Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanımız ikinci 100 günlük eylem planını açıkladı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’mızın bir önceki eylem planında bahsi geçen stratejik planla ilgili olarak hedefler dışında kapsamlı bir açıklama göremedim.
Belki tamamlandı kamuoyu ile paylaşılmadı tam bilemiyorum.
İkinci 100 günlük eylem planında ise en önemli çalışma Türkiye markasının yeniden oluşturulması ve marka stratejilerinin belirlenmesi olarak karşımıza çıkıyor.
Çoğunluğu kültürel mekan ve eserlerin açılışı olarak belirlenen çalışmaların kısa vade de turizme bir etkisinin olmasını beklemiyorum.
Eylem planları içindeki en önemli çalışma olan Stratejik Planlamanın da sektörde konuşulmamasını ve merak uyandırmamasını hayretle karşılıyorum.
Sektör içinde yer alan tüm kişi ve kurumlar kendi belirledikleri stratejiler çerçevesinde hareket etmeyi tercih ediyorlar anlaşılan.
Hatırlanacağı üzere turizm sektörünün bileşenleri arasındaki güç birliğini oluşturmak ve sinerjiyi yaratmak amacıyla Turizm İstişare Kurulu (TİK) oluşturulmuş ve çeşitli toplantılarla da ilgili kurumların başkanları bir araya gelmişlerdi.
Bildiğim kadarı ile en son Ekim ayında bir toplantı yapılmıştı.
Stratejik planlama çalışmalarının koordinasyonunda da TİK etkin bir rol alabilirdi.
Ancak o taraftan da bir açıklama gelmedi.
Ülkemiz ekonomisinin turizme en çok ihtiyaç duyduğu bir dönemde tüm kesimlerin bir araya gelerek geleceğe ışık tutması, ortak strateji ve politikaların belirlenmesi gerekmez mi?
Bu çalışmalara kamunun yanında, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, şirketler de katılsa ülke turizmi ile ilgili en doğru stratejilere ulaşılacağından eminim.
Fırsat ve risklerin üzerinde durularak, ortak çalışma ve analizlere ihtiyacımız var.
Stratejik plana göre şirketlerde kendi yönlerini yatırımlarını daha rahat belirleme imkanına kavuşacaklardır.