Dünyada ve ülkemizde yaşanan gelişmeleri takip etmekte zorlanıyoruz. Ekonomik, siyasi jeopolitik alandaki gelişmeler baş döndürücü bir şekilde ilerliyor. Arada durup bu gelişmelerin yansımaları nasıl olacak diye düşünmeye bile fırsat bulamıyoruz. Birçok belirsizliğin arasından umudumuzu kaybetmeden yol almaya çalışıyoruz.
Geçtiğimiz yılda da belirsizlik ortamı ve olumsuz gelişmeler yaşanmasına rağmen turizm ve havacılık alanında gayet iyi sonuçlar yakaladık. Ortadoğu’daki değişim ve kaosa, yüksek enflasyonun yarattığı maliyet artışlarına, kurlardaki yavaşlamaya ve yüksek faiz ortamına rağmen şirketlerimiz ayakta kalmayı başarabildiler.
Şimdi geçmişi geride bırakıp geleceğe bakmanın zamanı; ama geçen yılın yarattığı etkilerin bu yıla da yansımalarını da dikkate almamız gerekiyor. Geçen yıldan iz bırakan unsurları önem derecesine göre sıralayacak olursak ilk sırayı elbette ki yüksek faiz ortamı alıyor. Şirketlerin yıl sonu mali verileri yayınlandıkça faizin kazançlar ve bilançolar üzerindeki yarattığı olumsuz etkiyi daha net görebileceğiz. Yüksek faiz nedeni ile artan borçlanmanın telafisi ancak birkaç yılı bulacak. Bu nedenle hangi sektörde olursak olalım 2025 yılında öncelikle faizlerin bir an önce makul düzeylere inmesine ihtiyacımız var. Faiz nedeni ile ekonomi yavaşladı.
Turizm ve havacılık sektöründe bu yılda önceki yılların üzerinde hedeflerimiz var. Tüm sektör büyüme üzerine planlarını yapıyor. Ancak büyüme beklenen karlılıkları getirecek mi orası tartışılır. Çünkü yüksek faiz ortamı, maliyetlerin artırmaya devam etmesi ve Türk lirasının değer kazanmaya devam etmesi iş hacmi arttıkça karlılıkları daha da aşağıya çekiyor. Bu gidişatın değişmemesi halinde turizm sektörü, yatırımlarını arttırma ve işlerini büyütmede isteğini kaybedecektir.
İşlerin büyümesi için yatırım ve istihdama ihtiyaç var. Tatbikî bunların sağlanması için en başta uygun koşullarda kredi imkanlarının sağlanması gerekiyor. Otelcilik alanında yatırım isteği var ancak yeniden bir otel yapmak yerine mevcut otellerden satın almak daha makul görünüyor. Çünkü şu anda faiz ortamı ve artan maliyetler yeni sıfırdan bir otel yapılmasını imkansız hale getiriyor.
Program başarılı olursa ve faiz indirimlerinin devam etmesi halinde haziran ayında faizlerin %35’li, yıl sonunda da %30’lu seviyelere gelmesi ekonomistler tarafından bekleniyor. Görünen o ki faiz seviyelerinde rahatlamayı haziran ayından itibaren hissetmeye başlayacağız. Faiz makul seviyelere indikçe finansmana erişim imkanları da artacaktır. Faizlerden sonra enflasyonun altında seyreden kurların da en azından enflasyona paralel bir seyir izlemesi yılın ikinci yarısında umutla bekleniyor. Ancak daha yolumuz var umutlar Haziran’a kaldı.