Geçmiş kolay unutulur ancak yakın geçmişi bu kadar unutmamak lazım ...
Sadece 4 ay önce bugünleri düşünün bu şehre hatta bu ülkeye hiç uçak inmiyor hiç turist gelmiyordu . Antalya’da açık otel sayısı bir elin parmakları kadardı.
Türk ve Dünya turizmi dibe vurmuş iken 1 Haziran’da normalleşme süreci ile birlikte sektöre inanlar yavaş yavaşta olsa Türk misafir ile tesislerini açmaya başladılar. Temmuz ayında Ukrayna başta olmak üzere farklı ülkelerden turist gelmeye başladığında açılan tesis sayısı biraz daha arttı.
Açılan her tesis bir ümit bir ışıktı gelecek için. Mayıs ayında artık ''sezon bitti, bu yıl başlamadan bitti'' diyenlere inat önce tarifeli sonra charter Rusya uçakları başlayınca bir anda birçok tesis açmaya karar verdi.
Bu şu demek ti. stediğiniz kadar karamsar olun piyasayı tüketicinin hareketi belirler. Belki de tarihinde aylarca uçağın inmediği turistin gelmediği bir dönemde yavaş yavaş turizm başladı Antalya’da. Pandeminin yarattığı tüm olumsuzluklara rağmen turizm sektörü bir anda tekrar hareket etmeye ve tesisler açılmaya, aylardır evinde oturan turizm çalışanları işlerinin başına döndüler.
Çok geç başlayan bu turizm hareketi tesislerin yarısının işletmeye açılmasını sağladı. Gönül isterdi ki tüm tesisler açılsın ancak bir çok destinasyon seyahatlere kapatılırken Türkiye’ye olan güven verdiğimiz hijyen ve güven odaklı servis ile artmaya başladı.
Geçmiş yılların çok çok gerisindeyiz evet ama 4 ay önce SIFIR idik. İklim olarak müthiş bir Eylül ayı yaşıyoruz. Açık tesislerimiz % 50 – 60 dolu ve açık tesis sayısı az olduğu için sezonun uzaması muhtemel görünüyor.
Özellikle Rusya ve İngiltere’nin yaptığı uçak planlamasına AB ülkeleri de seyahat uyarısını düşürürse nasıl bir kış geçiririz ?
Salgının artmasından 2. dalgasından endişeli olmamıza rağmen eğer herhangi bir seyahat yasağı gelmez ise şu neredeyse dünyanın en güvenilir destinasyonu Türkiye’ye olan talep artacaktır. Bu artışın nedenlerinden bir tanesi de bir çok kış destinasyonun şu an kapalı olması bizim avantajımıza gerçekleşecektir.
Dünyanın ilk defa deneyimlediği turizmin tamamen durduğu bir dönemde gelen turist sayısının kişi başı gelirinin kar ya da zarardan daha önemli konu her şeye rağmen hala Türkiye’de TURİZM YAPABİLİYOR olmaktır.
Bu süreçte sektör olarak müthiş işler başardık. Güvenilir Turizm Sertifikasından verdiğimiz servis ve aldığımız önlemlere kadar gerçekten ayakta alkışlanması gereken bir başarı yakaladık.
İlk satırda yazdığım gibi lütfen gözlerinizi kapatın Nisan – Mayıs aylarını gözünüzün önüne getirin ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır.
Bir aşı bulunması halinde ki bu konuda birçok ülke canla başla çalışıyor. Covid’in yarattığı korku ve özgürlük kısıtlamaları önümüzdeki yılın hiç olmadığı kadar iyi bir yıl olmasına neden olabilir. Çünkü bu pandemi sürecinde özgürlüğün seyahat etmenin en az sağlık kadar önemli olduğunu gösterdi bizlere.