Turizmdays.com - LMX Touristik Türkiye Genel Koordinatörü Serdar Bayraktar, şu andaki turizmde ki gidişata bakıldığında 2025 yılının 2024 yılını aratacak gibi gözüktüğünü söyledi.
Serdar Bayraktar, 2024 yılı için Acentacı ve tur operatörlerinin "Eh işte, kör topal bu günlere geldik" derlerken, otelciler ise yalnızca ağustos-kasım arasına odaklanarak "Çok güzel bir sezon geçirdik" ifadelerini kullandıklarını belirterek, ‚‘Kötü geçen dönemler, boş kalan oda ve uçak koltukları hızla unutulmuş gibi görünüyor ve 2025 yılına yine büyük umutlarla giriyoruz. Kontrat fiyatlarına zamlar yapıldı, erken rezervasyon (EB) oranları düşürüldü ve herkes beklemede‘‘ dedi.
2025 yılı, geçen yılı aratacak
Şu an için erken rezervasyonların iyi gittiğini vurgulayan Serdar Bayraktar, ‚‘Bilinçli ve repeat guest dediğimiz sadık müşteriler, otellerini ve uygun fiyatı garanti altına almak için şimdiden rezervasyon yapıyorlar. Ancak EB dönemi bittiğinde neler olacağını hep birlikte göreceğiz. Yüksek enflasyonla mücadele ettiğimiz bir gerçek. Ancak bu durumu Akdeniz çanağındaki komşu ve rakiplerimiz de biliyor. Onlarda enflasyon bizdeki kadar yüksek değil ve fiyat artışları bu denli fahiş oranlarda gerçekleşmiyor. Turistler de bütçelerine göre tatil yapmak istiyorlardiye konuştu.
Avrupalı turist artık yılda 3 kez tatile gitmiyor
Avrupalı turistlerin artık eskisi gibi birden fazla tatile çıkmadığını hatırlatan Serdar Bayraktar, şunları söyledi:
‚‘Gerçek şu ki, Avrupalı turist artık yılda üç kez tatile gitmiyor. En fazla iki kez ailece tatil yapıyorlar. İlki uçaklı bir seyahat, ikincisi ise emisyon salınımı, sürdürülebilirlik ve doğayı koruma gibi düşüncelerin ön plana çıktığı, genellikle kendi ülkelerinde gerçekleşen tatiller oluyor.
Neler yapılmalı?
Bu duruma uyum sağlayabilmek ve enflasyonun etkisini azaltmak için, turizm sektöründe KDV’nin düşürülmesi ve konaklama vergisinin kaldırılması gibi geçici önlemlerin alınmalı.
Turizm konusunda kıskanılan bir destinasyon olduğumuz bir gerçek. Ancak rakiplerimiz boş durmuyor. Biz altyapımızı, yollarımızı, çevre düzenlemelerimizi ve personel eğitimini ihmal ederken, onlar güçlü projelerle rekabet için hazırlanıyor. Örnek olarak vermek istersek Mısır, Akdeniz kıyısında Ras El Hekma bölgesinde, Birleşik Arap Emirlikleri'nin finansal desteğiyle 170 milyon m²’lik bir alanda otel, eğlence ve iş merkezleri inşa etmeye başladı. Hedefleri, yılda 8 milyon turist. BAE'nin yatırımı ise 35 milyar dolar.
Suudi Arabistan, Kızıldeniz kıyısında Red Sea Project adıyla dünyanın en iddialı turizm projelerinden birine imza atıyor. 2030’da tamamlanması planlanan projede, doğa dostu 22 ada yer alacak. Bazı oteller şimdiden hizmete girdi.
Bu projeler, mevcut müşteri potansiyelinden faydalanacak ve pastamızdan pay alacak. Bu nedenle Antalya'nın yol ve ulaşım sorunlarının çözülmesi hayati önem taşıyor. Ayrıca atıl durumdaki EXPO alanı, uluslararası toplumların ilgisini çekecek bir projeyle yeniden değerlendirilmeli.
Turizm çeşitlendirilmeli
Turizmde sadece deniz, kum ve güneş üçgenine bağımlı kalamayız. Kültür, doğa, gurme ve spor turizminin artırılması için acilen yatırım yapılması ve bu alanların tanıtılması gerekiyor. Ülkemizin turizm ürün yelpazesi oldukça geniş ve bu çeşitliliği ön plana çıkarmalıyız.
Ancak bu yapılırken sadece Kültür Yolu Festivalleri gibi etkinliklerle yetinmek yeterli değil. Kültürel zenginliklerimizin tanıtımı için erişimin kolaylaştırılması ve müze giriş ücretlerinin yabancı turistler için her yıl artırılmasının önüne geçilmesi gerekiyor.
Bir şey yapıyorsak sadece kendimiz için değil, gelecek nesiller için de yapmalıyız. Ülkemizi ziyaret eden turistlere, bizi tercih etmeleri için çeşitli seçenekler sunmamız gerekiyor. Bu doğrultuda, emeklerimizin boşa gitmemesi ve sürdürülebilirliğin sağlanması için planların hazırlanıp yürürlüğe konması hayati önem taşıyor.
Unutmamak gerekiyor. Bugün attığımız adımlar, yarının turizm vizyonunu şekillendirecek.’’