FİKRİ CİNOKUR- Turizmdays.com – Dünya turizminde en fazla ziyaret edilen kentler içinde ilk 10’da yer alan, 2030’lu yıllarda demiryolu ve karayolu alt yapısı tamamlanmış, 30 milyon turist hedefleyen Antalya, turizm başta olmak üzere toplam 40 milyar dolarlık ihracat umudu taşıyor. Bunun için de üretim ve ulaşım altyapı sorunlarının çözümünü bekliyor.
Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD) Kurucu Başkanı, 23 ve 24. dönem Ak Parti Antalya Milletvekilli Dr. Sadık Badak, 2030’lu yıllarda 30 milyon turist hedefleyen Antalya’nın üretim ve ulaşım sorunu ile kent ekonomisinin gelişmesine yönelik ‘’Antalya 2030 Ulaşım ve Ekonomi Vizyonu Tasarımı’’ başlıklı araştırma raporu hazırladı.
Raporda, Antalya ekonomisinin daha da geliştirilmesi ve ulaşım sorununun çözümü için 4 ayrı altyapı projesinin aynı anda uygulamaya geçmesi gerektiği vurgulandı.Raporda 4 temel altyapı proje şöyle açıklandı:
‘’1- 70 bin hektar kapalı sistem tarımsal sulama projesi (1,5 milyar Dolar), 2- Gazipaşa-Kepez arası 10-12 duraklı 170 km hızlı demiryolu projesi (600 milyon Dolar), 3- Alanya-Döşemealtı transit karayolu 200 km. (400 milyon dolar. 4- Burdur-Antalya limanı yük/yolcu hızlı demiryolu (130 km. 460 milyon dolar)’’
-16 milyar dolarlık ihracat yapıldı
Tarım, ticaret, sanayi ve turizm sektörlerinde tedarik ve pazarlama sorunları olan Antalya’nın 2023 yılında yüzde 75’i turizm olmak üzere tüm sektörler ihracatının 16 milyar 118 milyon dolar olduğunu belirten Badak, raporunda şu görüşlere yer verdi.
‘’Antalya 2030’lu yıllarda 30 milyon yabancı turist hedefliyor. Antalya ekonomisinin tedarik, üretim, pazarlama ve lojistik alanında eksiklikleri var. Bölgede demiryolu taşımacılığı ve lojistik merkezi yok. Gazipaşa-Muratpaşa/Kepez karayolu yetersiz ve kruvaziyer rıhtım bulunmuyor. Gazipaşa-Muratpaşa/Kepez arasında demiryolu yok.’’
-Demiryolu maliyeti daha düşük
Türkiye’de demiryolu ve karayolu kilometre yapım maliyetlerini de karşılaştıran ve demiryolu maliyetinin daha düşük olduğuna dikkat çeken Badak, şöyle devam etti.
‘’Hızlı demiryolu (ortalama 150 Km/saat maliyeti) 3,5-4 milyon Dolar/Km. Bölünmüş transit 2x3 şeritli yol maliyet 2-2,5 milyon Dolar /Km. Ancak otoyol maliyeti son 20 yılda Türkiye’de yapılan ortalama maliyet 8 milyon, uzman analizleri 6 milyon Dolar/Km. 600 milyon dolar maliyetli Gazipaşa-Kepez arası 10-12 duraklı 170 km hızlı demiryolu güzergah yerleşim alanlarına yakın olacağından arazide dağlık kesim azalacaktır. Ulaşımın il düzeyinde çeşitlendirilmesiyle turistin her 3-4 saatte bir farklı turizm noktasına erişerek harcama yapabilmesi sağlanabilir.’’
-Raylı sistem oluşturulmalı
Doğu İlçeleri ve merkez arasında Raylı sistem entegrasyonunun oluşturulması gerektiğini ifade eden Sadık Badak, ‘’Merkez ilçelerde mevcut ve inşa edilmekte olan raylı sistemler Kepez Raylı Sistem Merkezine bağlanarak Gazipaşa raylı sistemine entegre edilerek İl düzeyinde yaklaşık 300 km raylı toplu ulaşım sistemi gerçekleşmesi sağlanabilir. Böylece turizmde güvenli, konforlu ulaşım, otelden karayolu taşıtıyla trene gelen turistlerin iİ düzeyinde günlük hareketlerini sağladıkları ana hat olur’’ dedi.
-Alanya-Döşemealtı transit karayolu
Alanya-Döşemealtı arası 400 milyon dolar maliyetli 200 kilometrelik transit karayolunun yapılmasıyla Antalya Havalimanına gelecek turistlerin kısa sürede gidecekleri noktalara ulaştırılacağı ifade edilen raporda, şöyle denildi.
‘’Alanya-Döşemealtı 2x3 Şeritli Transit Karayolu Fonksiyonları -Manavgat Doğusunda yer alan turizm tesisleri için Antalya havaalanına özellikle yüksek sezonda gelen turistlerin kısa zamanda transfer edilmesini sağlar. Denizli-Burdur-Korkuteli-Bucak-Isparta ile Serik-Manavgat-Alanya istikametine karşılıklı geçişlerin, Gazi bulvarı ve Aksu karayoluna girmeden ulaşımını sağlar.‘’
-Bölünmüş transit yolun avantajları
200 km’lik 2x3 şeritli bölünmüş transit yolun avantajları da sıralanan raporda şu görüşlere yer verildi.
- Antalya-Gazipaşa arasında “Hız ve Konfor açılarından” turistik, ticari, sivil ve transit taşımacılık için tamamen yeterli olması. 2- Otoyola yatırılacak YİD bütçe imkanını Kepez-Gazipaşa Hızlı Tren (Alanya-Ray) için de kullanma fırsatı vermesi, 3- Otoyol maliyetinin yüzde 26’sı (yaklaşık ¼) seviyesinde bütçe gerektiriyor olması, 4- 40-50 metre genişlikte arazi kullanılması ve İşletme maliyetlerinin düşük olması, 5- Döşemealtı-Alanya 200 Km. ve 400 milyon dolar maliyetle yapılacak olması, 6- Geçiş ücretinin otoyola göre çok makul olması 7. Teknik nedenlerle yapım ihalesine çok firmanın katılarak rekabet maliyetin oluşması.’’
-Serik - Konaklı otoyolun dezavantajları
Sadık Badak, Ulaştırma Bakanlığının 15.12.2023 tarihinde 3,2 milyar Euro maliyetle ihale ettiği Serik-Konaklı 84 km’lik Otoyol Projesi Otoyolun dezavantajlarını da şöyle sıraladı.
‘’100 bin araç/gün geçiş garantisiyle vatandaşa, sektörlere ve kamu bütçesine büyük bir yük getirecek. 80-150 m. genişliğinde arazi kullanılması ve işletme maliyetleri yüksekliği. Gelecek yıllarda Serik-Döşemealtı 78 Km. için ilave 2,5 milyar Euro yatırıma ihtiyaç olacak. İhaleye giren firma sayısının çok az olması ve güzergahta var olan yüksek nitelikli tarım, eko ve agro turizm alanlarını bozacak. Çukurova Ege arasında ağır taşımacılık sorunlarını tarım ve turizm nitelikli Antalya Ovasına getirecek. Doğrudan Döşemealtı’na ulaşmadığından tüm trafik Serik-Aksu hattında toplanacak.’’
-Serik - Konaklı otoyolunun Antalya’ya vereceği zararlar
Sadık Badak, 84 km. otoyol için kullanılacak aşırı (3,2 milyar Euro) bütçe nedeniyle hızlı tren ve kapalı sulama yatırımlarına 15 yıl boyunca ödenek alınamayacak olması nedeniyle Antalya’ya büyük zararı olacağına dikkat çekti.
3,2 miyar Euro’luk bütçe ile diğer dört temel ulaşım ve üretim yatırımının tamamlanabileceğini anlatan Badak, otobanların endüstri bölgeleri arasında kesintisiz büyük tonajlı taşımacılık için yapılan, geniş arazi kullanan ve çok yüksek maliyetli altyapılar olduğunu kaydetti.
-Burdur-Antalya limanı hızlı demiryolu projesi
Burdur-Antalya limanı arasında 130 kilometrelik yük/yolcu hızlı demiryolu projesinin yapım maliyetinin 460 milyon dolar olacağını ifade eden Badak, raporunda, şu görüşlere yer verdi.
‘’Burdur-Antalya limanı yük ve yolcu hızlı demiryolu projesi güzergahında arazi niteliği yüzde 30 düz, yüzde 20 engebeli yüzde 50 dağlıktır. Düşük maliyet avantajı sebebiyle dünyada var olan toplam navlunun yüzde 90’ı deniz üzerinden taşınmaktadır. Kentimizde demiryolu taşımacılığı bulunmadığından Ege, Çukurova gibi diğer taşımacılık türlerine sahip bölgelerdeki üretimlerle rekabette dezavantaj doğurmakta, ihracata dayalı teknolojik üretim ve uluslararası büyük ticaret firmaları Antalya’ya gelmemektedir. Bu nedenlerle ilimizde turizm dışı sektör firmaları ağırlıkla küçük işletme olarak kalmakta, teknolojik tarım üretimi ve sanayi gelişememektedir.’’
Antalya Limanının ülke demiryolu ağına katılmasıyla, il tarım ihracatı soğutuculu vagonlarla ihracat avantajına kavuşacağına dikkat çeken Badak, şöyle devam etti.
‘’Limanın demiryolu ağına bağlanması Afyon-Antalya hattında var olan 12 OSB ile İzmir ve Mersin limanlarını kullanan diğer ihracat-ithalat potansiyelinin Antalya’ya gelmesini sağlayacak, transit ticaret ve finans hareketleri artacaktır. Liman işletici şirkete dip derinliğini artırma ve kruvazör rıhtımı yapma cesareti verecektir. Ülkemizde Mersin ve İzmir arasında ticaret limanı yapılacak başka şehir yoktur. Turizmde Antalya’nın rakibi olan Avrupa’da Barcelona, Nice, Monaco, Orta Doğuda Dubai ve K. Amerika’da Miami kentlerinde kruvazör limanı, yat limanları ve büyük ticaret limanları yan yana faaliyet göstermekte ve kentlerin turizm potansiyellerini yükseltmektedir.’’
-Finansman yerli kaynaklardan
Antalya’da uygulamaya geçilmesi halinde 4 temel altyapı maliyetinin toplam 3 milyar dolardan fazlaya mal olabileceğini vurgulayan Sadık Badak, bu projelerin finansmanının da yerli alternatiflerden karşılanabileceğini bildirdi. Badak, şu görüşlere yer verdi.
‘’Antalya’nın ulaşım ve sulama yatırımlarına gereken bütçe kamu kaynaklarından ayrılamadığından Konaklı-Serik karayolunun YİD modeli ve yüksek faizli yabancı kredi ile yapılması Ulaştırma bakanlığınca çözüm olarak sunulmaktadır. Ancak bu çalışmanın önerisi ‘Yerli Finansman Modeli’dir. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı işbirliğiyle, dört yatırımın finansman sorunu yurt dışı kaynağa ihtiyaç olmadan iç kaynaktan Yİ modeli ile çözülmesi mümkündür.’’
- Mayıs itibariyle yaklaşık 100 milyon dolar toplandığını bunun yılsonu 200 milyon dolar olması beklendiği belirtilen raporda, finansmanın yerli kaynaklardan sağlanabileceğine dikkat çekildi. Raporda, şöyle denildi. ‘’Antalya’da turizm amaçlı kamu arazisi tahsislerinden 2023 yılı kamu geliri yaklaşık 80 milyon dolardır. 2024 yılında 100 milyon dolar olması beklenmektedir. Konaklama vergisi ve turizm arazi tahsislerinden hazineye sağlanan 300 milyon Dolar yanında Maliye Bakanlığı bütçe acil yatırım ödeneklerinden 300 milyon $/yıl ilave ederek Antalya Acil Ulaşım ve Tarımsal Sulama altyapıları Yİ projelerine her yıl 600 milyon $ faizsiz kaynağı borç olarak sağlayabilir. Her yıl konaklama vergisi ve arazi kira gelirlerinin turizm gelişme hızı yüzde 5 yükseleceği de açıktır. Konaklama vergisinden ve Turizm alanları kira gelirleri ile Antalya’nın acil altyapılar finansmanına geçici bir süre için kredi oluşturulması uygun karşılanmalıdır. Bunların yanında, öncelik verilecek kapalı sulama ve hızlı tren projelerini çok düşük faiz ve uzun dönemli kredilerle cesaretlendiren, karbon salınımını azaltma ve gıda üretimini destekleme amaçlı yurtdışı fonları üzerinde de çalışılabilir.’’
-Turizmden her yıl ortalama 10 milyar dolar gelir
Antalya turizminin ülkemize ortalama 10 milyar $/yıl üzerinde sıcak döviz kazandırdığı ifade edilen raporda, şu görüşlere yer verildi.
‘’Sulama ve ulaşım altyapı yatırımları yaklaşık 3 milyar dolar ile beş yıl içinde tamamlanınca 2030’lu yıllardan itibaren turizm gelirleri yükselirken, kentimiz turizm dışı sektörlerden ülkeye ayrıca 10 milyar $/yıl ihracat sağlayacaktır. Öneri olarak, Kültür ve Turizm ve Maliye Bakanlığı işbirliğiyle çalışmada belirtilen Antalya sulama ve ulaşım yatırımlarında kullanılmak üzere DSİ, DDY ve KGM’ne 5+12 yıl (toplam 17 yıl) vadeli, 5 yıl boyunca 600 milyon $/yıl ve toplam 3 milyar $ faizsiz kredi verir. Her yıl 600 milyon $ olarak sağlanan finansman beş yılda ilgili altyapılar tamamlanır.’’
Tarım üretiminde kapalı sulama sistemleri, Burdur - Antalya Limanı ve Gazipaşa-Kepez 10-12 duraklı Hızlı Raylı sistem ile Alanya-Döşemealtı 2x3 şeritli transit karayolunun işletmeye geçtikten sonra DSİ, DDY ve KGM Genel Müdürlüğü, hazineye 12 yıl boyunca kredi geri ödemesini sağlayabileceği vurgulanan raporda, ‘’Bu süreçte D400 karayolu 2x3 şeritli hale getirilir ve Antalya Havaalanı-Belek-Manavgat Kızılağaç 2x2 şeritli turizm yolu Turizm Bakanlığı ve Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle hızla tamamlanabilir’’ denildi.
-2030’lu yıllarda 40 milyar dolarlık ihracat umudu
Antalya’nın 2030’larda ulaşım ve altyapı sorunlarını çözmüş olarak görmeyi hedeflediklerini dile getiren Badak, şunları kaydetti.
- yıllarda kent merkezlerinde trafik sorunları çözülmüş, Döşemealtı-Alanya arasında 200 Km’lik 2x3 şeritli transit çevre yoluna kavuşmuş, tarım alanları dijital üretim odaklı planlanmış, 70 bin ha. kapalı sulamaya kavuşmuş Antalya buluruz. Sahilde, kırsalda ve yaylada su ve çevre koruma planları tamamlanmış ve uygulanmış, Bucak/Burdur-Sandıklı/Afyon aksında yeni endüstri bölgeleri gelişmiş, Burdur-Antalya Limanı ve Kepez-Gazipaşa arasında Hızlı Demiryoluna kavuşmuş bir Antalya olur. Tarım ürünleri konteyner ve soğutuculu vagonlar ile iç ve dış pazarlara taşınan, modern lojistik köye sahip, ürünleri İntermodal taşımacılık ile ihraç edilen, modern kruvaziyer yolcu rıhtımına kavuşmuş, eko turizm, agro turizm, gastronomi ve sağlık turizminde markalaşmış Antalya görmek istiyoruz.
2030’lu yıllarda Antalya’yı, 30 milyon yabancı turist ile 25 milyar dolar turizm, 5 milyar dolar tarım ürünleri, 10 milyar dolar da ticaret ve sanayi olmak üzere toplam 40 milyar dolar ihracata ulaşmış, büyük kültür, sanat, moda, spor ve diplomasi organizasyonları düzenlenen bir şehir olarak görmek istiyoruz.’’
Antalya’nın bugünkü haliyle bırakıldığı takdirde 2030’lu yıllarda il ekonomi dengesinin yüzde 80-85 turizm gelirlerinden oluşacağını, çevre ve sosyal hayat dengesi giderek bozulacağını belirten Badak, ‘’Potansiyel olduğu halde turizm dışı ihracatta 10 milyar $/yıl kaybedilecek ve turizmde bir kriz halinde bölge ekonomisinde yıkıcı etkisi daha fazla hissedilecektir’’ diye konuştu.