Daha fazla turist daha fazla gelir için turizmi doğru anlatmak ve anlamak gerekir.
Ne kadar iyi tanıtırsak turizme bakış o kadar değişir.
Turistin gelmesi için Türkiye'yi ve turistik destinasyonları iyi tanıtmak lazım.
Turist tatile gittiği yeri bilmeli.
Gittiği yerde sorun yaşamamalı.
Turist gittiği yeri nasıl görüyor. Onun değerlerine uygun bir yer mi buna bakar.
Yurt dışından Türkiye'nin görüntüsü pek pozitif değil.
Bunun çeşitli nedenleri var.
Bu nedenle de Avrupa'dan Türkiye'ye gelen turist sayısı çok fazla değil.
Tarihi bağlarımız olan, 4 milyon civarında Türkiün yaşadığı 80 Milyonluk Almanya'dan gelen turist sayısı sadece 5 milyon.
Gelen Almanların da çoğunluğu Türkiye'ye sürekli gelenlerden oluşuyor.
Bu kadar az Alman turistin gelmesinin nedeni tamamen imajımızdan kaynaklanıyor.
Türkiye'i iyi bilmiyorlar. Bilmemelerinin tek sorumlusu yine bizleriz.
Çünkü kendimizi anlatamıyoruz. Ülkemizi anlatamıyoruz. Bizi yanlış anlatıyorlar.
Diğer Avrupa ülkelerinde de durum farklı değil.
Peki turizmi ülkemizde iyi tanıtabiliyor muyuz?
Halk, kamu turizmi doğru biliyor mu?
Bana göre bilmiyorlar. Turizmi lüksün olduğu, ellerinde içki şişeleri olan, mayoyla gezen kadınlar olarak biliyorlar.
Halbuki turizm bir ülkenin imajına en olumlu etki yapan sektördür.
Turizm sayesinde turist sadece kendisi gelmez, dövizini de getirir. Turist mutlu ayrılırsa o ülke hakkında ki görüşü de o kadar iyi olur.
Sadece kamuoyunu değil, Kamuyu da daha fazla bilinçlendirip turizmin ne kadar faydalı olduğunu anlatmak zorundayız.
Halkın da kamununda turizme bakış açısını da değiştirmeliyiz.
Turizmin sadece çıplak kadınlar ve içkilerden ibaret olmadığını göstermeliyiz.
Turizmi daha doğru anlatmalıyız.
Turisti giydiği kıyafet, yediği ve içtiği ile değerlendirmemeliyiz.
Onları birer tanıtım elçisi, birer velinimet olarak görmeliyiz.
O zaman daha fazla turist ve daha fazla döviz gelir.