Kurlar Yükleniyor...
articledummy

TÜRKİYE'DE TURİZM İLE YAŞAMAK


Değerli turizm okurları, Evet yanlış duymadınız! Yine normal bir sezon bizi bekliyor. 2016 yılından beri nedeni bilinmez hep Şubat, Mart aylarında yaşananlardan dolayı sezona düşünülenin aksine bir giriş yapıyoruz. 
    T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığından aldığım verilere kısa bir veri paylaşmak istiyorum. 
Ülkemiz de bulunan turizm çeşitleri,
Akarsu Turizmi, Av Turizmi, Dağcılık, Golf Turizmi, Hava Sporları, İnanç Turizmi, İpek Yolu, Kış Sporları Turizmi, Kongre Turizmi, Kuş Gözlemciliği, Mağara Turizmi, Sağlık ve Termal Turizm, Su altı Dalış, Deniz Turizmi ve Yayla Turizmi mevcut. Tabi burada ne kadar ve hangileri etken ve etkili oldukları konusu tartışılır
Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün verilerine göre,
2017’de 10.0001.049 kişi / 2018’de 13.085.299 kişi 
2019’da 15.280.763 kişi / 2020’de 3.444.426 kişi / 2021’de 5.649.625 kişi ziyaret etmiş.  
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı 31.12.2021 tarihli verilere göre ülkemizde,
Turizm Yatırım Belgeli 585 Tesis / 64.002 Oda / 139.703 Yatak 
Turizm İşletmeli Belgeli 4.801 Tesis / 508.511 Oda / 1.065.537 Yatak 
Belediye Belgeli 9.445 Tesis / 276.150 Oda / 620.349 Yatak
Yıllara göre Turizm Yatırım Belgeli Tesis sayısı 
2017 yılında– 1051 tesis/2018 yılında – 981 tesis/2019 yılında – 723 tesis/2020 yılında – 649 tesis / 2021yılında – 585 tesis 
Yıllara göre Turizm İşletme Belgeli Tesis sayısı 
2017 yılında – 3771 tesis / 2018 yılında – 3925 tesis / 2019 yılında– 4038 tesis / 2020 yılında – 4218 tesis / 2021 yılında – 4801 tesis
Yıllara göre Belediye Belgeli Konaklama Tesis sayısı 
2017 yılında – 7607 tesis / 2018 yılında – 7671 tesis / 2019 yılında – 8104 tesis / 2020 yılında – 8609 tesis / 2021 yılında – 9445 tesis     
Peki yukarıdaki bilgileri neden verme gereksinimi duyuyorum. 2016 ‘dan bu yana her sezon girişi bir şekilde olumsuz bir şeyler yaşıyor ve durumun ehemmiyetine göre risk yönetimi (Risk yönetimi, işletmelerin işlevleri sırasında ortaya çıkabilecek risklerin önceden dikkatli bir biçimde ve ayrıntıları ile tanımlanıp değerlendirilmesi ve bu riskleri minimize edecek veya tam olarak ortadan kaldıracak önlemlerin alınması) ya da kriz yönetimine(krizi yaratan olayların önlenmesi, ortadan kaldırılmasını veya ülke menfaatleri doğrultusunda en az zararla atlatılmasını sağlamak amacıyla gereken hazırlık ve faaliyetlerin yönlendirilmesidir.) geçiş yapıyoruz.

 Aslına bakarsanız ülke olarak gerek risk yönetiminde gerek kriz yönetimin de çok başarılıyız. Çünkü bunca sıkıntılı yılları yaşamamıza rağmen yeni birçok konaklama tesisi ve birçok seyahat acenteleri açıldı. Ülkenin genelinde turizme yatırım arttı. Yani demek oluyor ki, bir kazanç elde edilebiliyor ki bunca krizli yıllara rağmen yeni turizm tesisleri ve acente açma gereksinimi duyuluyor. 
Peki bunca iyi istatistiklere rağmen, kötü hatta çok kötü veri olan ne var elimizde PERSONEL. 
Nitelikli personel bu denli yükselen turizmin ardından, kaliteli turizm yapabilmenin en önemli engeli nitelikli personel bulmak olacak. Yetenekli, gelecek vadeden, turizmi bugünden yarına daha iyi şartlara taşıyacak insanların sektörden vazgeçtiğini ve farklı sektörlere hatta ülkelere kaçtığını yani personel konusunu pardon KALİFİYE PERSONEL konusunu birçok yerde ve birkaç yazımda belirtmiştim ve bu konunun üstünde durmaya devam ediyorum. Ancak artık durumun vahimliğinden dolayı KALİFİYE kısmını da atıyor, artık niteliksiz personel bulmakta çok zor ve daha zor olacak.
Mecazen anlatmak gerekirse, İSTANBUL tüm dünyanın gözdesi, tarihi pek çok insanı kendine aşık ettiren milyonlarca insanın yaşadığı ve bir o kadar insanın görmek için ziyaret ettiği koca bir şehir. 
İstanbul’da 7 üzeri bir şiddette bir deprem bekleniyor ve bu durum yıllardır söyleniyor. Allah yaşatmasın ama bu durum gerçekleşir ise bizler bu depreme ne kadar hazırız. Yıllardır gelişen ve her geçen gün büyüyen bu Altın Şehrimiz ne hale gelecek. Alt yapımız yeterli mi? Yapılan onca güzel binalar buna dayanabilecek mi? Dayanamadığını var sayarsak, milyonlarca insan ne yapacak?
Soruları değiştirelim, Turizm gelişiyor ve gelen turist sayısı artıyor (bkz: Antalya’ya gelen turist sayısı) mevcut gelen sayıda bile personel bulmak zor iken, sayılar tepelere çıktığında gelenlere kim hizmet edecek. Yani gelecek olan turistlere biz hazır mıyız?  Gelen turistlerin beklentisini karşılayabilecek miyiz? Diyelim ki ivedi olarak turizm çalışanlarını koruma altına aldık, peki alt yapımızı buna hazır mı?
Her zaman söylenir. Yapılan işler, söylenen sözler insanları yanıltabilir ancak matematik, istatistik asla! 
Altyapı taşları çok önemlidir. Alt yapı sağlam ise üst yapı daha az sarsılır. 
Aslında çözüm için bir düğmeye basmak yeterli. En alt kademeden, en üst kademelere kadar aynı masada buluşulacak, eşit söz hakları verilecek, herkes asıl sorun ve çözüm için odaklanacak. Ve bulunan çözümler devletimiz tarafınca koruma altına alınacak. 
Masada kimler olmalı. 
*Kültür Turizm Bakanlığımız *Turizm bölgelerinin kamu yetkilileri * Yatırımcılarımız * Turizm okulu öğrencileri, öğretmenler ve idarecileri * Turizm sektörünün her bir departmanına ait mavi ve beyaz yakalı çalışanlar, Turizm adı altında toplanmış sivil toplum örgütlerimiz.
Şu kelimeleri çok duydum. Düşündüğün ve ulaşmak istediğin yer hayal ama şunu unutmayalım!
Bugüne kadar yaşadığımız tüm olayları bizlere birkaç yıl önce söylemiş olsalardı, bütün bu yaşadıklarımız ütopik gelirdi. Bu yüzden önemli olan hep birlikte aynı yolda, aynı amaca yürür isek, hayaller gerçekleşebilir.
Turizm ile kalın.
 
Yayın Tarihi
12.03.2022
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla