Kurlar Yükleniyor...
articledummy

KUR RİSKİ YÖNETİMİ VE ALGI-I

İş hayatı birçok riskle dolu ve bunları önceden bilmemiz, kestirmemiz neredeyse imkansız.

 

 Ekonomik, siyasal, sosyal vb. koşulları önlememizin imkânsız olduğu bu tür riskler sistematik risklerdir.

 

Sistematik olmayan riskler ise belirli bir sektör ve/veya şirketi etkileyen durumlarda kendini gösterir.

 

Şirketler sistematik olmayan risklerini yönetebilme imkânına sahiplerdir, sistematik risklerde ise kendilerine en az zarar verecek şekilde önlem alma ve korunma yöntemlerini bulup geliştirmek zorundadırlar.

 

Sistematik risklerin finansal açıdan en önemli yansımaları kur, faiz ve piyasa riski olarak karşımıza çıkar.

 

Son yıllarda kur riski ile beraber faiz riski de işletmeler için önemli tehdit unsuru olmaya başlamıştır.

 

Kur riski, başka bir ifade ile Türk lirasının değer kaybı turizm sektörü ve ihracat yapan firmalar için kısa vadede bir avantaj oluştururken, özellikle girdileri döviz bazlı gelirleri Türk lirası olan ve/veya döviz borcu olan firmalar için önemli bir tehdit unsuru olmaktadır.   

 

Ülke ekonomimizin gündeminde de kurlardaki gelişmeler her zaman ön sıralarda yerini koruyor.

 

Dolar güne yükselişle başladı, döviz sepetindeki artış şu noktaya geldi, yıl sonu dolar kurunu şu seviyede bekliyoruz, vb. söylemlerle kamuoyu nezdinde kurlardaki hareketlilik devamlı olarak sıcak tutuluyor.

 

Bazen kurlara ilişkin değerlendirmelerin ve öngörülerin dozu da kaçıyor.

 

Kimi zaman bu yorum ve öngörüler reel ekonomideki işletmeler için moral bozucu da olabiliyor.

 

Bütün olumsuz yorum ve endişeli değerlendirmelere rağmen 2017 yılı aslında, ihracatını ağırlıklı Euro, borçlanmasını ve ithal girdisini dolar bazında yapan ekonomimiz için oldukça olumlu geçti.

 

2016 yıl sonu dolar kuru 3,52 TL civarlarında kapatırken, 2017 yıl sonunu ise 3,77 TL’lı seviyelerde tamamladı. Aynı şekilde Euro 2016 yılını 3,71 TL seviyesinden 2017 yılını ise 4,52 TL seviyesinde tamamladı.

 

Yıl içinde onca kopartılan gürültüye rağmen 2017 yılında dolar kuru Türk lirası karşısında %7,2, Euro kuru ise %21,7 civarında değerlendi.

 

Duruma bir de dolar bazlı borçlanan işletme gözlüğü ile de baktığımızda, Türk lirası borçlanan şirkete kıyasla dolar bazlı kredi maliyetinin daha uygun olduğunu gözlemliyoruz.

 

2017 yılı %5 faizle dolar kredisi alan bir işletmenin 2017 yıl sonu kredi maliyeti kur artışı ile birlikte %12’ler civarına gelmiş oldu.

 

Önceki yıl sonuna doğru Türk lirası kredi faizlerinin %17’lere yaklaştığını dikkate aldığımızda aslında dolar kredisi kullanmanın daha da avantajlı olduğunu görüyoruz.

 

Hatta geliri Euro bazında olan ve dolar bazlı borçlanan işletmeler için ise bu durum daha da avantajlı hale gelmiş oluyor.

 

2017 yıl başında bir milyon dolar borçlanan turizm işletmesi, aldığı bu dolar karşılığında (2017 yıl başı paritesi 1.05) 952 bin Euro alabiliyordu.

 

Yıl sonunda %5 kredi faizi ile birlikte 1.050.000 doları geri ödemek için ise sadece 875 bin Euro bozdurması yeterli oluyor.

 

Sonuçta geliri Euro olan bir işletme böyle bir kredi işleminde yılın sonunda 77 bin Euro karlı çıkma olanağına sahipti.

 

Tabi kurlardaki artış seyri 2018 yılında da aynı şekilde devam eder mi bunu bilemeyiz ama tedbiri elden bırakmamak gerekiyor.

 

Gelir, gider ve borçlanmasında farklı para birimleri ile çalışan işletmelerin yine bu yıl da çok dikkatli olması gerekiyor.

 

Döviz bazında yükümlülüklerdeki aşırı kur artışlarına karşı işletmelerin kendilerini korumaları bir zorunluluk.

 

Gelecek yazıda da özellikle kur, emtia artışlarına karşı ne tür finansal araçlardan yararlanabileceğimize değinmeye çalışacağım.

Yayın Tarihi
19.03.2018
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla