de iyimserliği elden bırakmamak gerekiyor. Güzel işlerin yapılacağını umut etmek gerekiyor. Yapılamaz mı? Yapılır. Hem de en güzeli.
Yeterki turizmin geleceğini düşünerek birlikte hareket edelim...