Sis bulutu içinde yolumuzu bulmaya çalışıyoruz. Her zamankinden dikkatli, biraz da şaşkın ve oldukça da endişeli yolun sununu görmeye çalışıyoruz.
Kafamızda iki soru var: sonu ne zaman gelecek ve nasıl bitecek?
İnsanların hayatlarında radikal değişikliklere yol açacak, sağlıklarını, ekonomilerini aslında belki de hayatlarını önemli ölçüde etkileyecek böylesine ehemmiyetli bir konuda fala bakar gibi ve ‘bence şöyle olacak, şöyle gelişecek, şöyle bitecek’ gibi beylik laflar edip anlamsız ve içi boş fikirler sunmak gibi bir niyetim yok.
Zaten bu ve buna benzer o kadar çok makale, rapor, öngörü, beyan vs okudunuz ki belki bu yazıyı bile bitirmeyi düşünmeyebilirsiniz.
Bende her vatandaş gibi neredeyse günümün tamamını bu konudaki gelişmeleri yakından takip etmeye ayırdım. Gerek ülkemizde, gerek dünyadaki gelişmeleri birbirleri ile karşılaştırarak ve tabii alanım turizm olunca, turizm boyutuna indirgeyerek irdelemeye çalışıyorum.
Şubat ortasından bugüne kadar Korona vesilesi ile devletlerin aldığı kararlar ve uygulamaları hepimiz biliyoruz. Şu an dünyanın her köşesinde hareket kısıtlılığı ile pandeminin yayılması kontrol altına alınmaya çalışıyor. Dünyanın neredeyse bütün uçakları yerde, (13 temmuz 2018 de Flight Radar bir rekor geçmişti ve o gün 205.468 uçuş gerçekleşmişti) gemileri limanlarda, otobüsleri garajlarda ve otelleri kapalı.
Nereye kadar?
Zaten herkesin merak ettiği de bu…
Açıkça itiraf edeyim, bunu şu anda bilen dünyada tek bir insan yok.
Ama şunu bilen insan çok; turizmin tekrar eski günlerine dönmesi tek bir şarta bağlı: Aşı bulunmalı (ya da ilaçlar)
Yoksa kitle halinde gerçekleşen turizm faaliyetinin yapılabilmesi mümkün değil. Uçağa 50 kişi koyup, otobüse 20 kişi bindirip otelde 50 odayı açmakla, ya da etrafta hala capcanlı bizimle birlikte yaşayan Korona canavarı varken alacağımız hijyen tedbirleri ile kendimizi ve misafirlerimizi ne kadar koruyabiliriz ve sistemi nasıl sürdürebiliriz?
Elimizdeki veriler ve gelecekteki olası gelişmeler üzerinden Recovery Cheks yazarları 4 farklı durumda, biri iyimser, biri kötümser, biri de gerçekçi olmak üzere 3 senaryoya çalışmışlar.
- Mevcut durumda:
İyimser: Nisan sonu normalleşme başlar
Gerçekçi: Mayıs sonu normalleşme başlar.
Karamsar: Haziran sonu normalleşme başlar.
- Kısıtlamaların kaldırılması durumunda:
İyimser: Çocuklu aileler Haziran sonu,
Gerçekçi: Eylül sonu
Karamsar: Aralık sonu Almanya içinde seyahat yapabilirler.
- Canlanma durumunda:
İyimser: Mart 2021
Gerçekçi: Haziran 2021
Kötümser: Nisan 2022 Nisan sonu Avrupa içindeki seyahatler başlayabilir.
- Aşının bulunması, normalleşme, yasakların tamamen kaldırılması, sınırların açılması durumunda:
İyimser: Eylül 2021,
Gerçekçi: Temmuz 2022,
Karamsar: Ekim 2023 tekrar eski turizm hareketi başlar.
Sonuç olarak bu çalışma turizmin uluslararası düzeyde tekrar yapılabilmesini iyimserlikle 2021 Mart, kötümserlikle 2022 Nisanı gösteriyor.
Şimdi buyurun gönlünüze göre, en gerçekçi bulduğunuzu seçin ve planlarınızı ona göre yapın….
Kaynak : Kompetenz Zentrum Tourismus des Bundes