Bildiğiniz gibi turizm bakanımız Sn. Mehmet ERSOY meclis bütçe görüşmeleri esnasında yaşanan personel sıkıntısı ile ilgili olarak “Milli Eğitim Bakanlığı ile 2018’de imzalanan protokolle turizm meslek liselerinin otellerle eşleştirildiğini, bu çalışmaları üniversite eğitimini de kapsayacak şekilde genişleterek turizmde nitelikli yönetici sınıfı oluşturmayı amaçladıklarını” ifade etmiştir.
Ersoy, “Turizm bölümlerinin müfredatını Anadolu turizm teknik liseleriyle uyumlu hale getirip, geleceğin genel müdür ve genel müdür yardımcılarının Türkiye’de yetişmesini sağlayacağız. Bu süreç tamamlandığında Türkiye Dünya’ya genel müdür ve genel müdür yardımcısı ihraç edecek bir ülke konumuna gelecek” dedi.
Öncelikle sektörde yaşanan personel krizi pandemi ile birlikte daha da derinleşti ve sektörün yıllar içinde yetiştirdiği kalifiye elemanlar yaşanan bu krizler karşılığında dayanacak güçleri kalmadığı için memleketlerine dönerek sektör değiştirdiler. Görece olarak iyi geçen 2021 yılı sezonundan sonra eldeki tüm veriler 2022 nin de çok iyi bir yıl olarak geçeceği yönündedir. Bu yıl otellerin tamamı dolu olmadan yaşanan bu personel sıkıntısı için ACİL bir takım önlemler alınarak öncelikli olarak var olan deneyimli personelin sektöre yeniden geri kazandırılması gerekmektedir.
Cumhurbaşkanlığı tarafından da stratejik sektör olarak ilan edilen turizm sektörü ülke ekonomisine sağladığı döviz girdisi nedeniyle içinde bulunduğumuz ekonomik sıkıntılardan kurtulmanın da yegane çözümüdür. Ülkeye kazandırdığı bu dövizi de minimum döviz çıktısıyla yaparak gerçek YERLİ VE MİLLİ bir sektör olduğunu da kanıtlamıştır.
Tüm bu bilgilerin ışığında yapılması gerekenler kısaca şunlardır;
Öncelikli olarak turizm okullarından mezun olanların sektörde çalışma oranları %13 ler düzeyinde olup, bunu arttırmak için bakanımızın öngördüğü şekilde üniversite müfredatlarını lise seviyesine düşürmek yerine bu bölümlere olan ilgiyi arttırmak için sektör akademi işbirliğini sağlamalıdır.
Mevcut durumda turizm bölümünde okuyan öğrenciler sektörden kopuk ve yeterli bilgileri almadan mezun olmaktadırlar. Bunun önüne geçmek için oluşturulacak bir protokol ile okullardaki derslerin minimum %30’una sektörde deneyim kazanmış kişilerin girmeleri sağlanmalıdır. Bu konuda yapılacak bir düzenleme ile bu mümkün olabilecektir. Ayrıca akademisyen olarak görev alan ve sektör tecrübesi olmayan hocalarımızın da yine düzenlenecek bir protokol ile sektörde kendi alanlarında en az 1 ay uygulama eğitimi almaları sağlanmalıdır. Bu şekilde sektördeki güncel uygulamalardan haberdar olmaları ve derslerine aktarmaları mümkün olabilecektir.
Turizm okullarını kazanan her bir öğrenciye okulu kazandığı gün yine yapılacak protokoller ile sektörden deneyimli bir kişinin mentor olarak atanması ve eğitimi boyunca da bu kişinin öğrenci ile yakın işbirliği kurması sağlanmalıdır. Bu şekilde öğrenim hayatı boyunca öğrencinin doğru kararlar alması ve sektör ile buluşması konusunda bu mentor’luk uygulaması sayesinde daha doğru adımlar atılacak ve yaşanan olumsuz ilk deneyimler önlenebilecektir.
Ayrıca kaybedilen deneyimli kişilerin sektöre yeniden kazandırılması ve yenilerinin de sektöre girişinin sağlanması için acilen işsizlik sigortası fonu devreye alınmalı ve askı personeli uygulamasına son verilmelidir. Sezon sonu sebebiyle tesislerden çıkış yapıla personelin bu kış dönemi boyunca geçimini temin edebileceği bir miktarda ücretin bu fon aracılığıyla ödenmesi sağlanarak meslekte iş ve aş garantisi sağlanmalıdır.
Ayrıca kısa vadede ihtiyaç duyulan personel açığının kapatılması için kapalı oteller kullanılarak özellikle işsizliğin yüksek olduğu bölgelerden yerel otoriteler aracılığıyla ulaşılan gençler acilen hızlandırılmış eğitim programları ile yeni sezona hazırlanmalı ve sezon ile birlikte uygulama eğitimlerini tamamlamalıdırlar.
Eğer bunları yapmazsak gelecek günlerde yaşanması muhtemel personel açığı kriz boyutuna varacaktır. Bu durumda yaşanacak şikayetlerin karşılığında misafirlere yapılacak geri ödemelerinin yanında ülkemizin “Kaliteli Tatilin Adresi” imajına da zarar verecektir. Unutmayalım ki; turizm konusunda yazılan bu destanın isimsiz kahramanları olmadan yeni destanlar yazmak mümkün değildir.