Her şey dahil konseptini yeni lüksle birleştiren, “Mutluluğun Kimyası” kavramını sürekli olarak geliştirmeye odaklanan marka, tatil severlerin evrilen beklentileri doğrultusunda yenilenen stratejileriyle sektördeki lider konumunu sürdürmeye devam ediyor. Club Med Avrupa ve Afrika CEO’su Anne Browaeys, markanın yeni dönem stratejisini ve Türkiye pazarının atılımını paylaştı.
Anne Browaeys, Club Med’in, 74 yıldır devam eden yolculuğunda müşterilerine benzersiz tatil deneyimleri sunduğu 32 ülkedeki yaklaşık 70’e yakın tesisi ile sadece öncü bir turizm markası olarak değil, aynı zamanda bir statü sembolü olarak görüldüğünü, Pandemiyle birlikte daha da belirgin hale gelen tüketici trendlerindeki değişimi takip eden Club Med’in, pandemi sonrası dönem için benimsediği hızlı büyüme stratejisiyle uyumlu olarak 2023 sezonunda marka evriminin ilk aşamasını hayata geçirdiğini belirtti.
Markanın 2023 sezonunda uygulamaya koyduğu büyüme stratejisi hem global ölçekte hem de Türkiye pazarında başarılı sonuçlar vermeye başladığını vurgulayan Browaeys, 2024 ikinci yarı erken rezervasyon oranları ise 2023 ikinci yarıya kıyasla %225 arttığını ifade etti.
Club Med’den Türkiye pazarında %120 İş Hacmi Artışı
Karayiplerden Fransız Alplerine, Avrupa’dan Hint Okyanusu’na ve Kuzey-Güney Amerika’dan Asya’ya kadar 70’ten fazla destinasyonda izi bulunan Club Med’in Türkiye’de Antalya Palmiye ve Bodrum Palmiye olmak üzere iki tesisi bulunduğuna işaret eden Browaeys, ‘’Club Med Türkiye pazarının 2023 yılı ilk 8 aylık sonuçlarında hedef rakamlarının üzerine çıkarak %120’lik bir iş hacmi artışı gerçekleşti. Türk pazarının tercih ettiği destinasyonlar arasında Fransız Alplerinde kayak tatil köylerinde önceki yıla göre %276, Antalya ve Bodrum tesislerinde %60, Maldivler, Seyşeller, Mauritius gibi uzun mesafe destinasyonlarda ise %100’lük artış gerçekleşti’’ dedi.
Her yıl 3-5 yeni tesis açılıyor
Club Med Avrupa ve Afrika CEO’su Browaeys, her yıl 3 ila 5 yeni tesis açmak ve mevcutları yenileme yoluyla portföylerini büyütmeyi amaçladıklarına dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Club Med 1950'den bu yana olduğu gibi yeni dönemde de lüks Exclusive olarak hizmet vermeye devam edecek. Yıllar içinde tesislerimizi, hizmetlerimizi daha premium ve mükemmel hale getirmek için sürekli yenilendik. Dijitalleşme, temassız hizmetler ve tatil deneyiminin tamamen kişiselleştirilmesi gibi çalışmalarımız ve her zaman inandığımız sosyal sorumluluk duygumuz var. İlk Exclusive Collection dağ tatili beldemiz Club Med Val d’Isère ve Tignes geçen sene yenilenerek açıldı. Aynı zamanda lüks beklentisini de karşılayacak olan dört farklı ürün altında toplanan ve 19 lüks konaklama biriminden oluşan Exclusive Collection serisini yarattık. Tamamen lüks üst kategori tesisler, lüks özel alan ve hizmete sahip özel tesisler, villa ve dağ evleri ve 5 direkli özel yelkenli ile gezi programları, birbirinden farklı özel ruhu yansıtmaya devam ediyor. Yeni marka konumlandırmamız ve yeni kampanyamız L’Esprit Libre de her anın tadını çıkarabilen, içimizdeki özgür ruhu destekleyen anlara bizi daha da yaklaştırırken, sıra dışı yaşam stili ve anılar yaratma düşüncemizi destekliyor. Biz duygu yüklü, özgür, zarif ve eğlenceli unutulmaz tatillerin simyacısıyız.
Club Med ve Türkiye arasında yıllar geçtikçe daha da güçlenen uzun bir ilişki oldu. Dünya genelinde çok seyahat ettim ve Türk müşterilerinin Club Med'in ruhunu en iyi şekilde benimsediğine inanıyorum. Club Med tatil köylerinde Türk müşterilerinin memnuniyet oranı en yüksek seviyede ve %98’e yükseldi.’’
“Happy to Care”: Club Med, sürdürülebilirlik için bir dizi yeniliğe daha imza atıyor
Genç seyahat severlerin ve ailelerin özellikle sürdürülebilir turizme saygılı ve her bir bireyin kendi farklı beklentilerine cevap verecek, zengin deneyim yelpazesi sunan ve yaşatabilen bir tatil istediğini vurgulayan Browaeys, sözlerine şöyle devam etti:
“Club Med her şey dahil açılımı altında bu arayışı yıllardır karşılıyor. Örneğin, sürdürülebilirliğin temel bir ilkesi olarak bulunduğumuz her ülkede yerel üreticileri destekliyoruz. Ancak şimdiye dek yaptıklarımızla yetinmiyoruz. Yeni dönemde ‘Happy to Care’ programını hayata geçiriyoruz. Program kapsamında tek kullanımlık plastik sınırlamasından, enerji tüketimini daha iyi yönetmeye, kültürel korumayı daha da güçlendirmeye, gıda israfını önlemeye kadar iddialı olduğumuz alanlarda birçok yeniliğe daha imza atıyoruz.”