Sezonun sonuna yaklaştığımız bu günlerde turizm sektörü için birçok gelişmenin olumlu yansımasını gördük.
Ülkemizle ilgili algının pozitife dönmesine bağlı olarak turist sayısının artması ardından kurların yükselmesi sektörümüze önemli katkılar sağladı.
Bu gelişmelerin karlılık yönünden de şirketlere pozitif yönde yansıyacağını tahmin ediyorduk.
Ama aldığım duyumlar geldiğimiz şu noktada otellerin ve esnafların dışında diğer alt sektörlerde önemli bir karlılığın oluşmadığı/yacağı ve geçmiş yıldan gelen kayıplarda dikkate alındığında tur operatörleri ve acentelerin yılı başa baş bir noktada kapatacağı umutların gelecek yıla kaldığı yönünde.
Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi aslında kur artışları ilk planda sektöre yarıyor ama sonrasında gelen fiyat artışları ve pazarlardan fiyat indir baskısı ile bir dengelenmeye girerek bir yarar sağlamıyor.
Üstelik agresif kur artışlarının peşinden gelen enflasyon ve onu düşürmek için yapılan faiz artışları da tekrar turizm sektörünün girdi ve kaynak maliyetlerini yukarıya çekiyor.
Bugün geldiğimiz noktada Türk Lirası krediler %40’lara, yabancı para cinsinden kredi faizleri ise %10’lara dayanmış durumda.
Sonuçta kur artışının avantajı kredi faizlerinin artması ile birlikte dezavantaja dönüşüyor.
Günün sonunda sektörümüz, kur artışından daha çok artan kredi faizlerinden dolayı olumsuz etkilenmiş oluyor.
Turizm sektörün de diğer reel sektör firmaları gibi finansal borçları yüksek.
Eximbank kredileri de sektöre destek oluyor ancak tam çare olabilmiş değil.
Önceki dönemlerde hükümet politikaları bir tercih yapıyordu.
Ya yüksek kur düşük faiz ya da düşük kur yüksek faiz.
Ama şimdi geldiğimiz nokta yüksek faiz yüksek kur dönemi haline geldi.
Kime soracak olursak olalım ekonominin tüm kesimi kuru belirli bir noktaya kadar istikrar kazanması şartıyla kabullenmiş durumda ama yüksek faizle faaliyetleri sürdürebilmek iyice zorlaştı.
Bir an önce faizlerin aşağıya çekilmesi ile ilgili önlemelerin alınması gerekiyor.
Yoksa bu durum eninde sonun turizm sektörünü de derinden etkileyecek.