İçerisinde çok farklı, renkli ve tarihi Gelenek, görenek ve inançları barındıran yeni bir Ramazan Ayına kavuştuk.
Geleneklerimiz, göreneklerimiz ve inançlarımız bizi biz yapan değerlerimizdir.
Gelenek, geçmiş kuşaklardan günümüze kadar gelmiş, yaşatıldığı toplum bireyleri arasında kuvvetli bir bağ oluşturmuş veya o toplulukta eskiden kalmış olmaları sebebiyle saygı duyulup kuşaktan kuşağa aktarılan kültürel bir harekettir.
Görenek, henüz gelenekselleşmemiş, bireylerin birbirlerinden görerek yaptıkları davranışlardır.
İnanç, doğru olduğuna inanılan, dini muhtevalı düşünce ve davranışlardır.
Genellikle sözlü iletişim, ritüel ve taklit yoluyla aktarılan gelenek, davranış kalıpları ve inançlar olarak varlık kazanır. Ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa aktarılan ve sosyalleşme süreçlerinin ayrılmaz bir parçası olan değerler, inançlar, kurallar ve davranış kalıpları bütünüdür. Geçmişten süzülerek gelmekte, asırların birikimini bugüne taşımaktadır.
Yaşadığımız kültürel depremler gelenekleri parçalamış ve değersizleştirmiştir. Sarsılan kültür, yeni gelenekler kurmanın ruhî gücünü de kaybetmiştir.
Gelenek olmadan kıymetli yenilik meydana gelmeyeceği açıktır.
Bir fert, biyolojik bakımdan yirmi, otuz, kırk veya yetmiş, seksen, doksan yaşında olabilir. Fakat ruhî bakımdan o, binlerce yaşındadır. Milletinin tarihi kadar eskidir.
Ancak bu binlerce yıllık şuura sahip olmaktan geçiyor.
Ve Ramazan ayı geldi.
Birçok güzel gelenek, görenek ve inancımız var. Ramazan temizliği ve ramazan hazırlıkları, öğlene kadar tuttuğumuz tekne oruçları, mis kokulu pide kuyrukları, tüm ailenin bir araya toplandığı iftar yemekleri, hilalin gözlenmesi, zimem defteri, sadaka taşları, diş Kirası, semai kahveleri, güllaç tatlısı, oruç keyfi.
Hızlıca aklımıza gelen Ramazan ayı geleneklerimiz, göreneklerimiz ve inançlarımız.
Gelenek ve göreneklerimiz nasıl yaşadığımızı tanıtmak, başka yaşayış tarzlarına karşı ufku genişletebilmek, anlayabilmek, özeleştiriyi yapabilmek adına ne kadar kıymetli değil mi?
Kültürümüzün bu zengin mirası, toplumumuzun kimliğini korumasında ve geliştirmesinde kilit bir rol oynamaktadır. Bu gelenek ve görenekler, sadece bizim tarihimize ve değerlerimize ait değiller, aynı zamanda dünya çapında kültürel çeşitliliğin bir parçasıdır. Onları yaşatmak, tanıtmak ve korumak, kültürel mirasımızın önemli bir parçasını sürdürmek açısından hayati öneme sahiptir.
Turizmci Cengiz Yılmaz vefat etti 
Otelciler, POYD’un yemeğinde bir araya geldiler 
Kaan Kavaloğlu, ''Avro kurunun düşük olması turizmcinin canını acıtıyor'' 
İstanbul’un lüks segment otelleri Özbekistan ve Kazakistan’da tanıtılacak 
Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alptekin Sökmen, kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti 
Jet Fadıl’ın devasa projesi Caprice Gold satışa çıkarıldı 
Gözlek Termal Tesisi için imzalar atıldı 
Corendon Airlines, pilot yetiştirme projesi ile geleceğin kaptan pilotlarını arıyor 
MP HOTELS‘İN KONKORDATOSU 1 YIL UZATILDI 
Galata Kulesi'ne yurtdışından getirilen kültürel mirasa ait görseller yansıtıldı 
Dijital Sürdürülebilirlik: Teknolojinin Geleceği İçin Yeni Bir Yaklaşım 13.09.2024 Dr. MEHMET BAHAR