Kurlar Yükleniyor...
articledummy

Turizmci Yılı Kredi Borçları Ve Faiz Ödeyerek Geçirecek

Turizmdays’e yayın hayatında başarılar dileyerek ve bana da sizlere ulaşabilme fırsatı verdiği için teşekkür ederek yazıma başlıyorum.

İş hayatımın büyük bir bölümünü çeşitli sektörlerde ama daha çok Finansal alanda geçirdiğim için yazılarımda da mali ve ekonomik konulara ağırlık vereceğim. Görüş ve değerlendirmelerimi çok fazla rakam karmaşasına yol açmadan sunmaya çalışacağım.

2017 yılına veda edip 2018 yılına merhaba dediğimiz şu günlerde, şirket sahipleri ve yöneticiler gelecek yıla odaklanmış durumdalar. Her yeni yıl beraberinde kendisine özgü fırsat ve tehditlerle birlikte gelmektedir. Bu fırsat ve tehditleri algılayabilmek ve faaliyetlerimize Etkilerini de doğru bir biçimde tespit edebilmek oldukça önemlidir. Diğer yandan önceki yılda oluşan birçok fırsatın etkileri azalmakta, ancak risk veya tehditlerin tesiri de devam edebilmektedir.

Ülkemizle ilgili rapor ve analizlerde turizm sektörünün parlayan sektörlerden biri olacağı değerlendirilmektedir. Her ne kadar bu olumlu değerlendirme kendini göstermeye başlasa da siyasi, jeopolitik gelişmelerin yanı sıra makroekonomik gelişmelerin de ihmal edilmemesi gerektiğini düşünüyorum.

Makro ekonomik gelişmelerin başında da kur/parite, enflasyon, büyüme, tüketici beklentileri, faiz, emtia ve enerji fiyatları gelmektedir. Şu günlerde ekonomimizi en çok etkileyen konu ise faizdir. Birçok sektörde olduğu gibi Kamu Garanti Fonu (KGF) aracılığı şirketlere kredi desteği ekonomik büyümeye ciddi boyutta katkı sağlamıştır.

Ancak bu katkının yanında enflasyon ile birlikte KGF, mevduat ve kredi faizlerini de yukarıya çekmiştir. Birçok firma yüksek faiz altında faaliyetlerini yürütmüş ve kazançlarının büyük bir bölümünü faiz ödemelerine aktarmak zorunda kalmıştır. Hükümet ve Merkez Bankası’ndan faizi düşürücü yönde etkili bir adım gelmez ise 2018 yılının da yüksek faiz ortamında geçeceği kaçınılmazdır. Faaliyet karlılıklarının faiz ödemelerinin üzerinde gerçekleşmesi bankalar ile kredi ilişkisi içinde olan işletmeler için önemli bir husustur.

Geçtiğimiz yıl emtialar da başlayan fiyat artışları, yılın son dönemlerinde enerji fiyatlarında da kendini göstermeye başlamıştır. Yakıt fiyatlarının önceki yıldan daha yüksek bir seviye de seyretmesi, enerji maliyetlerinin de artmasına sebebiyet verecektir. ABD ve AB Merkez Bankaları açıklamış oldukları faiz artırımı ve varlık alım işlemleri dışında bir stratejiye girmedikleri ve ülkemizde majör olumsuz bir gelişme olmadığı sürece kurlarda da enflasyona paralel bir artış beklenmektedir.

Dolayısı ile döviz gelirleri olan işletmelerin TL karşısındaki kazançlarında da reel bir kazanç söz konusu olmayacaktır. Yine yüksek enflasyon nedeniyle girdi maliyetlerinde yüksek seyir devam edeceğinden karlılıklarda önceki yıla nazaran bir azalma söz konusu olabilir.

Turizmde önceki yıllara göre canlanmanın olması, makroekonomik yönden risklerin ortadan kalktığı ya da kalkacağı anlamına gelmemektedir.

2018 yılı içinde makroekonomik yönden başlıca risk/tehdit unsurlarının başında enerji fiyatları, yüksek enflasyon ve faiz gelmektedir. Kurlardaki hareketliliğin ise önemli bir gelişme ve/veya olay yaşanmayacağı varsayımı ile sakin seyredeceği beklenmektedir.

Birçok sektörde olduğu gibi turizm sektörü de yılı kredi borçlarının faizlerini ödeyerek geçirecek gibi görünüyor. Kredi anapara borçlarının azalması yine bir başka döneme kalıyor.  

 

Yayın Tarihi
29.12.2017
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla