Bir Sezon Daha Bitti …

Evet 2018 yaz sezonunun bitmesine günler kaldı ama zaten doluluklar mevsim itibariyle düşmeye tesisler yavaş yavaş kapanmaya başladı. 

Sezon sonu demek Bacasız Sanayide işsizlik demek. 

Eylül sonunda önce stajyerlerimizi okullarına uğurladık. 

Ekim başında da düşen doluluklara paralel olarak işten ayrılmalar ve işten çıkarılmalar başladı.

Sektörün belki de en kötü durumu bütün bir yaz çalış, emek ver, sezon sonu gelince işsiz kal. 

İşsizlik zor bir durum! Hem ekonomik olarak hem kariyer olarak zor bir süreçtir işsizlik. 

En kötü şey ise herkes haklı, işveren işletmenin devamı ve yatırımın karşılığı olarak personel sayısını düşürmek zorunda. Çalışan haklı. Yazın başlayan yoğun çalışma temposunun azalmaya başlayıp daha iyi şartlarda çalışmaya başlayacağı dönemde işsiz kalmak.

Yaşanan krizlerde sektör ciddi anlamda mesleğinde çok iyi yerlere gelmiş kalifiye personelini kaybetti. 

Zorlaşan ekonomik koşullar kalifiye personelin başka sektörlere geçmesine neden oldu. 

Değişen trendler turizm sektöründeki personel alışkanlıklarını da değiştirdi. 

Açılan AVM’ ler, parklar, restoranlar, kafeler turizm çalışanlarına yönelince biz özellikle konaklama sektöründe ciddi personel istihdamı sorunu ile baş başa kaldık. 

Bir de buna eskisi kariyer yükselme yerine ekonomik yükselme ön plana çıkınca sorun daha da büyüdü. 

Akabinde personel ithaline başladık oda döviz kurunda dalgalanma ile ters bakiye verdi.

Herkes kendi penceresinden bakınca haklı ama ortada bir gerçek var istihdam yetersizliği! 

Turizm paydaşlarının birinci önceliği sezonun erken başlayıp geç bitmesi için ne gerekiyorsa onu yapmak olmalı. 

Çünkü sezon daraldıkça sektörden ayrılan personel sayısı çoğalıyor ve geri dönmüyor. 

Bacasız Sanayi eski günlerine dönüyor. 

Bu dönüşü personel istikrarı için de sağlamalıyız. 

Turizm sektöründe tesislerin değerine değer katan o tesiste çalışan sürekli personeldir.
 
Çünkü onlar gerçekte tesis kültürünün gerçek temsilcileridir. 

Sektörde tesis sayısının bu kadar çok olmadığı dönemlerde turizm sektöründe çalışmak için herkes can atıyor ve tesisler binlerce başvuru arasından eleman alırken karar vermekte zorlanıyorduk.
 
POYD olarak Sayın Bakanı ziyaret ettiğimizde kendisinin ilettiği  yetişmiş personel istihdamı ile ilgili projenin Turizm Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığının yaptığı protokolün imzalanması  beni gerçek anlamda ümitlendirdi.  

Kamu ile özel sektörün bir araya gelip sektöre personel yetiştirmek için çıktığı yolun çok öneml olduğunu ve farkındalık yaratacağını düşünüyorum.

Çalışan için sektörün çekiciliği büyüktü. 

Personele sunulan olanaklar olsun kurumların insanlara yaklaşımları olsun çok farklıydı. 

Personel zamanında işe alınıyor, gerekli eğitimlerden geçiriliyor. 

Daha personel hizmet vereceği misafirle karşılaşmadan önce kendini çalıştığı tesisin bir bireyi olarak hissediyor ve aldığı eğitimlerden dolayı ona göre gereken hizmeti verebilme başarısını gösteriyordu. 

Ne yazık ki ülkemizde yaşananlar birçok tesiste sürekli değişen personel nedeniyle tesis kültürü oluşmaya fırsat bulamamaktadır. 

Her seferinde başka bir barmen her seferinde başka bir resepsiyon memurunun karşınıza çıkması ve her seferinde size aynı soruları sorması sık karşılaştığımız durumlardır. 

Çalışanlar onlara insan gibi davranılmasını isterler, dinlenmek, ciddiye alınmak isterler. Beklentileri insan ilişkilerine dayanmaktadır. 

Unutmayalım! İnsanlarla insanlara hizmet veriyoruz. 

İnsanların kalplerini kazanmak, onlara değerli olduklarını hatırlatmak, kendilerini iyi ve mükemmel hissetmelerini sağlamak bence en önemli hedefimiz olmalıdır. 

Ama bu hedefi ancak kendini değerli hisseden ve mutlu insanlarla yapabileceğimiz gerçeğini de unutmayalım, derim.

2019 sezon hazırlıklarında kolaylıklar ve güzel günler dilerim.

Sevgiyle,